ZAVALLI KİŞİ, EVİYLE KAVGA EDER


“Zavallı” sözcüğü, bu yazda “gücü bir şeye yetemeyen” anlamında kullanılmakta. Zavallı kişi, karşılaştığı sorunlara çözüm üretemez. Sorunlara usçu çözüm aramak yerine; bağırıp çağırır, kırıp döker, küser, sorunlardan kaçar. Böylece sorunların üstesinden geldiğini sanır.

Zavallı kişinin dostlukları, yaz yağmuru gibidir. Yaz yağmurları birden bastırır. Her yanı sel kaplar. Kısa sürede yağmur diner, parlak bir güneş doğar. Zavallının dostluğu da böyle… Önce çok sıkı başlar. Çok geçmeden en küçük sorun yaşandığında birdenbire kesilir dostluk. Yaşanan o en küçük sorun, bir anda büyük bir düşmanlığa dönüşüverir. Karşısındaki kişi, zavallının bu hızlı, köktenci değişiminin nedenini bir türlü anlayamaz. Çünkü bu davranış, sıra dışı ve olağanüstü bir durum. Her zaman yaşanıp görülen bir insan tavrı değil bu.

“Zavallı insan, kardeşiyle kavga eder.” sözünü, çocukluğumda öğrenmiştim. Bu sözün doğruluğunu, işittiğim günden başlayarak gözlemlerim doğruladı. Bugüne dek yaşamım boyunca çok farklı yerlerde yaşadım. Değişik kültürlerden, sosyal sınıflardan insanlarla komşuluk yapıp aynı mahalleleri paylaştım. Zavallı kişinin yaşadığı evden hır gür eksik olmaz. Günün her saatinde o evden bağırtılar yükselir. Kavgaların sonu gelmez bir türlü. Bu kavgalar yüzünden evi (aileyi) oluşturan bireylerin iki yakası bir araya gelmez. Çevrelerindeki saygınlıkları yok olur. İnsanların onlara bakışları, hep acıma doludur.

Zavallı kişinin evinde dayanışma yoktur. Sorunlar karşısında birlik olmak, düşünülmez bile. Yardımlaşmayla zorlukların yenileceğini uslarına getirmez evdekiler. Birçok sorunun kaynağı olarak birbirlerini görürler hep. Başkalarının evlerine karşı bir saldırısında bile kardeşler ya da eşler birbirini suçlar. Bu nedenle evleri, en güçlü sığınakları olacak yerde, en zayıf yerleridir.

Zavallı, en küçük hatada açar ağzını yumar gözünü. Uyguladığı sözlü şiddet, tensel şiddete taş çıkartır. Karşısındaki kardeşi, eşi, annesi, babası ya da çocuğu olsa fark etmez; ona düşmanmış gibi saldırıya geçer. Yumruklar sıkılıp ayağa kalkılır. Kavga, onun en kısa yoldan çözümü.

Zavallı kişi, evde ya da işyerinde konuşmayı sevmez. Kişilerle arasındaki sorunlarını konuşarak çözme yolunu düşünmez bile. Arkasını dönüp küser gider. Hiçbir neden olmadan en yakın akrabaları, kendisine içtenlikle bağlı arkadaşlarıyla tüm ilişkisini keser. Bu konuda kendini haklı çıkarmak için çevresine, en çok da kendine yalan söyler. Zamanla bu yalanların gerçek olduğuna inanır.

Zavallı kişinin en belirgin özelliği her şeyi abartması. Karşısındaki kişinin olumlu davranışlarını görmez. Kendisine yapılan iyilikleri yok sayar. Karşısındaki kişi, ona hep iyilik yapmak zorundaymış gibi düşünür. Karşısındakini, en küçük hatasında her şeyi unutup harcar. Onun kitabında “bağışlama” sözcüğü yazmaz.

Zavallı, genellikle çift kişiliklidir. Kimi zaman çok iyi olur, ancak bu kısa sürer. Günün neredeyse tamamında gergindir. Yeni tanıştığı kişiler üzerinde olumlu, sevecen bir izlenim bırakır. Anlayışlı, alçakgönüllü, yardımsever, insan sever bir görünüm takınır. Gören, her an kanatlanıp melek olacak diye düşünür. Kısa bir süre geçip sık sık bir araya gelindikçe gerçek kişilik ortaya çıkar. Anlaşılacağı üzere takke düşer, kel görünür.

