AKP,
Haziran Direnişiyle tökezledi, sendeledi. Ancak koltuk değneklerine tutunarak
ayağa kalkabilmekteydi.
Ağır
aksak yürüyen AKP, 17 Aralık’ta yere serildi, yolsuzluk soruşturmalarıyla. Sere
serpe yere uzanmışken kalktı yavaşça. Ancak ayağa kalkamadı tam olarak.
Dizlerinin üstünde yürümekte bu kez ellerinin yardımıyla.
AKP’yi
kim ya da kimler kaldırdı yerden?
AKP,
yolsuzluk operasyonu başladığında şaşkınlık içindeydi. Öncelikle muhalefet
partilerinin tepkisi gözlemlendi. Kimin, nasıl bir tavır göstereceğini bekledi
iktidar partisi yöneticileri birkaç gün.
CHP
ve MHP yolsuzluklar üzerinden AKP’ye yüklendiler. Oysa devleti ele geçiren Cemaat’in yaptığı
yasadışı işler de en az yolsuzluklar kadar tehlikeliydi. Cemaat bürokrasisi, devleti
kilitledi. Cumhuriyet kurumlarını AKP’nin siyasal gücüyle yerle bir etti.
CHP
ve MHP yönetimleri, politikayı günlük bir uğraşmış gibi gördüklerinden
yolsuzluğu asıl hedefe oturttular. Cemaat ile AKP’nin geçmiş ilişkilerini
sorgulamadılar derinliğine. Cemaat’in kumpaslarını bir kenara ittiler adeta.
Cemaat’in yaptığı yasa dışılıkları gündeme getirmemeleri, AKP’ye güç kazandırdı
zaman içinde. Cemaat’le aynı safta mücadele ediyormuş gibi gözüken CHP ve MHP,
zamanla AKP’nin toparlanmasına fırsat yarattılar. Muhalefet partileri her şeyde
olduğu gibi, bu konuda da sağlam öngörülü bir strateji uygulayamadılar. Bilerek
ya da bilmeyerek AKP’ye soluk aldırdılar.
AKP
ise CHP ve MHP yönetimlerinin yanlış tavrını fırsat bildi, yüklendikçe yüklendi
onlara. Muhalefetin iki partisini Cemaat’in yanında göstermek için olağanüstü
çaba harcadı RTE. RTE’nin bu stratejisi geçici sürede de olsa başarıya ulaştı.
Cemaat’in yasadışı dinlemelerinin hukuksuzluğunu hep gündemde tuttular. TSK’ya
kurulan kumpası bile göstermelik de olsa anlatmaya çalıştı iktidar basını ve
AKP yöneticileri. Silivri tutsaklarını savunuyor göründüler.
Rüzgâr,
AKP’ye karşı esmekteydi. Hem ulusal hem de uluslar arası alanda çok sıkışmış
durumdaydı AKP. Cemaat da halk nezdinde prestij kaybına uğramakta her geçen
gün. Ama ne yazık ki muhalefet bu durumu iyi göremedi. Özellikle AKP ile
Cemaat’in birlikte gidebileceğini düşünmediler. Bu savaşta her iki taraf da
kirli işlere gömülmüşlerdi gırtlaklarına kadar. Her geçen gün kirlilikleri
artmakta. Bataklıkta debelendikçe de batmaktalar giderek.
CHP
ve MHP yöneticileri ne yazık ki siyaset yapmayı, RTE’ye laf yetiştirmek olarak
anlamaktalar. Bu durum da AKP’nin ömrünü uzatmakta.
Yere
yüz üstü kapaklanan AKP’yi, izlenen yanlış politikalar biraz olsun yaşama
döndürdü. Ancak bu, oksijen çadırındaki bir yaşam. Halkın sağduyusu, AKP’yi
götürecek. Tabi Cemaat de onunla gidecek. Dileğimiz odur ki, muhalefet
partileri yanlıştan vazgeçerler.
Cemaat
de AKP de Türkiye’ye çok zarar veriyor, çok... Ülkeyi paramparça eden,
Türkiye’yi dünyaya rezil eden bu ittifakı taşıyacak gücü kalmadı artık halkın.
Emperyalizme dayanarak kendi ülkesinin değerlerini yerle bir eden AKP-Cemaat
ittifakı tarihin çöplüğüne gitmek üzere.
Adil
Hacıömeroğlu
4 Mart 2014
CHP de, MHP de başlarında vizyonsuz iki lider tarafından yönetilen düzen partileri. Adama kızıyorum ama bazen de hak vermeden edemiyorum. Hani bunlar iki koyunu teslim etsen güdemezler diyor ya hani; Hakikaten de öyle. Bir an için bunlardan birini seçip ülkeyi teslim ettiğimizi düşünüyorum. İnanın gene 2000 yılına döneriz gibime geliyor. İktidarı versen yapamazlar, muhalefeti de yapamıyorlar zaten. Tayyip bir konuşmasında çaldığı paralar için onlar devletin paraları değil dedi ve yaptığı gafı çabuk anlamış olsa gerek aynı cümleyi bir daha sarf etmedi. Ne demek ti, bu; o paralar ihalelerden alınan rüşvetti, gayri meşru işlere göz yummak için alınan avantalardı demek istedi. Ama muhalefet liderleri bu gafı yakalayıp bir türlü lehlerine kullanmasını bilemediler. Sadece Kılıçdaroğlu, hakkında en ufak bir söyleme bile tazminat davası açan Tayyibe (bu özel isim olmadığı için e yi ayrı yazmadım)Hırsız ve başçalan ifadelerini korkusuzca kullandı ve kullanmaya devam ediyor. Çünkü tayyibin buna dava açamayacağını, açarsa hırsızlığının mahkemelerce tescil edileceğini biliyor. Bu liderler ne kadar beceriksiz olsalar, ne kadar tayyibin ekmeğine yağ sürüyor olsalar da, tayyip seçimden zaferle çıksa da bu defa ettiği pislik kabından çok oldu ve bizzat kendisi bindiği dalı kesti. Şimdi meclise seçim arası verdiler. Bu süre tüm akp liler için düşünme süresi olacak. Seçim sonuçlarını beklesek de mi kaçsak, yoksa şimdiden kaçmak mı hayırlısı, paraları ne şartlarda kimlerin üzerine geçirmek hayırlı, uçakların pilotları bize ihanet ederler mi, şimdiden birkaç gözü kara pilot satın alalım, ABD'ye mi gitmek hayırlı, Malezya'ya mı, hangi ülkeye gidersek bizi teslim etmez. Al aşağı ver yukarı bunların tartışmalarını yapacaklar aralarında. Ama bu aşamadan sonra her şey çok zor olacak onlar için.
YanıtlaSilSelamlar,
Adnan YİĞİTER
AKP , CEMAAT birleşik gücü ile ülkemizde hukuk ve demokrasi katledildi ; devlet kurumları çürütüldü . Gezi Parkı direnişi ile tökezleyen AKP ; 17 Aralıkta felç olmanın eşiğine gelmişken ; muhalif partilerin , ikili ŞER ORTAKLARINDAN yalnız AKP ye ve RTE ' ye yüklenip , CEMAAT'i '' masum '' gibi görmeleri ; AKP'nin tüm suçu cemaate yükleyip aradan sıyrılma manevrasına yol açmış gibi oldu. Oysa ; hem AKP , hem de Cemaat suç üstü yakalanmıştı. Her ikisinin de ülke için bela olduğu kamuoyunda yer almaktaydı. Bu iki zararlı akımı birlikte hedef alarak siyaset programı oluşturma akla uygun olacaktı. Yine de bu yol açık. İşte bu gözlemlerinin de yer aldığı yazısıyla karşımızda Sayın A. Haciömeroğlu. Teşekkürler! ÖZGEN KARA
YanıtlaSil