8
Mayıs 2022 Pazar günü, Trabzonspor’un şampiyonluk kutlamaları için Yenikapı'ya gittik
Atacan (10)’la. Orada iki kez Atacan’la birbirimizi yitirdik bir anda. Her
ikisinde de çok kaygılanıp korktum. Ancak çocuğuma sonsuz güvenim de var. Böyle
durumlarda ne yapacağını, nasıl davranacağını, kimlere ya da nerelere başvuracağını
iyi bilir. Bunu bilmeme karşın yine de kaygılandım. Korkumun nedeni her insanın
içindeki “Acaba?” sorusudur sanırım.
İlk
kaybolması uzun sürmedi. Hemen birbirimizi buluverdik. Kaygım, sabun köpüğü
gibi sönüverdi. Hiçbir şey olmamış gibi kaldığımız yerden kutlamaları
sürdürdük.
İkinci
kez yitip gitmesi, yüreğimi ağzıma getirdi. Kaygım, korkum çoğaldı her saniye.
Oysa böyle durumlar karşısında herkes beni soğukkanlı olmakla tanır. Bu soğukkanlılığım
nedeniyledir ki olumlu sonuçlara ulaşmam kolaylaşır. Bu kez soğukkanlılığımı
yitirdim mi ne… Gerçi çocuğuma ve birlikte kutlama yaptığımız insanlara sonsuz
güvenim var. Alanın her yanında güvenlik güçlerimiz bulunmakta. En küçük
kötülüğün bile olabileceğini usumdan geçirmedim. Ama yine de bu yitiş, ayrılık beni
kaygılandırdı.
Kutlama
alanından ayrılıp eve geldiğimizde sordum Atacan’a: “Korktun mu?” diye. O: “Niye
korkayım, orada herkes tanıdık sayılır. Aynı amaç için toplanmışız. Hem biraz daha
zaman geçseydi ben, seni bulurdum.” dedi güvenle.
Pazartesi
günü Atacan’ı bana ulaştıran Tevfik’i aradım, “Sağol!” demek için. O telaşla
ona, bir “Sağol!” demeyi unutmuş olabilirim diye. Telefonu açtı genç
arkadaşımız. Konuşmaya başladık. Öncelikle ona ağzım dolu dolu bir “Sağol!”
dedim. Atacan’la nasıl buluştuklarını sordum. O: “Dolaşıyordu, onu tanıdım.
Sizi sordum. ‘Kaybettik birbirimizi.’ dedi. Hemen telefona sarıldım sizi aramak
için. Beni engelledi. ‘Arama ağabey, şimdi çok telaşlanır o. Ben onu bulurum.’ dedi
bana. Onu dinlemeyip hemen sizi aradım.” diyerek durumu bana anlattı.
Atacan’ın
söyledikleri, Tevfik’in söyledikleriyle çelişmiyordu. Tevfik’in anlattıklarını,
Atacan dün okuldan gelince ona anlattım. Doğruladı konuşmayı. Ben, yeniden
sordum: “Benim kaygılandığımı tahmin etmedin mi? Ayrıca sen niye korkmadın?” diye.
“Dedim
ya, ne yapacağımı biliyorum. Senin tanıdığın ağabeyleri buldum. Niye korkayım?
Orada bulunan herkes bana sahip çıkıp korurdu zaten. Sen, kutlama yaptığın
kişilere güvenmiyorsun?” diyerek yanıtladı beni.
Atacan’ın
usçu yaklaşımına şapka çıkarılır. Ben de şapka çıkarıp sustum.
Atacan’a
böylesi bir özgüveni veren neydi? Aidiyet duygusu… Trabzonspor’un büyük bir topluluğu
temsil ettiğinin farkında. Kendisini, bu topluluğa ait saymakta. Bu da ona
özgüven vermekte. Bu aidiyet, onun kaygılanıp korkmasını ortadan kaldırmakta.
Yaşadığımız
kaybolma olayından çıkaracağımız ders var. Yaşamın hangi alanında olursa olsun
kişiye aidiyet duygusunu kazandırmak gerek. Öncelikle bu, okullarda olmalı.
Okullar takım çalışmasının en iyi yapıldığı yerler değil mi? Ne yazık ki okullarımızın
çok azında öğrencilerde aidiyet duygusu var. Bu konudaki eksiklik giderilmeli.
Çünkü bu da eğitimin bir parçası. Okulda kazanılan aidiyet duygusu, iş yaşamına
da taşınmalı. İşyerlerinde aidiyet duygusuyla birbirine bağlanan çalışanların
verimliliğinin artacağı düşüncesindeyim.
Kurumlara
kök salan aidiyet duygusu, giderek ulusa sıçrar. Buradan da evrensel bir
topluluğa ait olmanın onurunu yaşar insanlar. Bunun da kimseye zararı olmaz,
yararı olur.
Aidiyet
duygusu; kişiler arasındaki sevgi, saygı ve güveni artırır. Bu da
işyerlerindeki dedikoduyu, kısır çekişmeleri, gereksiz rekabetleri, ayak
kaydırmaları, çaktırmadan çalıştığı kurumun altını oymayı önler. Aidiyet
duygusuyla birbirine bağlanan kişiler arasında yalan kendine yer bulamaz. Bu
konu her türden kurumca değerlendirmeli. Bu eksikliğin giderilmesi gerek.
Kör
bir tutuculuğa varmayan aidiyet duygusunun topluma ve bireylere zararı olmaz.
Her şey kararında olmalı tabi ki…
Adil
Hacıömeroğlu
10
Mayıs 2022
Aidiyet duygusu önce ailede öğrenilir . Hocam sizin Atacan’ a olan bağlılığınız ve güveniniz beraber takımınınızın futbol maçını izlemeniz onun da kendine olan güvenini ve cesaretini artırmış.Özgür olmak kişinin kendi olmasıdır.Bence Atacan bulunduğu ortama kendini güvende ve ait hissetmiş , uscu yanıtıyla bunu göstermiş . Herkes kendini bilirse sıkıntı olmaz.Atacan kendini ispatlayıp cesaretini göstermiş .Çevresiyle ilişkisinde mutlu olayı idrak etmiş 10 yaşında büyüklerle nasıl konuşması gerektiğini öğrenmiş .Bılunduğu ortama ve çevresine güvenmiş. Kaygı korku duyulan ortamda oluşur . Hocam yüreğinize sağlık Atacan’ la nice Trabzonspor maçlarını izleyip mutlu olmanız dileğiyle.👏🙏🏻🍀Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil