“Vükela Meclisi, ‘unsurlar arasında meydana gelen kin ve
nifakın giderilmesi maksadıyla’ Anadolu’ya iki ‘Heyet-i Nasiha’ gönderilmesine
karar verdi. Esasen, Mart ayı (1919-AH) ortalarında Şile ve civarında, Türk
köylerine saldıran Rum eşkıyasını yola getirmek amacıyla muhtelit bir heyet
teşkil edilmişti. Daha sonra bunun daha geniş bir organizesi düşünüldü. (Mustafa Turan, Yunan Mezalimi
İzmir, Aydın, Manisa, Denizli 1919-1923, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları,
Ankara-2018, 4.Baskı, sf. 215)” Rum eşkıyası, Şile’de hem de Osmanlının
başkentine yürüme uzaklığında bir ilçede Türklere saldırıyor. Yakıp yıkarak
öldürüyor. Padişah ve İstanbul Hükümeti’nin usuna, işgallerle umutlanan Rum
çetelerine öğüt vermekten başka bir şey gelmiyor. Silahlanmış çetelerin öğütle
silah bırakacağı düşünülmekte nedense.
Şehzade
Abdurrahim ve Şehzade Cemalettin efendilerin başkanlığında iki öğüt kurulu
oluşturulur. Bu kurulların biri Rumeli’ye, ikisi de Anadolu’ya gitmesi
kararlaştırıldı. Amaç, Müslüman olmayan halkı hoşnut etmek. Bölgelerin
gereksinmeleri ve geleneklerine göre ayrı yöntemler uygulayacaklardı. Özellikle
Rumlar, silahlanıp çeteler kurmuşlardı. Ermeniler, işgalleri fırsat olarak görmekteydiler.
Çeteleşen bir eşkıyayı öğütlerle yola getirmeyi düşünmek nasıl bir saflık. Aynı
uygulamayı, akil insanlardan oluşan kurullar aracılığıyla PKK terörünü
önleyeceğini düşünenlerce yaşama geçirilmesi rastlantı mı acaba? Böyle bir
davranış çetelere teslimiyet değil de nedir?
“Şehzade
Abdurrahim başkanlığındaki heyet, Ali Rıza ve Süleyman Şefik Paşalar, Bursa
Müftüsü Ömer Fevzi, Pazarcık Müftüsü Halil Fehim Efendiler, eski Rum
mebuslarından Yanko Güvenidis, Hayret Paşa ve dahiliye Nezareti Memurin Kalemi
Müdürü Ohannes Efendi’den oluşuyordu. Bu heyet, 16 Nisan 1919’da Anadolu’ya
hareketle Bursa, Balıkesir, İzmir, Afyon, Antalya, Isparta, Konya ve
Eskişehir’i dolaşmıştır. (Aynı yapıt, sf. 216)” Rum eşkıyayı yola getirmek için
yola çıkan kurula bakıldığında hepsi önemli görevlerdeki kişiler. Ancak bu
öğüt, bir işe yaramadı. Gittikleri illerin çoğu, işgal edildi. Bu illerin
hapsinde Rum çetelere halka akla gelmez eziyetler ettiler. Bu kurul, ayrıca
Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın bir fermanını okudular halka. Fermanın işe
yarayıp yaramadığı, bir ay geçmeden başlayan Yunan işgalinde anlaşıldı.
“Heyet, 26
Nisan günü İzmir’e gelmiştir. Burada Şehzade, Vali İzzet Bey, Belediye Reisi
Hacı Hasan Paşa, 17. KOR. Kumandanı Ali Nadir Paşa ve Türk halkı tarafından
büyük bir törenle karşılanmıştır.
Haydar Rüştü
Öktem, Heyet-i Nasiha’nın İzmir’e gelişini anlatırken, heyeti istemeye istemeye
karşıladıklarını, Metropolit Hrisostomos’un da riyakâr tebessümlerle Türk
Ocaklılarını selamlayarak heyetin peşinden geçtiğini anlatmaktadır. (Aynı
yapıt, sf. 217)” Öğüt vericileri, İzmir’de karşılayanların, bu kenti tek bir
mermi atmadan düşmana teslim ettiklerini söyleyelim. Bu da öğütlerin ne derece
işe yaradığını göstermekte.
