10 KASIM’LAR ATATÜRK’E HESAP VERME GÜNÜ OLMALI


29 Ekim 2024’te kutladığımız Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’e giden kişi sayısı, 745 bin 920… 10 Kasım 2024 Pazar günü Ata’sına koşan insan sayısı ise 1 milyon 92 bin 365… Bu 10 Kasım’da Anıtkabir, ziyaretçi rekoru kırdı.

Halkımız, resmi ve dini bayram günleriyle 10 Kasım’da Atatürk’ü anmak için Anıtkabir’e koşmakta. Yalnızca özel günlerde mi? Doğaldır ki hayır! Yağmur çamur, yaz kış, sıcak soğuk demeden yurdun dört bir yanından ve yurtdışından birçok kişi yılın her günü Anıtkabir’e geliyor. Neredeyse tüm partilere oy veren insanların sığınağıdır burası. Zor da kalanın çözüm aradığı yerdir Atatürk’ün mozolesi. Burada tarihsel, düşünsel ve duygusal bir yolculuğa çıkılıyor. Bu ziyaretler, kimsenin zorlaması ya da isteğiyle olmuyor. Tamamen kendi us ve yüreklerinin sesidir onları kilometrelerce yoldan buraya getiren. Dünyada eşi benzeri görülmeyen bir sevgi ve saygının göstergesidir halkımızın Anıtkabir’e koşması.

Yurttaşlarımız, siyasetçilere ve toplumun her kesimiyle tüm dünyaya ülkemizin kurtuluşunun Atatürk’ün izinde giderek olacağını söylüyorlar bu ziyaretleriyle. Yol göstermekteler anlayana ve anlamayanlara. Ne yazık ki siyasetçilerin çoğu, Anıtkabir yerine yönünü Washington ve Brüksel’e dönüyor. Onların Anıtkabir’e gidişleri de Atatürk’le ilgili söylemleri de göstermelik ve halkımızın gözünü boyamak için.

Üzülerek söyleyeyim ki Atatürk’e karşı çıkanlar, niye karşı çıktıklarını bilmiyorlar. Kulaktan dolma, genellikle de zamanında İngilizlerin ve onların işbirlikçilerinin yaydığı yalanlara inanarak kendilerine bir düşünce, karşı çıkış oluşturmuşlar. Bu düşünceleri, nesnellikten çok uzak…

Atatürk’ü savunuyor görünenlerin birçoğu, onunla ilgili büyük bir bilgisizlik içinde. Ne yazık ki onun düşünce sistemini ve uygulamalarının içeriğini kavramış değiller. Kavramış gibi görünenler de Kemalist düşünce sistemini nedense içselleştirememişler. Atatürk’ün “Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir.” özdeyişinin anlatmak isteği tam bağımsızlık vurgusunu bir türlü anlamak istememekteler. Kemalist düşünce sisteminin üstünde yükselip beslendiği kök, tam bağımsızlık. Tam bağımsızlık varsa Atatürk var. Yaşamı boyunca batı emperyalizmiyle savaşmış birini, batıcı göstermeleri ise onu hiç anlamadıklarının temel göstergesi.

10 Kasımlar, Atatürk’e hesap verme günü olmalı hepimiz için. Atatürk’ün gösterdiği amaca yürüdük mü? Yürüyor görünüp ayaklarımız bizi, başka yerlere mi götürdü? Onun tam bağımsız yaşamak için emperyalizme karşı hem kendimiz hem de dünyanın tüm ezilenleri için savaşmayı meslek edindik mi? Onun halkçı-devletçi yönetme uygulamasını savunduk mu? Halkçı-devletçi ve üretime dayalı ekonomik sistemimizden vazgeçip emperyalistlerin reçetelerine boyun eğenlerden hesap sorabildik mi? Eğitimimizi özünden saptırarak ve içi boşaltılarak küresel güçlerin buyruğuna sokanlara karşı durabildik mi? İnsanımızı yoksulluğun, yoksunluğun ve Ortaçağ karanlığının pençesinden kurtardık mı? Ulu Önder’in vasiyetlerini yerine getirdik mi?

Onun bizlere emanet ettiği tam bağımsız Türkiye’ye ve Cumhuriyet’e ne derecede sahip çıkıp emanetini koruduk? Bunun hesabını vermemiz gerekmiyor mu?

Yukarıda yer alan kendimizi sorgulama sorularını en çok kendine soracak olan aydın geçinenler ve onun adını kendi kişisel ve siyasal çıkarları için kullananlar, halka üstten bakanlar, yurttaşı hor görenler, “cahil” diyerek ulusunu aşağılayanlar… Oysa Atatürk, Onuncu Yıl Nutkunda: “Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.” diyerek ulusuna saygısını, sevgisini, güvenini haykırmakta tüm dünyaya. Halk olmadan devri olur mu? Halkın katılmadığı bir Kurtuluş Savaşı kazanılabilir mi?

Atatürk’ü yeterince öğrenip içselleştiremediğimiz, onun izinde kararlılıkla yürüyemediğimiz için kendimizi ulusça sorgulama zamanıdır 10 Kasımlar. Sorgulayıp Atatürk’e hesap verme günüdür. Acaba, bu hesap vermeyi ne denli yapıyoruz? Ya da böylesi bir hesabı vermeye yüzümüz tutuyor, yüreğimiz yetiyor mu?

                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                       12 Kasım 2024

2 yorum:

  1. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikal edişinin 86. Yıldönümünde, saygı, minnet ve özlemle anıyorum🙏
    Yılmadan 7 gün 24 saat çalışmaya devam...
    Yolun yolumuzdur...
    İzindeyiz Atam...🇹🇷İyi ki yediden , yetmişyediye Atam’ı ziyaret etmek nasip oldu . Hepimiz huzurunda sana selam verirken hesap vermeliyiz ne yapıyoruz . ne eksiğimşz var..Değerli bilge öğretmenimelinize , beyninize sağlık👏♥️♥️🙏🏻🌹🇹🇷Varolunuz Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil
  2. Gazi Mustafa Kemal Atatürk:

    “Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.”

    **

    Her nasıl omuşsa prof. ünvanı kapmış, kendi ağzından “hâlâ baba parası yiyorum” diyebilecek kadar ahlâk kavramından yoksun, millete ‘şempanze genli’ hakâreti bizzat kendisine iade edilesi papyonlu şişman Celal Şengör:

    "Türk milleti dünya istatistiklerinde gerizekalı bir millet. Türkiye uygarlıktan çok uzak bir ülke. Benim dünyada gördüğüm en ilkel ülkelerden biri. Ben Türk halkı kadar cahil, Türk halkı kadar ahlak kavramından yoksun bir toplum tanımadım.”

    YanıtlaSil