BAYKAR’A SALDIRI NİYE?


        Baykar… Ulusuna hizmet ülküsüyle yaşamını sürdürmüş, her şeyini yurdunun gelişmesi ve bağımsız yaşaması için vermiş koca yürekli bir adamın temelini attığı savunma sanayi kuruluşu. Kurucusu, Özdemir Bayraktar…

        Özdemir Bey, Atatürk’ün tam bağımsızlık anlayışını iyi kavramış biriydi. Bunun için özellikle de milli savunmanın dışa bağımlılıktan kurtulması için yola çıktı. Düşündüğü hava savunma sistemlerini geliştirmek için Türk devletinin içine yerleşmiş Amerikancı Gladyo elemanlarıyla savaştı. Bunun yanı sıra katı bürokratik kuralları aştı bir bir. Ülkemizin NATO süreciyle başlayan ABD’ye bağımlılığı, ulusal kaynaklara dayalı sanayileşmeyi engellemekteydi. Hele ki savunma alanında NATO’dan bağımsız iş yapmak oldukça zordu. Bu durum, ülkemizin ulusal bütünlüğünü tehlikeye atmaktaydı. İşte, tam da bu koşullarda Sayın Bayraktar ortaya çıktı.

        Kendi ayaklarının üstünde durmayı, kendi parasıyla iş yapmayı özgürlük ve bağımsızlık olarak bilen Özdemir Bey, kimseden bir kuruş almadan işe girişti. Devletin olanaklarından yararlanmayı düşünmedi. Emeğine, alınterine ve aklına güvendi. Bu durumuyla bakıldığında ona, bir vatan fedaisi diyebiliriz.

        Türk ordusuna, Amerikancı FETÖ eliyle savaş açıldığında TSK’nın yanında yer aldı. Birçok siyasetçi gibi demokrasi yalanlarına kanmadı. Saldırının nereden, niye yapıldığının farkındaydı. Ergenekon ve Balyoz’dan tutuklu generaller, Silivri’den çıktıklarında onları Özdemir Bayraktar karşıladı. Bu duruşuyla hem yürekliliğini hem de savunma sanayinde yapmakta olduğu işlerin ülke toprakları için olduğunu anlatmaktaydı.

        Özdemir Bey’in iki oğlu (Haluk ve Selçuk) da babaları gibi bağımsızlık ülküsüyle yetişti. Babasının kurduğu işi geliştirmek onların işiydi. Özdemir Bayraktar, beklenmedik bir biçimde aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçtü. Arkasında savunma sanayindeki atılımlarını sürdürecek iki yurtsever evlat bıraktı.

        BAYKAR, öncelikle İHA ve SİHA’lar üretti. Bunlar, kısa sürede TSK’nın kullanımına sunuldu. Bu insansız hava araçlarıyla PKK, yok edilmeye başlandı. PKK’nin belinin kırılması, ülkemizin bölücü terörden kurtulmasının teknolojik altyapısının mimarıdır BAYKAR.

        Karabağ Savaşı’nda kardeş Azerbaycan’a üstünlük sağlayan BAYKAR’ın İHA ve SİHA’larıydı. İnsansız hava araçlarıyla Ermenistan hedefleri yok edildi. Karabağ, yıllar sonra işgalden kurtarıldı.

        BAYKAR’ın ürettiği insansız hava araçlarını almak için birçok ülke sıraya girdi. Şu anda üretim, satışa yetişemiyormuş. BAYKAR’ın ürettiği insansız hava araçları, alanında rakipsiz.

        BAYKAR, önce Bayraktar Akıncı’yı Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına sundu. Ardından Bayraktar Kızıl Elma’yı üretip uçurdu. Bu da insansız bir hava aracı… Teknolojik alanda üstün bir uçak.

        Türk Milleti, BAYKAR’la gurur duymakta. Ülkemize düşmanlık yapanlar ve onların içerdeki işbirlikçileri ise hep diş bilediler kuytularda.

        Ali Babacan, diş bileyenlerin sözcüsü olarak ortaya atıldı. BAYKAR’ı hedef aldı. Kendince kara çalmaya çalıştı. Bundan önceki çıkışı ise Anayasamızdaki Türlüğün çıkarılmasıydı. Ne rastlantı değil mi? Önce Türklüğü hedef alacaksın, ulusunu kimliksiz bırakmak için… Sonrasında ulusal savunma araçları üreten BAYKAR’ı… Böylece de Anayasadan kimliğini sildiğin ulusu, savunmasız bırakacaksın. Peki, bunu kim adına yapıyorsun? ABD ve onun işbirlikçileri adına… Başları ezilmiş FETÖ ve PKK’yı kurtarmak için kolları sıvayacaksın. Kendince de buna gerekçeler uyduracaksın. Türk Milleti, bu ihaneti bağışlamaz, yanına da koymaz.

        Ey Babacan, sakın unutma ki Bayraktar kardeşler yalnız değil. Onların arkasında seksen beş milyonluk Türkiye ve Türk dünyası var. Ayrıca emperyalizme karşı baş kaldıran dünyanın mazlumları da burada. Sen ise yaptığın bu ihanetle anılacaksın tarih boyunca. Şunu belirteyim ki sen, BAYKAR’la başladın ABD adına saldırına. Biraz yüz bulursan yakında TUSAŞ; ASELSAN, ROKETSAN gibi ulusal kuruluşlarımızı da hedef alırsın. Çünkü senin için efendilerine hizmetin sınırı yok!

                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       19 Ocak 2023

 

       

       

3 yorum:

  1. Muhalefet yapmak her zaman kolaydır. Ehveni şer olarak iktidar yolculuğunda bir kaç puan oyları artan muhalif partiler nedense, bu oy yükselmesi başladığı anda hemen bu tip gaflar ortaya atıyorlar. Muhalif kalmak onları mutlu ve tatmin ediyor sanırım. Yoksa gerçekten böyle bir düşüncesi olan insan, toplumun her kesiminden tepki alacağını bile bile bu şekilde bir açıklama yapmaz. Akıl tutulması ile bile açıklanamayacak bir açıklama olmuş

    YanıtlaSil
  2. Ben ordumuzun varlığını ve gücünü paramızla orantılı bulundurmak görüşünü kabul edenlerden değilim. Para vardır, ordu yaparız, paramız bitti ordu dağılsın! Benim için böyle bir mesele yoktur. Efendiler, para vardır ya da yoktur, ister olsun ister olmasın, ordu vardır ve olacaktır. (Mustafa Kemal Atatürk, Mayıs 1922, Kaynak: Hangi Atatürk/ Attila İlhan) Baykar'a yapılan saldırılar ne ilk, ne de son. Bu kavgada tarafım ve tarafımı da Mayıs'ta sandığa yansıtmayı düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. N.zihni Dört dörtlük bir yazı olmuş.Kaleminw yüreğine sağlık Sn.Hacuomeroglu.

    YanıtlaSil