BULDAN, SARAYKÖY VE ÇİVRİL’DE YUNAN MEZALİMİ

    

5 Temmuz 1920’de Buldan, Yunanlılarca işgal edildi. İntikam bölüğü adlı yüz kişilik bir Türk gücü Buldan’a gönderilmişti, burayı savunmak üzere. Önemli boğazlar bu birlikçe tutulmuştu. Buna karşın bazı kişiler, işgalcileri Buldan’a çağırdı ve kılavuzluk etti. Böylece savunma bir işe yaramadı. 

Halkımız: “Kahpe içerdeyken kapı kilit tutmaz.” sözünü boşuna söylememiş. Eğer bir yerde emperyalistlerin, işgalcilerin işbirlikçisi varsa o toprağı savunmak güçleşir. Bu nedenle Atatürk’ün dediği gibi öncelikle iç cepheyi sağlam tutmalı. Emperyalistler, bunu bildiklerinden iç cepheyi bölmek için ellerinden geleni yaptılar. Padişahı, İstanbul Hükümetini ve bazı sözde din adamlarını kullanarak Anadolu’da isyanlar çıkardılar. Bu isyancılar, birçok yerde işgalcilerle omuz omuza Milli Güçlere karşı savaştılar. Mehmetçiğimizi, gözünü kırpmadan şehit ettiler işgalcilerin çıkarları uğruna. 

Buldan müfrezesi, işgalden önce bir süre karşı koydu. Kendi topraklarının düşman çizmesi altında kirlenmemesi için kahramanca savunma yaptı. Ancak az sayıdaki güçleri ve işbirlikçilerin ihaneti nedeniyle savunmayı uzun süre sürdüremeyip geri çekildiler. 

“Yunanlılar silah aramak bahanesiyle tutuldukları birçok şahsı diri diri toprağa gömmek, dövmek, tırnaklarını sökmek, ayaklarına çivi çakmak suretiyle öldürmüşlerdir. Ölümden kurtulabilenlerin pek çoğu sakat kalmıştır. 

Boğazçiftlik Köyü halkıyla birlikte yakılmış, hububat ve yiyeceği de gasp edilmiştir. 

Bahadır Köyü’nden Keşkekoğlu Ahmet Çavuş, burun ve kulakları kesilmek ve gözleri oyulmak suretiyle öldürülmüştür. Köyden 13 kişi meçhul bir yere götürülmüştür. 

Umurköy’de bir Yunan müfrezesi civar köylerden topladığı 24 kişiyi bir ahıra toplayarak hepsini yakmıştır. 

400 haneli Dereköy tamamen yakılmıştır. Köyün yakılması halka mal edilmek istenmiş ve bazı kimseler Uşak Divan-ı Harbi’ne sevk edilmiştir. Bunlardan İmamoğlu Mustafa kurşuna dizilmiştir. 

Yunanlılar yalnız Buldan Kazası’nda 200 Türk’ü öldürmüşlerdir. (Mustafa Turan, Yunan Mezalimi İzmir, Aydın, Manisa, Denizli 1919-1923, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara-2018, 4.Baskı, sf. 208-209)” 

Buldan’da Keşkekoğlu Ahmet Çavuş’un, İmamoğlu Mustafa’nın, diri diri toprağa gömülüp işkenceyle öldürülenlerin anısı yaşatılıyor mu? Boğazçiftlik, Bahadır ve Dereköy’de Yunan mezalimini anlatan bir anıt bulunuyor mu? 

Yunanlılar, Türk ordusu karşısında kaçarken Buldan’ı yakmaya çalışmışlarsa da başarılı olamadılar. Yangın söndürüldü. Kaçarken Yenicekalesi’ne götürdükleri sekiz kişiyi katlettiler. 

Yunanlılar Buldan’dan sonra Sarayköy’ü işgal etmek istemişlerse de Kuvayı Milliye birliklerince engellenmişlerdir. Sarayköy’ün Tepeköy, Ahmetli köyleri ve çevresini işgal ettiler. Yerli Rumlar, işgalcileri karşılamak için Yunan bayraklarıyla bir zafer takı yaptılar istasyonda. 

Yunan işgaline uğrayan köylerde iki yüze yakın Türk öldürüldü. Otuza yakın kadın ve kızın ırzlarına geçtiler. İşgalcilerin yağmalandıkları değerli eşya ve yiyeceklerin miktarı belirlenemedi. 

“Yunanlılar Sarayköy Kazası’na bağlı Köprübaşı Köyü’nde okul ve cami ile birlikte 29 haneyi, Karataş Köyü’nde 30 haneyi, İhsaniye Köyü’nde 15 haneyi, Kabaağaç Köyü’nde 1 cami, 1 kahvehane ile 23 haneyi, Karakıran Köyü’nde 46 haneyi yakmışlardır. (Mustafa Turan, Yunan Mezalimi İzmir, Aydın, Manisa, Denizli 1919-1923, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara-2018, 4.Baskı, sf. 210)” 

8 Ocak 1921’de, Çivril işgal edildi Yunan güçlerince. İşgal dokuz gün sürdü. Sonrasında çekildiler. Üç ay sonra yeniden saldırdılar bu ilçemize ve 1 Nisan 1921’de yeniden işgal edildi Çivril. 30 Ağustos 1920’de Türk güçlerince kurtarıldı. 

“Yunanlılar Çivril’de de Türk halkına pek çok zulümlerde bulunmuşlardır. Yunan kuvvetleri Çivril’e girerken Taşiçi’nde Deveci Hacı Mehmet ile oğlu Osman’ı katletmişlerdir. İşgal günü Höyük Mahallesi’nde Şenköylü bir kadını, Müderris Rüştü Efendi’yi, birkaç gün sonra da Kayserili Ömer Hoca’yı şehit etmişlerdir. Çivril’in köylerinde de aynı davranışları gösteren Yunanlılar, Cabar Köyü’nde çocuk, kadın ve yaşlıların da bulunduğu köylülerden 90’dan fazlasını katletmişler, sonra da köyü yakmışlardır. (Mustafa Turan, Yunan Mezalimi İzmir, Aydın, Manisa, Denizli 1919-1923, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara-2018, 4.Baskı, sf. 210)” 

Acaba Çivril’de Deveci Hacı Mehmet’le oğlu Osman’ın, adı bilinmeyen Şenköylü kadının, Müderris Rüştü Efendi’nin, Kayserili Ömer Hoca’nın bir anısı, adı var mı? 

Cabar Köyü’nde hunharca katledilen doksandan fazla köylünün bir anıtı var mı şehit oldukları topraklarda? 

Emperyalistler, Yunanlıları üzerimize salarak ulusumuzu kırıma uğratıp ve kırımdan kurtulanları ise bu topraklardan sürmek için başlattıkları Türkleri yok etme girişimini boşa çıkaran Atatürk’e ne kadar çok minnet duysak az. Hem ulusumuzu hem de yurdumuzu kurtardı işgalcilerden. Bu nedenle Atatürksüz bir Türkiye düşünülemez. 

Adil Hacıömeroğlu

30 Haziran 2023




2 yorum:

  1. Saygıdeğer Hocam, çok güzel bir yazı dizisi. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Adil hocam,
      Emperyalizm ve güçleri özgürlük, demokrasi dayanışma mücadelesi adına hiç bir Ülkeye zarardan başka yara getirmemiş.
      Emeğine yüreğine sağlıklar diliyorum..

      Sil