Hep
söyleyip dururuz: “Çocuklar, en değerli varlıklarımız.” diye. Bu deyişe: “Çocuklar,
geleceğimiz.” sözünü de ekleriz çoğu zaman. Bu iki sözün yanlışlığını düşünmek
ya da tartışmak, mantıklı sayılmaz. Yapılacak iş, bu tümcelerin yanlışlığını tartışmak
değil, anlatmak istediklerini yaşama geçirmek olmalı.
Çocuklar
hem geleceğimiz hem de en değerli varlıklarımızsa onların yetiştirilmesinde
bunca yanlışı niye yapıyoruz? Çocuklarımıza çok basit dokunuşlar ve sözlerle
onların olumlu yolda ilerlemelerine neden yardımcı olmuyoruz?
Çocuklarımıza
yeri geldiğinde ve fırsat bulduğumuzda onları çok sevdiğimizi söylemeliyiz. Küçük
olsun büyük olsun her kişiye onu sevdiğini söylemek, karşılıklı güven ilişkisini
oluşturur. Özellikle çocuklara söylenecek “Seni seviyorum, iyi ki benim
çocuğumsun.” sözü, ona özgüven kazandırdığı gibi geleceğe güvenle bakmasını da sağlar.
Ayrıca bu tümce ona, aidiyet ve evine bağlılık duygusu kazandırır. Bir çocuğun
anne ve babasınca sevildiğini bilmesi, onu yaşama bağlar. Bu, onun içindeki
yaşama sevincini artırır. Geleceğe yönelik umudunu çoğaltır. Gelecekle ilgili
tasarımlar, düşler, düşünceler, ülküler oluşturmasını sağlar. Bu da onun
yaşamla bağlarını güçlendirir.
En
değerli varlığımıza: “Seninle gurur duyuyorum.” demeyi esirgememeli. Çünkü bu tümce,
onun kendini güçlü, yeterli, yetenekli ve becerikli olduğunu duyumsamasını
sağlar. Üç sözcükten oluşan ve ağzımızdan bir çırpıda çıkan bu tümceyle onun
özgüvenini geliştirir, iş yapabilmeme gücüne güç katarız.
Yeri
geldiğinde çocuklara, onların düşüncelerinin anne ve baba için çok önemli
olduğu söylenmeli. Bu söz, ona hem demokratik bir davranışı, düşünüşü
benimsettiği gibi hem de özgüvenini artırarak pekiştirir. Ayrıca çocukların
düşüncesine değer vererek onlara saygı gösteririz bu yolla. Bu da çocukların
kişilik kazanmasını sağlar. Bir çocuğun küçük yaşlardan başlayarak kişilik
kazanması, onun yaşamını olumlu yönde etkiler. Yaşamında kazanacağı başarıların
yolunu açar. Kişilikli birey; erinç içinde yaşar, çevresini de bu yönde etkiler.
Çocuklara verilen sevginin yanı sıra onlara saygı da göstermeli. Saygı olmadan
gösterilecek sevgi yavan olur. Bu nedenle sevgi ve saygıyı onlardan
esirgememeli.
Çocuğa:
“Her koşulda senin yanındayım ve seni destekliyorum.” dendiğinde onun güven duygusunu
artırırız. Bu da onun başarıya ulaşmasını kolaylaştırır. Bu sözle yanlış da yapabileceğini
vurgularız. Yanlış yapmadan doğrunun yapılamayacağı yaşamsal bir gerçek. Yanlış
yapmanın yaşamın sonu olmadığı ve bundan sonra hiç doğru yapamayacağı gibi son
derece tehlikeli, zararlı bir algıyı yıkmak için bu tümcenin söylenmesi çok
önemli. Çocuklar düşe kalka büyür. Yani yanlışı yapa yapa, doğruyu yapmayı
öğrenir. Zaten yaşam karşıtların birliği üzerine kurulu değil mi?
Çocuklarla
verimli zaman geçirmek, onlar için çok önemli. Onlara günün belli saatlerinde
zaman ayırmalı anne ve baba. Kendisine zaman ayrılan çocuk, kendisinin anne ve
babası için ne denli önemli ve değerli olduğunu görür. Ona ayrılan bu zaman,
onunla hem düşünsel hem de duygusal ilişkinin kurulmasını sağlar. Böylece onun
eğitilmesi, hızla öğrenmesi fırsatı doğar. Bu yolla anne ve baba; çocuklarının
yeteneklerini, becerilerini, eğilimlerini saptar. Bu da onun yaşam yolculuğunda
doğru bir biçimde yönlendirilmesi için olanak yaratır. Çocuğa: “Seninle zaman
geçirdiğim için çok mutluyum. Sana ayırdığım zaman çok değerli ve çünkü bu süre
içinde seninleyim. ” dendiğinde o, varlığının değerini ve ailesi için önemini
duyumsar. Bu, onun yaşama daha sıkı sarılmasına olanak verir.
