Kaset
savaşları başladı başlayalı yalnız AKP’li siyasetçilerin değil, milletin
sırtından para kazanmayı alışkanlık durumuna getirmiş işadamlarının gerçek
yüzünü de görüyoruz.
Dün
kamuoyunun ilgisini çeken telefon kaydı RTE ile İşadamı Demirören arasında.
Demirören,
yılların işadamı. Birçok işadamı gibi iktidara yakın olup işlerini büyütme
kaygısına düşmüş. Kendince başarılı da olmuş sayılır.
AKP
ve Başbakanla ilişkileri daha sıkı fıkı yapmak için iki gazeteyi satın alıyor
iktidarın önerisiyle. Yılların Milliyet’i iktidar borazanı olmak için el
değiştiriyor. Muhalif yazarların çokça yer aldığı Vatan da Demirören’in oluyor.
Birçok yazar kovuluyor bu iki gazeteden. Yazar olmayan iktidar savunucuları
köşe kapıyor bu gazetelerde.
Milliyet
ve Vatan da Demirören sayesinde diğer iktidar yanlısı gazetelerle yarışmakta
yandaşlıkta. Kırk yılda bir iktidarın hoşuna gitmeyen yazı ya da haber
yayımlandığında diktatör küplere binmekte.
Öcalan’la
BDP heyetinin İmralı’daki görüşmelerinin tutanaklarını yayımlıyor Milliyet.
Diktatör küplere biniyor. Çünkü bölücülerle verdiği ödünlerle ilgili kendi
rezaleti ortalara serilmekte bu haberle. “Açılım” denen rezaletin içyüzünü halk
öğrenme fırsatı yakalıyor. Tabi, bir ihanetin resmi de çıkmakta ortaya.
Telefon
görüşmesinde RTE’nin önünde neredeyse kırk takla atacak gazete patronu af
dilemek için. Patron, yalvarıp yağladıkça karşısındakini, RTE hakaretleri bir
bir yağdırmakta. Bu arada RTE’nin ağzının bozukluğu gözlerden kaçmamakta. Güya
dindarmış diktatör! Dinin d’sinden, İslam’ın i’sinden haberi olan biri, bu
kadar küfürbaz olabilir mi? Hele karşındaki kişi, kendisini savunmaktan
acizse... Atalarımız: “Eğilen baş kesilmez.” demiş. Bu konuşmada Demirören,özgür(!)
basının patronu eğilmekle kalmıyor, yerlerde sürünüyor. El insaf...
Bir
kişi neden bu durumlara düşer? Yılların işadamı, niye başbakanın karşısında
hüngür hüngür ağlar? Bu kadar büyük rezalet, birkaç kuruş kazanmak için mi?
Yoksa yönettiği spor kulübünü batıran beceriksiz oğlunu Futbol Federasyon
Başkanlığı koltuğuna oturtmak için mi? Aç değilsin, açık değilsin; geçimin
yerinde. Yaşın kemale ermiş, sayılır. İnsanın para için bu durumlara düşmesi
çok ayıp. Hele belli bir yaştan sonra bu kadar eğilip bükülmek ayıbın ayıbı.
Acından mı öleceksin ey Demirören.
Boşuna
dememiş atalarımız: “Tatlı tatlı yemenin, acı acı geğirmesi olur.” diye. Evet,
bir işadamının acı acı geğirmesidir bu. Çok yazık, çok... Her şeyi öldürün,
yere serin. Ancak insanlığı, kişiliği, onuru, ahlakı yere sermeyin. Sermeyin ki
bir gün, bir yerde gerekli olur.
Not:
Yazılarımın tümüne, http://adiladalet.blogspot.com.tr den ulaşabilirsiniz.
Adil
Hacıömeroğlu
7
Mart 2014
Aldığı Vatan ve Milliyet gazetelerini AKP borazanı yapan iş adamı ( adamlık buysa ) E. Demirören'in , gazetede AKP 'nin istemediği yönde yazı çıkması üzerine , RTE tarafından nasıl azarlandığı , aşağılandığı , dokunaklı bir anlatımla veriliyor bu yazıda. E. Demirören 'in kendini savunamayan , başbakandan özür dilemek için düştüğü acıklı durumu insanlık onurunun kırılmasının ibret verici örneğidir. RTE'nin insan ağzına yakışmaz azarlama sözleri ; E. Demirören'in yüreksizce karşısında ezilmesi ve ağlaması yürekler acısıdır. Bu dramatik olay , kasetten A. Haciömeroğlu'nun kalemine geçmiş ve bizlere ulaşmıştır. Teşekkürler! ÖZGEN KARA
YanıtlaSilBilgilendirmeniz için teşekkürler.. Kaliteli paylaşımlarınızın devamını bekliyoruz. Kolay gelsin!
YanıtlaSil