Trabzonspor,
uzun zamandır kendine özgü bir sistem oluşturamadı. Sistem olmayınca da çok
başarılı olamadı. Bu dönemde, türlü arayışların içine girildi. Nedense kendi
özgün sisteminden uzaklaşan Anadolu Kaplanı, İstanbul’un üç büyüklerine öykündü
uzun süre. Oysa Trabzonspor’un kendine özgü sisteminin iki dayanağı vardı:
Birincisi, öz kaynaklara dayanmak… İkincisi ise iyi savunma yaparak gol
yememek, yani yenilmemek…
Futbolun
önemli bir kuralıdır: Yenemiyorsan yenilmeyeceksin. Trabzonspor’un son yıllarda
yitirdiği şampiyonluklara bakılırsa bu kuralın unutulduğu görülür. 2019-2020
sezonuna bakıldığında Bordo Mavililer, neredeyse her maçta gol attılar. Ancak
bazı maçlarda attıklarından çoğunu yedikleri için kendi elleriyle şampiyonluğu
teslim ettiler rakiplerine. Doğaldır ki son anda yitirilen şampiyonluk,
takımına gönül veren taraftarları oldukça üzdü. Futbolda devrimci atılımlar
yapan ve yeniliğe açık olan Karadeniz Fırtınası, en sonunda Avcı ile
şampiyonluklar kazandığı dönemin sistemine dönme eğilimi göstermekte.
Avcı
göreve gelir gelmez takımın savunmasını güçlendirmeye çalıştı. Zaten bu dönemde
takım, oynadığı maçların çoğunda gol yemeden maçlarını kazandı. Gol
yemediğinizde bir puanınız garanti oluyor. Üstüne bir de gol attığınızda üç
puan kazanıyorsunuz.
Trabzonspor,
1974-75 sezonunda yükseldiği Türkiye Birinci Ligi’nde en az gol yiyen (17) ekip
oldu ve ligi on altı takım arasında 9. Sırada tamamladı. Sezonu şampiyonlukla
bitiren Fenerbahçe ise 18 gol yemişti. Birinci Lig’e yeni ayak basan bir
takımın en belirgin özelliği savunmasının sağlamlığıydı.
1975-76
sezonunda Trabzonspor ilk şampiyonluğunu kazandı. Bu sezonda yediği gol sayısı
14.
1976-77
sezonunda Trabzonspor yine şampiyon ve yediği gol sayısı; 12.
1977-78’de
ligi, Fenerbahçe birinci bitirdi yediği gol, 24’tü. Ardındaki Trabzonspor’un
ise yediği toplam gol, 16.
1978-79’da
Türkiye’nin futbolda şampiyonu yine Trabzonspor’du. Sezon sonunda kalesinde
gördüğü gol sayısı yalnızca 7.
1979-80
de ise yine ipi göğüsledi sezon sonunda Karadeniz ekibi filelerinde 11 gol
görerek.
1980-81
sezonunda kalesinde 21 gol görerek şampiyon oldu Bordo Mavililer.
1981-82
sezonunun şampiyonu Beşiktaş oldu 17 gol yiyerek. Ligi ikinci bitiren
Trabzonspor’un ise yediği gol sayısı 11’di.
1982-83’te
lig şampiyonu Fenerbahçe’nin yediği gol 20, ikinci olan Trabzonspor’un ise 19.
1983-84
sezonunu Trabzonspor, 14 gol yiyerek şampiyon olarak bitirdi.
1984-85
sezonunda Fenerbahçe, 25 gol yiyerek şampiyon tamamladı. Lig ikincisi
Trabzonspor’un ise yediği gol, 19.
Yukarıdaki
verilerden anlaşılacağı gibi Trabzonspor şampiyon olsa da olmasa da ligin en az
gol yiyen takımı tam on sezon. Bu süre içinde bakıldığında Karadeniz Fırtınası
forvet ve orta saha oyuncularından yıldızlaşanları satıyor. Ancak birkaçı
dışında savunma oyuncularını hep elinde tuttu. Yıllarca birbirine alışkın ve
uyumlu savunma oyuncuları birlikte oynadı. Bu süre içinde başarılı kalecisi
Şenol Güneş, hep takımda kaldı.
Futbolun
yasası bu… Gol yemeyeceksin, atacaksın. Trabzonspor’un son yıllarda yaşadığı en
büyük sorun, kolay gol yemek. İşte Abdullah Avcı’nın düzeltmeye çalıştığı
eksiklik bu. Doğru mu? Çok doğru…
Trabzonspor,
ara transferde genç ve gelecek arayan oyuncular almalı. Özellikle alt yapıdan
gelen oyuncular geliştirilmeli. Avcı’nın bu konuda duyarlı davranacağına
inanıyorum.
Kendi
özgün örneğiyle başarılı olan bir Trabzonspor, Anadolu’yu ayağa kaldırır. Benzer
örneklerin oluşmasını sağlar. Ayrıca neredeyse tamamen yabancı oyuncularla
sahaya çıkan Türk futbol takımlarına başarı örneği sunar. Dışalıma dayalı bir
sistemle değil, üretimle başarılı olunacağı düşüncesini yerleştirir.
Türkiye,
Atlantik’ten uzaklaşmakta. Atlantik’ten uzaklaşan ülkemiz kendi değerlerini,
gücünü keşfediyor. Atlantik’ten uzaklaşma ülkemize üretmeyi dayatmakta zorunlu
olarak. Bu nedenle yaşamın her alanında üretmek gerek ayakta kalmak için.
Trabzonspor’un
Türk futboluna damgasını vurduğu yıllar, ABD ile boğaz boğaza gelinen yıllardı.
Kıbrıs nedeniyle ABD ambargolarıyla köşeye sıkıştırılmaya çalışılan Türkiye, ulusal
savaş sanayinin temellerini attı. ABD üslerini kapattı. Her alanda üretti.
Emperyalizme karşı büyük bir dalganın yükseldiği bir dönemde, futboldaki
kurtuluş Karadeniz’in dalgalarıyla geldi. Anadolu isyanı başladı, emperyalizme
bağımlı İstanbul sermayesine karşı. Bu bir kentin değil, bütün Türkiye’nin
ayağa kalkmasıydı. Üreterek kazanmak… Öz kaynaklarla güçlü olmak… Yurdunun
çocukları ve gençleriyle şampiyon olmak… Bu arada şunu da söylemeliyim ki Trabzonspor
kazandığı altı şampiyonluğun hiçbirinde bir tek yabancı oyuncu ile sahaya
çıkmadı. Bu başarısıyla da özgüvenli olmayı öğretti Türk çocuklarına.
Şimdi
de koşullar, 1974 sonrası gibi. Yine ABD ile gırtlak gırtlağayız. Yine ambargo
tehditleri havalarda uçuşmakta. Yine yaşamın önümüze getirdiği zorunluluk
üretim yapmak. Tarih, kendini mi yineliyor ne? Tarihin, yaşamın diyalektiği ülkemize
Trabzonspor ve onun özgün örneklerini dayatmakta. Ulusal uyanışın sürmesi için
üretimi temel alan örneklere o kadar gereksinmemiz var ki…
10
Ocak 2021
Elinize sağlık hocam
YanıtlaSil