Çocuklar
zaman zaman zorluklarla karşılaşır. Karşısına çıkan sorunlara çözüm bulamayacağını
düşünür kimi vakit. Öyle bir an gelir ki sorunları çok büyütür ve onların
çözümsüz olduğunu sanır. Bu da onun yüreğinde derin bir umutsuzluğa yol
açabilir. Böyle bir durum karşısında anne ve babanın çocuğuna yanında olduğunu,
onun sorunlarla başa çıkma savaşımında kendisine yardımcı olabileceklerini
söylemeli. Bu onun içgücünü ve özgüvenini
artıracaktır. Böyle olunca da sorunlar karşısında kaygılanan, onlardan korkan
çocuğun yerini güçlü, savaşımcı, umut dolu, özgüveni tam, başarma isteği yüksek
bir birey alacaktır. Bu da onun sorunları kolayca çözmesini ve başarıya doğru
kararlılıkla yürümesini sağlar.
Çocuklara
yeri geldiğimde: “Sana çok güveniyorum.” demeli anne ve baba. Bu sözle onun
kendine olan inancı desteklenip çoğaltılır. Kişi, kendine inanıp güvendiğinde
başarıyı da mutluluğu da yakalar. Kendine, başarmaya, amaçlarına inanmayan kişi;
başaramaz hiçbir şeyi. Onun için başarmak, yapmak demek.
Çocuğa,
yeri geldiğinde “Senin konuşmaların ve davranışların beni çok mutlu etti.”
demeli. Bu tümce ile onun sözlerinin can kulağıyla dinlendiği, davranışlarının
görülüp beğenildiği vurgulanır. O, kendinin olumlu davranışlarının, sözlerinin
anne ve babasınca fark edildiğini düşünür. Bu da onu mutlu eder. Ayrıca ev içi
ilişkilerini, bağlarını güçlendirir.
Anne
ya da baba, herhangi bir iş yaptığında çocuğuna: “Bana yardım etmek ister
misin?” diye sormalı. Böyle tümceler, ona sorumluluk ve katılımcı olma
duygusunu kazandırır. Bu da çocuğun duygusal gelişimini sağlar. Ayrıca birlikte
iş yapmak, onun duygudaşlığını geliştirir.
Çocuklardan
esirgenmeyecek sözlerden biri de: “Seninle her zaman gurur duyacağım. Çünkü sen
benim vazgeçilmezimsin.” tümceleri. Bu söz, çocuğa ailesince kayıtsız ve
koşulsuz kabullenildiğini gösterir. Bu da onun tinsel ve sosyal gelişimini sağlar.
Çocuklara
zaman zaman danışılmalı. Evde yapılacak işlerin bazı kararlarını hep birlikte
vermeli. Karardan sonra olumlu bir sonuca varıldığında ona: “Seninle aldığımız
kararlar, hep iyi bir sona ulaşıyor.” demeli. Bu ona hem sorumluluk duygusu
yükler hem de birlikte iş yapma alışkanlığı kazandırır. Bu da onu başarıya
götürecek önemli bir yol.
Çocuklar
en değerli varlıklarımız, geleceğimiz, toplumsal yaşamımızın itici gücü,
duygusal evrenimizin çiçekli bahçesi, umudumuz, gözbebeğimiz ve yaşamımızın
olmazsa olmazı olduğuna göre onlardan özveriyi, paylaşmayı esirgememeli. Çocuklarla
ilişki bencilliği kabul etmez. Çocuk, yükseklerden uçan bir kuşsa anne ve baba
da onun iki kanadı. Onları gökyüzünde, yaşamda tutacak kanatlarını kırmayalım.
Adil
Hacıömeroğlu
20
Temmuz 2025
Kalemine Efendi Kalan , Değerli Adil öğretmenim,
YanıtlaSilMükemmel bir anlatım olmuş.👏👏
Çocuklar, toplumun en saf, en umut verici mirasıdır. Onlar yalnızca bugünün değil, yarının da şekillendiricileridir. Sevgiyle büyütülen her çocuk; barışın, adaletin ve güzelliğin taşıyıcısı olur. Çiçekler gibi hassas, umut gibi güçlüdürler. Onlara vereceğimiz en büyük değer, iyi bir örnek olmak ve onları ahlaklı, merhametli bireyler olarak yetiştirmektir.
🌱 Çünkü çocuklar sadece “geleceğimiz” değil; aynı zamanda şu anın en değerli sorumluluğudur.
Seni seviyorum diyerek ona sevgisini, saygısını göstermek yüceliktir , çocuklar seven kalpleri görürler.Değerli Adil öğretmenim usunuza, deneyimlerinize, ruhunuza, yüreğinize sağlık👏👏💐Kaleminizle, yazılarınızla var olunuz🙏🏻📚🌿