İSRAİL’E TEK SÖZ SÖYLEYEMEYEN HTŞ


HTŞ ve öncülü örgütlerin göze çarpan en önemli özellikleri, kuruluşlarından bugüne dek ABD ve İsrail’e karşı bir eleştirisini, karşı çıkışını duymadık. Suriye’de on üç yıldır süren çatışma ortamında İsrail’e tek bir mermi attıklarını görüp işiten var mı?   Gazze yanarken ve Filistinliler soykırıma uğratılırken sözüm ona bu İslam fedaileri neredeydi?

Yıllardır Müslümanlarla savaşan bir örgüt sistemi içinde yer almakta HTŞ ve öncülleri. Tekbir getirerek kendisi gibi düşünüp yaşamayan Müslümanları gözünü kırpmadan öldüren bu örgütler, nedense Suriye ve Irak’ın bazı bölgelerinde bulunan ABD üslerine karşı ses çıkarmayışlarının nedeni nedir?

HTŞ, Suriye yönetimini devirmek için İdlip’ten yürüyüşe başladığında İsrail de Ahmet el Şara’nın memleketi olan Golan tepelerine yürüdü. En stratejik yerleri ele geçirdi Siyonistler. İsrail, işgalini kuzeye doğru bir şerit olarak yayarak Hizbullah’ın bulunduğu yerleri kuşatmakta. Ancak bu durum karşısında bile Şara, İsrail’e karşı değil, Hizbullah’a karşı sözler söylüyor. Bu söylemine bakılınca onun düşmanı İsrail değil de İran ve Hizbullah. Peki, neden? Ayrıca Filistin konusunda bir açıklamalarını şimdiye dek işitmedik nedense. İslam dünyasını mezhepçilik temelinde bölmekten başka bir görevleri yok gibi. Bu da ABD-İsrail’in amaçlarına uygun. Yani İsrail’le savaşanlara düşman. Bu durum, HTŞ’yi tanıyıp anlamak için yeterli değil mi?

HTŞ, Suriye’nin yıllardır kullandığı bayrağı değiştirdi. Acaba niye? BAAS’la kabul edilen bayrakta yer alan iki yıldız Arap birliğini temsil etmekteydi. Yani 1958’de Suriye ile Mısır’ın oluşturduğu Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni simgelemekte. Yıldızlardan biri Suriye’yi, diğeri de Mısır’ı göstermekte. Bu birlik bozulmasına karşın Suriye, bayrağını değiştirmedi. Arap birliğini gerçekleşebilecek bir amaç ve ulusal bir ülkü olarak bayraklarında yaşatmaktaydılar. Arap devletlerinin birleşmesinin kime yararı, kime de zararı olduğu düşünülmesi gerekmez mi?

HTŞ’nin elindeki bayrak 1932’de kabul edilmiş. Yani henüz bağımsız değildi o yıllarda, Fransız mandası altındaydı ülke. Doğaldır ki Suriyeliler de işgale karşı savaşım durumundaydı. Fransızlar, Suriye’yi etnik köken ve inanç temelinde beş ya da altı parçaya bölünmesi düşünülmekteydi. Bu bayraktaki üç yıldız, Suriye’de yaşayan farklı etnik ve inançlardan olanları simgelemekte. Yani şu anda kabul edilen bayrak, ülkenin bölünmesinin önünü açmakta.

Televizyonlarda neredeyse her gün Suriye’den canlı yayınlar yapılmakta. Fırsat buldukça izliyorum bunları. Yine televizyonlarda, Suriye ile ilgili yapılan tartışmaları da kaçırmamaya çalışıyorum. Neredeyse tüm kurgu etnik kökenler ve inançlar üstünden yapılmakta. Zaten ABD ve İsrail’in istediği de bu değil mi? Bunu Lübnan ve Irak anayasalarında görmedik mi? Bu iki ülkenin etnik köken ve inanç ayrılıklarıyla nasıl bölündüğünden hala ders çıkaramadık, niye?

Bugüne dek İsrail’le hiç kavga etmeyen, Filistin’in yanında açıkça yer alamayan bir örgütün Suriye’ye kazandıracağı ne var? Bir an bile unutulmaması gereken şey, Batı Asya’da yaşanan sorunların hepsi İsrail’in güvenliğiyle ilgili. Filistin’in yanında olmayan hiçbir siyasal hareketin bölgemize yararı yok! Üstelik ABD ve İsrail’in mutlu olduğu yerde, ben niye mutlu olayım?

                                                         Adil Hacıömeroğlu

                                                         27 Aralık 2024

   

6 yorum:

  1. Adil Hacıömeroğlu Bey Aynen size katılıyorum düşüncelerimi yazmışsınız . Teşekkürler iyi akşamlar aydınlık yarınlar.

    YanıtlaSil
  2. Değerli Adil öğretmenim ,HTŞ’nin İsrail ve Filistin konularındaki sessizliğini anlatıp paylaştığınız yazınız, örgütün politik duruşunu ortaya koymuş.Bölgedeki güç dengeleri ve tarihsel geçmişle tespitleriniz, konuyu daha anlaşılır kılıyor. Filistin davasına yapılan vurgu ve mezhepçilik eleştirileri, dikkat çekici ve düşündürücü .Ayrıca HTŞ’nin sembolik tercihleri ve bayrak değişimi gibi unsurlar üzerinden yapılan yorumunuzda çok önemli…Usunuza , yüreğinize sağlık 👏👏📚🍀Var olunuz.🙏🏻Fulya Kırımoğlu👩

    YanıtlaSil
  3. kitabın ortasından konuşmak istiyorum sevgili Adil hocam izninizle.Din afyondur tüm mezhepler nifak tohumudur.Dünyadaki ölümlerin savaşların acının gözyaşının temelinde din (mezhepler) faktörü vardır.. Tanrıya ulaşmak için dinlere mezheplere gerek yoktur insanlar tanrıya yüreğiyle sevgiyle ulaşabilir..

    YanıtlaSil
  4. Kazanan kim oldu diye bakarsak, İsrail oldu kaybedenleri demeye gerek yoktur

    YanıtlaSil
  5. Aynen doğru. Ahmet şara ve htş israil ve Abd için Suritede üstelikSuriyenin bölünmesine katkıları var bu yönde gidiyor. Bunun bize zearı yok mu. Suriyede Türkiye htş ile ne kaybetti.

    YanıtlaSil
  6. 2024 yılı ihanetler ve Yurdumuzun kuşatılması, uydu devletler kurulması ile son buldu.
    2025 yılının Yurdumuza ve Ulusumuza Tam Bağımsızlık gönenç, ailenize Cumhuriyete sahip çıkma, esenlik ve huzur getirmesini diliyorum.
    Ahmet Aygün ATA

    YanıtlaSil