20
Mart günü RTE, Bursa’da avazı çıktığı kadar bağırıyor. Sosyal paylaşım
sitelerini, yeni düşman olarak ilan ediyor Bursa Gökdere Meydanı’nda.
“Şimdi
bakın uluslararası komplolar bu işin içinde. Çok ilginç... Bu Twitterlar falan
var ya, şimdi mahkeme kararı çıktı. Twitter falan hepsinin kökünü kazıyacağız.
Evet, evet hepsini... Efendim, işte uluslararası camia şöyle, der; hiç beni
ilgilendirmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü görecekler. Bunun
özgürlükle alakası yok. Özgürlük, birinin mahremine girmek değildir. Özgürlük,
devletin sırlarını bu tür kanallarla uluslararası yerlere fitnelemek, sufle
etmek değildir.” demekte RTE.
Tabi, onu dinleyenlerden bazıları Twitter’ı insan sanıyorlardır. İçimize girmiş
bir yabancı...
RTE’nin sosyal medya düşmanlığının nedeni
ne? Neden aylardır sosyal medya ile kavga etmekte?
Gazete ve televizyonlar; tehdit, şantaj, ticari
bağlantılar, yandaşlık ilişkisiyle sindirilmiş durumda. Doğru dürüst muhalefet
eden, gerçekleri yazıp söyleyen basın kuruluşu çok az. Halk da muhalefetini
sosyal medya üzerinden yapmaya başladı. Bu da iktidarı rahatsız etmekte.
AKP Hükümetinin yolsuzluklarını, yasadışı
işlerinin dinleme kayıtları, daha çok Twitter ile duyurulmakta. Böylece halk,
AKP’nin gerçek yüzünü görmekte. Dudak uçuklatacak yolsuzluk ilişkileri
duyuruldu Twitter yoluyla. Din bezirgânlarının, İslam’a karşı saygısızlıkları
ortaya çıkarıldı.
RTE, yukarıdaki sözleriyle açıklanan ses
kayıtlarının gerçek olduğunu da kabul etmekte. Oğlu ve yakınlarıyla konuşmasını
“mahrem” olarak nitelemekte. Evet, doğrudur. CHP ve MHP yöneticilerinin
mahremlerine girildiği zaman neden esip gürlemedin ey Tayyip? Seninki mahrem de
onlarınki namahrem miydi?
Rüşvet almak, yolsuzluk yapmak, eski bir
bakanın İslam’a hakaret etmesi, THY’nin Nijerya’ya yasadışı yolla silah
göndermesi, bir başbakanın oğluna evdeki paraları sıfırlatması, bir banka
müdürünün paraları kutulaması, bakan çocuklarının evlerinde para kasalarının
bulunması devlet sırrı değildir. Bunların olması, hele devlet sorumluluğunu
üstlenmiş kişilerce yapılması ayıptır, emanete hıyanettir.
Diktatör, Twitter’ın kökünün kazınmasını
buyurdu, mahkeme karar verdi. Şimdi kalkıp birileri, Türkiye’de hukukun
varlığından söz ederse ona ancak gülünür.
İnsanların ifade özgürlüğünü, iletişim hakkını
kısıtlamak, engellemek ancak diktatörlüklerde olur.
Peki, diktatörler neden yasaklar uygular?
Korktukları için... Korktukça saldırganlaşır diktatörler. Saldırganlaştıkça da
dengelerini yitirirler. Suçüstü yakalanan diktatörün; her şeyi yasaklayarak
gizli işlerini, yolsuzluklarını, yasadışı uygulamalarını saklamaktır asıl
amacı. İstediğin kadar yasak getir. İstediğin kadar bağır çağır.
İstediğin kadar renkli yalanlarla süsle
kirini. Kir, kirdir. Tüm diktatörler gibi siyaset çöplüğündeki yerini
alacaksın. Yıkılıp hesap vereceksin.
Adil
Hacıömeroğlu
21
Mart 2014
İktidarda ve yandaşlarında görülen rüşvet , hırsızlık , yolsuzluk , soygun gibi yüz kızartıcı suçların medyada verilmesi , RTE 'nin baskı ve tehditleriyle engellenince ; bu suç eylemleri SOSYAL MEDYA aracılığı ile halka duyuruluyordu. Buna İLETİŞİME engel olamayan RTE , anlaşılan '' YANDAŞ '' yargıçların çıkardığı kararla TWTTER ERİŞİMİNİ ENGELLEDİ. Dünyada benzeri görülmemiş yüz kızartıcı eylemlerini böylece halktan gizleyeceğini düşünüyor. İşte bu konuya değinen yazısını bizlerle paylaşıyor Sayın A. Haciömeroğlu..Teşekkürler! ÖZGEN KARA
YanıtlaSil