Yerel
seçimlerden bir gün önce CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu İstanbul’a geldi.
Kadıköy Rıhtım Meydanı’ndaydı miting. Mitingin seçimden bir gün önce yapılması,
kampanyanın finali niteliğindeydi. Bu nedenle bu miting CHP açısından
önemliydi.
Bazı
CHP yöneticileri diyecek ki: “Bu miting, Kadıköy içindi.” Bu söyleme kimse
inanmaz bazı saflar dışında. Zaten Kadıköy çantada keklik. Genel Başkanın
buraya gelmesi oyları değiştirmez.
Kadıköy’e,
tüm ilçelerden partililer geldi. Ne yazık ki Kadıköy Meydanı dolmadı. Meydan’ın
güney bölümü boştu. Kemal Bey’in Meydan’a girişi bir aldatmacaydı. Sanki büyük
bir halk izdihamı varmış gibi bir tablo vardı ortada. Sarıgül’ün tüm mitinglere
götürdüğü sarı atkılılar, Kılıçdaroğlu’nun seçim otobüsünün önünden yürüyerek
otobüsün yavaşça Kadıköy Rıhtımı’na girmesini sağladılar. Verilen görüntü,
yoğun kalabalık nedeniyle ilerlemekte güçlük çekildiğiydi. Zaten Sarıgül’ün
ilçe ziyaretlerinde de aynı yapay tablo vardı. Bu yapay izdiham tablosu,
seçmeni de parti kadrolarını da gerçeklerden uzaklaştırdı.
Benim
terk edemediğim bir huyum var. Mitinglerde bir yerde dikilip durmam. Alanın her
yanını gezerim, sürekli hareket halindeyim. İnsanları yakından gözlemlerim.
Dün,
Kadıköy’de birçok dostla karşılaştım. Çoğunun hem Türkiye genelinde hem de
İstanbul özelinde beklentileri çok yüksekti. Seçim konusunda tahminlerimi
söyleyince bazı arkadaşlarım içten içe bana kızdılar. Ben de onlara, yarını beklememiz gerektiğini söyledim.
Dün,
Kadıköy’de heyecan yoktu. Dinleyicilerin çoğu konuşmayı dinlemiyorlardı bile.
Gruplar halinde söyleşiler daha öne geçmişti. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını,
neredeyse dinleyicilerin çoğu ezbere bilmekteydi. Seçim kampanyası boyunca üç
aşağı,m beş yukarı hep aynı konuşma yapıldı birçok yerde. Konuşmanın içeriği
tam da RTE’nin istediği gibiydi. Kamplaştırıcı, hiçbir program sunmayan, hedef
göstermeyen, belli bir çizgisi olmayan bir konuşma.
CHP’nin
değişik ilçelerden gelen yöneticileri, belediye meclisi adaylarının bazıları
görüntü verdikten sonra Kadıköy’ü terk ettiler. Seçime katılan adayların bile
dinlemediği Genel Başkan’ı halk niye dinlesin? Konuşmanın ortalarına doğru alan
boşalmaya başladı. Yurttaşlar, yavaşça evlerinin yolunu tuttu.
CHP,
İstanbul’da neden büyük bir miting düzenlemedi? Kazlıçeşme ya da Yenikapı’da
neden seçim kampanyasının finalini yapamadı? İstanbul’un, Türkiye seçimleri üzerindeki
etkisini anlamamak nasıl açıklanabilir?
Miting
bitti. Çocukluk arkadaşımla karşılaştım. Kendisi, inançlı bir CHP’li ve
vatanseverdir. Biraz yürüdükten sonra ilçemizin derneğine gittik, çay içip
söyleşmeye. Az sonra başka arkadaşlar katıldı bize. Mitingle ilgili yorumum
soruldu. CHP, İstanbul’u kaybetti, dedim. Herkes şaşkınlık gösterdi. Gerçeği
söylemek zorundaydım, çünkü Kadıköy Meydanı her şeyi gösterdi açıkça.
CHP
yönetimi iyi bir özeleştiri yapmalı. Genel Başkanını dinlemeyen adayların
olduğu bir parti seçim kazanabilir mi?
Adil
Hacıömeroğlu
30
Mart 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder