Son
günlerde herkesin en çok merak ettiği konulardan biri RTE’nin hangi ülkeye
kaçacağı konusudur. Diktatörlüklerce yönetilen ve yolsuzluk bataklığına batmış
tüm liderler ülkelerinden kaçıp giderler bir yerlere.
Diyeceksiniz
ki, diktatörler niçin kaçarlar ülkelerinden? Bu soruya verilecek en kestirme
yanıt: Korktukları içindir.
Zalimlikte
sınır tanımayan diktatörler niçin bu kadar korkaktırlar? Suçlu bir kişi
işlediği suçun boyutunu bilir. Tabi, cezasının ne olacağını da... Bu kişiler korkaklıklarını;
sert duruşları, zalim tavırları, acımasızlıkları, yasadışılıkları ve sahte
cesaret gösterileriyle örtmeye çalışırlar.
Dünyadaki
tüm diktatörlerin ortak özellikleri vardır. Bunların başlıcaları; hırsızlık,
halkına zulmetmek, emperyalizmin işbirlikçisi olmak, ülke kaynaklarını
efendilerine peşkeş çekmek, yurttaşlarını yoksullaştırmak, yalan söylemek,
muhaliflerine dünyada görülmemiş iftiralar atmak, çağdaşlığı yok etmek,
yönettiği toplumun tarihi ve kültürüyle bağını kesmek, bilimi baltalayarak
yerini hurafelerle doldurmak, gençlikteki yaratıcı duyguları köreltmek,
yoksulluğu yazgı durumuna getirmek, insanlara korku salmak, ulusu bölebildiği
kadar bölüp kavga ettirmek, düşünen beyinleri yok etmek, yüz yılların
imbiğinden geçen insancıl değerleri kıymetsizleştirmek, komşularla ilişkileri
gergin tutmak, sürekli düşman yaratmaktır. Bu saydıklarımızın hepsi suçtur.
Hepsi millete ihanettir.
Diktatörler,
aşka ve sevgiye de düşmandırlar. Büyüdükleri nefret bataklığı, yüreklerini
taşlaştırmıştır.
Diktatör,
halkına ihanet ettiğinin farkındadır. Yönettiği ülkenin her ferdini düşman belleyen
diktatör, insan görmeye dayanamaz. Gördüğünde korkar insandan. Çünkü suçluluk
duygusu, onu içten içe kemirir. Geceleri uyuyamaz yatakta. Gündüzleri dolaşamaz
sokakta. Korku büyüdükçe koruma ordusu çoğalır. Koruma ordusu çoğaldıkça
çevresindekilere güveni azalır. Eski dostlarını bile düşman görür, onların
kendisine ihanet içinde olabileceklerini düşünür. Çünkü herkesi kendi gibi
görür diktatör.
Her
diktatörün bir hazırlığı vardır. Önceden sıkıştığında kaçabileceği ülkeyi
belirler. Yükte hafif, pahada ağır ne varsa elinin altında bulundurur. Aile
bireyleri de eğitimlidir kaçış konusunda. Bu nedenle yatırımlar taşınabilir
değerlere yapılır.
Şimdi
gelelim asıl konumuza... Yani RTE’nin nereye kaçabileceğine... RTE’nin
kaçabileceği dört ülke var: Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar ve
Sudan...
RTE’nin
gelecekte uluslar arası mahkemelerde yargılanacağını düşünerek onun gideceği
ülkeyi belirleyelim.
BAE,
Tayyip’i çok zor kabul eder. Çünkü Batı ile siyasal ve ekonomik ilişkileri çok
önemli. Özellikle turizm merkezi olma konusundaki çabalarına ters düşer
Tayyip’i konuk etmeleri.
Katar,
Körfez’de ABD’ye en bağımlı ülke. Bu küçük ülke, ABD desteği olmasa bir gün
ayakta duramaz. Bir aşiretin egemenliğindeki Katar, ABD’nin kullanıp çöpe
attığı hiç kimseye sınırlarını açmaz. Zaten ABD, bugüne kadar kullandığı hiçbir
diktatörü konuk etmemiştir kendi ülkesinde. Katar’ın, ABD’ye olan bağımlılık
ilişkisi düşünüldüğünde bunun olanaksızlığı görülmekte.
Malezya,
AKP’nin iyi ilişkiler içinde olduğu bir ülke. Türkiye’den oraya bir nakit akışı
mevcut. Bunun miktarı araştırılmalı. Malezya, AKP’lilerin kaçışında bir geçiş
ülkesi olabilir. Neden mi? Malezya, ihracatı yüksek bir ülke. Turizm gelirleri
de iyi. Bu durumdaki bir ülke diktatörleri barındıran bir konumda olmak
istemez. Çünkü böyle bir durum, onun ticari ilişkilerine darbe vurur.
Geride
kala kala Sudan kaldı. AKP’liler için en uygun ülke. Devlet Başkanı RTE’nin
“Kardeşim!” dediği El Beşir. Hani Tayyip’in “Müslüman soykırım yapar mı?”
diyerek savunduğu El Beşir. Dünyada birkaç ülke hariç, hiçbir yere gidemeyen
bir diktatör var Sudan’ın başında. Uluslararası mahkemelerce soykırım yaptığı
gerekçesiyle yargılama kararı var bu diktatör için. Son yıllarda AKP’ye yakın
sözde yardım derneğinin suyolu yaptığı bir ülke burası. Başbakan da fırsat
buldukça ziyaret etti bu ülkeyi. Kardeşi El Beşir’i Türkiye’de konuk etti
dünyaya nispet yaparcasına. Ne de olsa kardeşlik ilişkisi... Yarın kimin, kime
işinin düşeceği belli olmaz. Yazgıları ortak iki yönetici...
Merak
ettiğim bir şey var. 17 Aralık’tan sonra Sudan’a ne kadar para gönderildi
değişik yollarla? Paralar, dolaylı yollar izleyerek gidebilir bu yoksul ülkeye.
Muhalefet partilerinin milletvekillerine iyi bir ev ödevidir bu. Çalışsınlar,
araştırsınlar, kulaklarını ve gözlerini açıp görevlerini yapsınlar, bakalım.
Pek
yakında RTE’nin hangi ülkeye kaçabileceği konusuna İngiliz bahis şirketleri el
atabilir. Bahis oynayacakları bilgilendirmek istedim, karınca kararınca...
Adil
Hacıömeroğlu
8
Mart 2014
Çok güzel bir yazı hocam, teşekkür ederim. Ancak bizim dilimizde güzel bir söz vardır. Nereye giderse gitsin "cehennemin dibine kadar yolu var" vurgusunu yapmak istedim.
YanıtlaSilÇok doğru tespitler yapmışsınız Adil bey. Her yer cehennnem olacaktır onun için. Çünki öldürülen 8 gencimizden birisi çocuk yaştadır. Ailelelerin hiçbirisi affetmeyecektir onu. Zaten her insan yaptıklarının cezasını önce dünyada sonra ahirette görecektir. Cennet ve cehennem buradadır. Bundan sonra tayyip bu dünyada da cehennemini yaşayacaktır.
YanıtlaSilIsvicre .. mezar kabul etmez bunu.
YanıtlaSilEnçok SUDANA DOLAYLI YADA DOĞRUDAN YAPILMASI OLASI DÖVİZ,PARA,TAHVİL,HİSSE SENEDİ AKTARIMI KONUSUYLA MUHALEFETE EV ÖDEVİ NOTUNUZU BEĞENDİM.HADİ HAYIRLISI
YanıtlaSil