HALKLA YÜRÜYEN ATATÜRK


Atatürk, yaptığı her işi halkla yaptı. Yurttaşlarla söyleşmeyi, düşünce alışverişi yapmayı çok severdi. Fırsat buldukça yurt gezilerine çıkardı. Bu gezilerde halkın sorunlarını dinlerdi. Onların düşüncelerine önem verirdi. Sorunların çözümünü halkıyla bulmaya, yapılacak her işi onlarla kararlaştırmaya özen gösterirdi.

Mustafa Kemal Paşa, yurdumuzu işgallerden kurtarmak için Samsun’a çıktığı andan başlayarak hep halkıyla konuşup görüşerek kararlarını verdi. Zaten onun yola çıkmasının nedeni, halkını işgalci düşmanın tutsaklığından kurtarmak değil miydi?

Samsun’dan başlayarak Havza, Amasya, Tokat, Sivas, Erzurum, Erzincan, Kayseri, Kırşehir, Hacıbektaş, Ankara ve bu kentlere giderken geçtiği köylerde, kasabalarda halkla görüşüp onlara kurtuluş için yapacakları işleri anlattı. Onları dinleyip görüş alışverişinde bulundu. Halka öncülük ederken ondan öğrenmeyi bir yana bırakmadı. Bir önder, düşüncesine değer vermediği halkın desteğini alamaz, iç cepheyi sağlam ve bir tutamaz.

Sivas Kongresi toplanmadan önce hem Sivaslıların hem de bu kente ülkemizin farklı yerlerinden gelen yurttaşlarımızla saatlerce oturup konuştu. Her sözün çok değerli olduğunu düşünerek konuşanları can kulağıyla dinledi. Kongre’de konuşulanları halktan gizlemedi. Onlara gerçeği günü gününe anlattı, çalışmaların olmadığı akşam saatlerinde.

İngilizler ve İstanbul Hükümeti, Sivas Kongresi’ni engellemek için elinden geleni yaptılar. Her türlü bozgunculuğa, kışkırtmaya başvurdular. Yalan ve iftiralarla halkımızı, devlet görevlilerimizi, kurtuluşumuzu engellemek için kandırmaya çalıştılar. Kurtuluş için özveriyle çalışan yürekli insanlara kara çalmak istediler. Bu yalın gerçeği de halka anlattı Atatürk. İstanbul Hükümetinin İngilizlerle bileşerek vatana, millete ihanet ettiğini belgeler, söyledikleri yalanları gün yüzüne çıkararak kanıtladılar. Böylece halkın gerçeği öğrenmesini sağladılar.

“11 EYLÜL 1919

Tarihi bir gün. Dahiliye Nazırı Adil Bey’in, Harput Valisi Kayserili Ali Galip Bey’le olan haberleşmeleri telgrafhanelerin resmi işlemler için kapatılmış olması yüzünden yakalandı. Gazetelerin açıklamalarını gören ve neden görevden alındığını soran Sivas Valisi Reşit Paşa’ya ‘Bu işin aslı yoktur.’ diye yalan söyleyen Dahiliye Nazırı, Sivas’ta ulusal kuvvetlerin az olduğundan söz ederek Ali Galip’i yeterli sayıdaki askeriyle Sivas’a girmeye teşvik ediyor. Ali Galip alçağı da 14 Eylül’de eşkıyayı yok edeceği üzerine söz veriyor. Bu namussuzların eşkıya diye nitelendirdikleri ulusun saygıdeğer temsilcileri olan Kongre üyeleri, saldıracakları makam da hükümetin resmi izniyle oluşturulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bir Kongresi. Ali Galip’in elindeki güç de Kürt eşkıyası.

Vali Reşit Paşa çok ağır bir telgrafla Dahiliye Nazırını rezil ettiği gibi, Mustafa Kemal Paşa da namussuzluğunu, vatansızlığını açıkça yüzüne çarpan bir sözle herifi yerin dibine soktu. İngilizlerle işbirliği yapan ve Malatya’dan güneye doğru kaçan bu alçakların ihanetleri yurdun dört bir köşesine bildirildi, izlenmeleri emredildi. Bağımsız Kürdistan oluşturarak ülkemizi İngilizlere parçalatmak üzere çalışan Kamran ve Ekrem gibi alçaklara Adil Bey’in belge verdiği, Binbaşı Noel’in bir telgrafından anlaşıldı. Artık bu vatansız hükümete karşı kesin önlem almak ve üzerine yürümek gerekiyordu. Padişahta atalarından kalma namus Müslümanlık varsa ulusun isteklerini anlar, bu namussuzları kovar. Yoksa onun da cezasını Tanrı verir.

Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa’nın, Ali Galip Bey’e çektiği bir şifre ele geçti. Saat 3.30’dan sonra Kongre, halkı da çağırarak içinde bulunulan durumu, hükümetin ihanetini açıkladı. Dahiliye ve Harbiye nazırlarının Ali Galip Bey’le olan haberleşmeleri okundukça halk hükümetin alçaklığını, namussuzluğunu tüm çıplaklığıyla görerek lanet okumaya başladı. Resmi bildirgenin okunmasından sonra sırasıyla Bursa adına Nuri Bey, Kaptan Rauf, Albay Refet Bey söz alarak durumu eksiksiz olarak anlattılar. Sivas Müftüsü güzel bir dua okudu ve kongre kapandı. (Hüsrev Gerede’nin Anları Kurtuluş Savaşı, Atatürk ve Devrimler, Hazırlayan Sami Önal, Literatür Yayıncılık, Altıncı Basım, Haziran 2022, s. 78-79)” Görüldüğü Kongre kararları halka okunuyor. Üç delege, halka gerekli açıklamalarda bulundu olup bitenle ilgili. İstanbul hükümetinin, ulusun namus davasına karşı nasıl kışkırtmalar içinde bulunduğu anlatıldı Sivas halkına.

Atatürk, Sivas Kongresi’ni yöneten kişi. Aynı zamanda Kongre kararıyla birleştirilen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin başkanı. Kongre’nin kapılarını halka açtıran kişi. Kongre’de alınan kararları, ülkemiz için yapacaklarını, düşündüklerini halkımızla paylaşıyor. Böylece hem onların onayını hem de desteğini alıyor.

Atatürk, yaşamı boyunca halka hiç tepeden bakmadı. O, halkı için yaşadı, halkı için ölümü göze alarak büyük savaşlara önderlik etti. Onun halkından başka dayanacağı hiçbir güç yoktu. Bu nedenle hep halkıyla yürüdü en zor koşullarda.

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  10 Aralık 2024

4 yorum:

  1. Kaleminize sağlık. Sayfanızda paylaşmamışsınız; Aydınlık'taki yazınız:

    ULUSU BÖLEN İHANET, MEZHEPÇİLİK

    Atatürk’ün kurmay yüzbaşı olarak ilk görev yeridir Suriye. Suriye’yi de Suriyelileri de iyi tanıdı. Emperyalistler, I. Dünya Savaşı sonunda Batı Asya’daki ülkelerin sınırlarını çizerken etnik köken ve mezhep ayrılıklarını ön plana çıkardılar. Hatta bu ayrımcılığı aşiret düzeyine indirgeyen tutumları da görüldü. İşte, ülkesine ve komşusuna güvenen Atatürk, Fransız emperyalizmine meydan okudu.
    *
    (https://www.aydinlik.com.tr/haber/ulusu-bolen-ihanet-mezhepcilik-ataturk-suriyede-fransizlara-nasil-meydan-okudu-ataturk-ve-suriye-498781)

    YanıtlaSil
  2. Başarısı, halkıyla bütünleşmesindendir...

    YanıtlaSil
  3. Düşünüyorum da...
    Attığı her adım, her sözü, her eylemi örnek niteliğinde Atatürk'ümüzün.
    İşte bu nedenle ismi biliniyor ve yaşıyor tüm dünyada.
    Kalıcı izler bırakmak bir insan için en değerlisi değil midir zaten.
    Kaleminiz var olsun Adil bey 👏👏

    YanıtlaSil
  4. Atatürk ,
    uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcayan üstün bir kişidir.Olağanüstü bir devrimcidir.Sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk önderidir.O esinlerini Türk halkının vicdanından alıyordu…İnsan haklarına saygılı , dünya barışının öncüsüdür.
    “Yurtta barış dünyada barış “diyen ve tüm kıtalarda adı yaşatılan tek lider Mustafa Kemal Atatürk’tür.
    “Türkiye Cumhuriyeti” nin kurucusu , dünya lideri Atatürk’ ü rahmet , minnet , sevgi ve özlemle anıyorum .🙏🏻♥️🌹🇹🇷🇹🇷Değerli Adil öğretmenim yüreğinize , elinize , emeğinize sağlık 👏👏👏🍀🙏🏻🇹🇷Fulya Kırımoğlu👩

    YanıtlaSil