İnsanlara kulp takma ustasıdır zavallı. Herkese bir kusur bulur. Onun kusur bulmadığı insan neredeyse yok. Tanımadıklarına bile bir kulp takar. Caddede yürüyen, bir yerde oturan, işyerinde çalışan, toplu taşım aracı bekleyen, hatta televizyonda izlediği kişilere bile bir kulp takar. İnsanların giyimi, kuşamı, yürüyüşü, bakışı, kaşı gözü, etnik kökeni, inancı, ten rengi, nereli olduğu, mesleği, kimle evlendiği, kısacası insana özgü ne varsa onun için kulp takılacak konudur. Onun bir varlığa düşmanlık beslemesi için karşısındakinin insan olması yeterli bir neden. Toplumun en küçük birimi olan eviyle başlayan kavgası gittikçe yayılıp genişler, giderek ülkesi, hatta bütün insanlıkla kavga eder.

Zavallılık, aynı zamanda bir şaşkınlık... Ne yapacağını bilmemek, düşmanla değil, dostla savaşmanın şaşkınlığı... Dostu düşmanı, haklıyı haksızı, iyiyi kötüyü, sevenle sevmeyeni ayıramamaktır birbirinden. Aslında herkese düşman gözüyle bakmanın umarsızlığıdır. Özgüvensizliğin tavan yapmış biçimi… Bilinçaltındaki kötü anıların, yaşanıp da bir türlü unutulmayan tinsel sarsıntıların dışavurumudur. Tinsel sağaltımı yapılabilecek bir sayrılık için bunca kırıp dökmek niye?

Evet, zavallı insan kardeşiyle kavga eder.  Kardeşle başlayan kavga, zamanla evin diğer üyelerine yansır. Kişi, evlenip yeni bir yuva kurduğunda bu alışkanlığı sürüp gider. Bu alışkanlık, yuvayı yuva olmaktan çıkarır. İnsanca konuşulup kolayca halledilebilecek incir çekirdeğini doldurmayacak konuları büyük sorunlara dönüştürmek nasıl bir şey? Habbeyi kubbe yapmak da bir beceri(!) olsa gerek. Oysa mutluluk, barış içinde, sevgi dolu bir yaşam dalgasız bir okyanus gibi önümüzde durmakta. İnsan da o okyanusta apak bir yelkenli…

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  15 Aralık 2024

                                                                 

 

 


4 yorum:

  1. Bizlere diyecek pek bir şey kalmamış Adil hocam. Var olan tüm özelliklere değinmişsiniz 😊 Hayatımızın bir döneminde mutlak rastlıyoruz zavallı kimliğine bürünerek kolay yolu seçen, çözümsüz insanlara. Kendilerine olduğu gibi karşısındakileri de kör düğüm ederler.
    Kutluyorum kaleminizi 👏👏👏

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel tespit ler teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. Bedenimiz bizim özümüz
    dür, ömrümüzü hizmet etmeye adarız ve farkında olmadan yaşamamızı tamamlarız. İnsan her türlü kötülüğü yapabilen zavallıdır. Akıl sayesinde insan kendini zararlı şeylerden korur, kalp düşünce üreten aklın kaynağıdır .Yüreği olan insan çözüm bulur ,huzuru bulmaya çalışır.Geçimsiz , huzursuz,
    zavallı insan çözüm odaklı değil sürekli huzursuzluk çıkarır.Bir çiçek ,bir resim kendine hayran bırakır.İnsanlar karşılıklı sevgi bağını da iyi günde , kötü günde güçlendirirler.Sevgisizlik karşısındakini dinlemeden yargılama bu insanları yalnızlığa sürükler mutsuz eder.Evinde sakinlik , huzur varsa, çiçekler açar , ışıklar hep yanar .Değerli Adil öğretmenim yüreğinize sağlık, Var olunuz.👏👏🙏🏻🌺🍀Saygılar.Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil
  4. 1O paragraflık yazıda med-cezire benzer bir görünüm var. Düşüceyi geliştirme yollarının [anlatımda başvurulan yollar ] pek çoğunu oldukça başarılı kullanmış, etkili bir yazı oluşturmuşsunuz. Bu da yazınızı hem vurucu kılıyor hem de tanımlamalarıızı ve vurgulamalarınızın altını çiziyor. Elinize, kurgunuza ve yaratıcılığınıza sağlık. VOYVODA

    YanıtlaSil