“Rum ve
Ermeni azınlığın ilgisizliği üzerine, Rumların oturduğu Buca’ya gidilmesine
karar verilmiştir. Hükümet ve Türkleri zamansız kışkırtmada bir yarar görmeyen
Metropolit Hrisostomos, Buca Papazı’na Şehzade’nin karşılanması için bir tören
düzenlenmesi emrini vermiştir. Bunun üzerine Rum gazetesi Kozmos, Rum
cemaatinin bu kadarcık alakasına bile tahammül edemeyip, Şehzade’yi ve heyeti
tahkir ederek, ‘Emellerimize kavuşmak üzere olduğumuz şu günlerde altı yüz
senedir öptüğümüz kirli ve kanlı elleri öpmekle hâlâ devam edecek miyiz?’
sözlerinin yer aldığı bir yazı yayımladı. Buca Belediye Dairesi’ndeki törende
Rum Psikoposu Şehzade’ye, ‘Buca ahalisinin Şehzade hazretlerinin bu şerefbahş
ziyaretlerinden dolayı son derece müteşekkir ve mütehassıs olduklarını ve
Şehzade’nin buralara teşriflerinin İttihat ve Terakki Komitesi tarafından bütün
anâsıra yapılan mezalimi unutturacağını’ söyledi. Şehzade’nin Rum Piskoposu ile
görüşmesi Türkler tarafından hoş karşılanmamış, yadırganmıştır. (Aynı yapıt,
sf. 217-218)” Görüldüğü gibi Rum gazetesi, gerçeği dile getirmekte. Ancak
İstanbul, bu apaçık duruma gözlerini kapıyor, kulaklarını tıkıyordu. Bu
görüşmede, Rum temsilcisinin İttihatçıları suçlar görünerek Türk milliyetçilerini
hedefe koyması ilginç.
“Heyet, 29
Nisan günü Aydın’a gitti. Heyet, burada beklenildiği gibi karşılanmadı. Bunun
üzerine Abdurrahim Efendi, Kızılay İrşat Heyeti başkanı Hoca Esat Efendi’yi
çağırarak karşılanmalarına niçin gelmediğini sormuş, Hoca da cevabında, ziyaret
sebebini bildikleri için karşılamaya gelmediklerini, asıl nasihati tahrikçi
Rumlara yapmalarını söylemiştir. Esat Hoca’nın sözleri Nasihat Heyeti’nin bütün
Anadolu seyahati boyunca karşılaştığı tek tepki olmuştur. (Aynı yapıt, sf.
218)” Heyet-i Nasiha, gerçeklere gözünü yumup halkı uyutmaya çalışsa da
gerçekleri bütün çıplaklığıyla görüp kavrayan Hoca Esat Efendi gibi uyanık olan
yurtseverler de vardı. Zaten ulusumuzu kurtuluşa götürenler de gerçeği görenlerle
olmuştur.
Heyet-i
Nasiha’nın girişimleri sonuçsuz kalmış. Çok geçmeden gittikleri yerler
Yunanlılarca işgal edilmiş, “uslu durmalarını” öğütledikleri halk işgalcilerce
kırıma uğratılmıştır.
Heyet-i
Nasiha, ülkeyi gezip halkı uslu durmaya çağırırken Mustafa Kemal Paşa, şimdi
müze olan Şişli’deki evinde arkadaşlarıyla kurtuluşun örgütlenmesini
yapmaktaydı. Orada yaptığı toplantılarla Kurtuluş Savaşı’nın rotası
çizilmekteydi. Toplumu yönetenler, korkak ve öngörüsüz olursa ulus yok olur,
yurt başkalarının eline geçer. Atatürk: “Önemli olan ufku görmek değil, ufkun
ötesini görmektir.” demişti. Ne güzel bir söz! Dönemin Padişahı ve İstanbul
Hükümeti ufku değil, önlerindeki çukuru bile göremediler. Ufku ve onun ötesini
gören Atatürk ve arkadaşlarıyla ulusumuzun kurtuluşu sağlandı.
Adil
Hacıömeroğlu
1
Temmuz 2023
hocam nereden buluyorsunuz bu yaşanmış olayları ve bizlere aktarıyorsunuz inanın hayretler içerisindeyim.meger biz hiç bir şey bilmiyormusuz kurtuluş savaşı yıllarını.Vükela Meclisi 52 yaşındayım ilk kez duydum..Arabulucu Heyet i Nadiha ilk kez duydum okudum.Size nasıl teşekkür etsek azdır.Aydınlatıyorsunuz bizleri
YanıtlaSilDevrim bey ne güzel yorum yapmış , bize bilmediklerimizi öğretiyorsunuz.Ne şanslıyız .Öğreniyoruz 👩ben de ilk defa duydum .Değerli Adil Öğretmenim bilginize bereket 👏👏🧿🙏🏻♥️yüreğinize sağlık, bilgi güçtür siz de paylaşıyorsunuz sayeniz de öğreniyoruz🍀Esen kalınız .Saygılarımla🙏🏻Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil