Eski
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yapılan kaset komplosunu nasıl ve kimlerce
düzenlendiğini anlatan bir ses kaydı yayımlandı. Burada yer alan konuşmalar
ilgi çekici.
Ses
kaydında konuşan kişinin Tayyip Erdoğan olduğu söylenmekte. Ses, çok net değil.
Bundan da anlaşılıyor ki ortam dinlemesi yoluyla elde edilmiş bu ses kaydı. O
zaman şu soru akla takılmakta. Türkiye’de ortam dinlenmesini kimler yapabilir?
Ortam
dinlemesi, deyince akla önce istihbarat örgütleri gelmekte. MİT ve polis
istihbaratı bu işi yapabilir. Demek ki RTE’yi dinlemesi olası kuruluşlar
kendisine bağlı. RTE’nin eski müttefiki Cemaat dinlemeler konusunda uzman.
Yabancı
istihbarat örgütlerinin de ortam dinlemesi yapmaları olası. Türkiye siyasetini
kendi çıkarları doğrultusunda düzenlemek isteyen ülkeler, bu konuda etkili
olabilir. Hatta bu yabancı istihbarat örgütleri, Türkiye siyasetinde etkili
bazı kişilerle işbirliği de yapabilir.
Peki,
bu ses kaydı niçin şimdi piyasaya çıktı? Bu zamana kadar neden saklandı? Deniz
Baykal’a dolayısıyla CHP’ye yapılan, ancak Türkiye’yi hedef alan kaset
komplosunda kimlerin parmağı var? Bu soruları yanıtladığımızda konu
aydınlanabilir.
Ses
kaydındaki konuşmalardan da anlaşılacağı üzere Baykal kasetinin internette
yayımlaması, RTE’nin isteğiyle oldu. Görüntülerin çekiminde Cemaatçilerin payı
yoktur, demek gerçekçi olmaz. Çünkü bu tür çekimler, dinlemeler konusunda
profesyoneller.
Diyelim
ki görüntüler tamamen RTE’nin kendine bağlı kişilerce çekildi. Bu görüntülerin
varlığından başından beri Cemaat’in haberi vardı. RTE’yi dinleyenlerin ve bu
dinlemelerin Cemaatçiler tarafından servis edildiğinden kimsenin şüphesi yok.
Görüntülerin varlığını bilmelerine karşın kamuoyuna konuyu açıklayarak komployu
boşa çıkarabilirlerdi. RTE’yi dinleyenler, görüntülerin varlığından haberdar
olduklarında en azından Baykal’ı bilgilendirebilirdi. Bunu da yapmadılar.
Kısacası CHP’ye yapılacak bir operasyon AKP’nin işine geldiği kadar Cemaat’in
de işine gelmiştir. Hem AKP hem de Cemaat, CHP’nin YCHP’ye dönüşmesini
istemişlerdir.
Şimdi
bir tarafın kendini masum göstermesi inandırıcı değil. Yapılan bir komplonun
sırrını yıllarca saklamak da suça ortak olmaktır.
Deniz
Baykal’ın ve yönetiminin CHP’den tasfiye edilmesindeki amaç; köklerinden
kopmuş, hatta tarihiyle kavga eden bir kurucu parti yaratmaktı. Bu da ulus
devletin, cumhuriyet kurumlarının, laik sistemin çökertilmesini kolaylaştırmak
içindi. Ne yazık ki bu amaca büyük bir oranda ulaşıldı. YCHP, “Tarihimizle
yüzleşiyoruz.” diyerek AKP’nin kurucu iradeye karşı saldırılarına destek
vermiştir. Şunu söyleyebiliriz ki Baykal’a komplo düzenleyenler amaçlarına
ulaşmışlardır.
Deniz
Bey’e iğrenç komplo yapıldığı zamanın siyasal koşullarını da anımsamakta yarar
var. Oslo ve Habur rezaletleriyle AKP, toplumsal desteğini hızla yitirmekteydi.
Bu koşut olarak CHP’nin oyları yükselmekteydi. Çünkü Baykal yönetimindeki CHP,
Oslo ve Habur rezaletlerine imza atan AKP’yi köşeye sıkıştırmaktaydı. Anayasa
değişikliği için yapılacak halk oylamasının yaklaşması ise AKP’nin kâbusuydu.
Çünkü böylesi bir ortamda anayasa değişiklikleri reddedilirdi halk tarafından.
CHP
yönetimi değişti. YCHP yönetimi, farklı sesler çıkardılar. Yöneticiler
arasındaki çelişkili söylemler, AKP rezaletlerini unutturmaya başladı. Bir de
Kılıçdaroğlu’nun genel af söylemi, işin tuzu biberi oldu. AKP, halk oylamasında
istediğini aldı. Bundan sonra Cumhuriyet kurumları hızla tasfiye edilmeye
başlandı, tıpkı CHP gibi.
2010’da
yapılan Baykal komplosuna YCHP yönetiminin bunca zaman suskun kalması
düşündürücüdür. Komployu düzenleyen gün gibi ortada. Bakalım bundan sonra laf
ebeliğinin dışında YCHP yönetimi neler yapacak? Siyasal tarihimizin en ahlaksız
olaylarından birinin aydınlatılması ve hukuku süreç nasıl gidecek?
Şimdi
herkes soruyor: “Baykal’ın görüntülerin kim çekti, kamerayı kim yerleştirdi?”
diye. Kim yerleştirecek? Türkiye’yi BOP kapsamında değiştirmek, ulus devletin
gücünü kırmak isteyenler tabi ki. Ortadoğu’yu kana bulayan, gericiliği İslam
coğrafyasının başına bela eden ABD-İsrail bu komplonun dışında mı sanıyorsunuz?
Hele Cumhuriyet yıkıcılığı konusunda ant içmiş AKP-Cemaat ittifakını bu
iğrençliğin dışında tutmak mümkün mü?
Dünyanın
her yerinde emperyalizm ve onun uşaklarının başvurduğu yöntemdir komplo
düzenlemek. Yatak odalarını merak edenler, insana düşman olan zihniyetin
temsilcileridir. Para ve koltuk uğruna her gün milletini soyanların yatak
odalarına kamera yerleştirmeleri de doğal bir sonuçtur.
Baykal’ı
görüntüleyen kameranın arkasında kimler vardı? Bilcümle ulus devlet düşmanları
ve Cumhuriyet yıkıcıları. Kimse kendini “Ben yoktum. “deyip bu işten sıyırmaya
çalışmasın. Hepiniz oradaydınız...
Adil
Hacıömeroğlu
26
Mart 2014
Deniz Baykal'da CUMBABA olacağı merakıyla rte'ye yardım ederek, yasalar nasıl delinir, ona öğretti!! Baykal bu şekilde, Halkın ahını almıştı zaten!!!
YanıtlaSilKüresel emperyalizmin hizmetindeki AKP ve iktidar destekçisi cemaat ; ulus devleti , cumhuriyet kazanımlarını yok etmek için CHP 'yi , bu ereklerine engel olması diye , yeni bir biçime sokma gereği duydu. İşte bu amaçla Deniz Baykal'ı istifaya götüren KASET SKANDALINI oluşturdular. daha sonra AKP - cemaat elbirliği içinde ülkemizde demokrasiyi , hukuku , adaleti bozdular . Bu konunun ayrıntılı anlatımı olan yazısıyla karşımızda Sayın A. Haciömeroğlu . Teşekkürler! ÖZGEN KARA
YanıtlaSil