Büyük
devlet olmanın ilk koşulu sağlam bir istihbarat örgütünün olmasıdır. Dünya
üzerinde egemenlik mücadelesi veren ülkelerin en büyük savaşları istihbarat
örgütleri üzerinden olur. İstihbarat bilgileri, devletlerin politika
oluşturmalarında önemli veri ve kaynak oluşturur.
Almanya,
iki dünya savaşında da yenilip perişan olmasına karşın ayağa kalkmasını
başarmış bir ülkedir. Dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahiptir.
Ekonomik gücünü koruyup sürdürmesi, siyasal gücüyle orantılı. Bu siyasal güç de
istihbarata dayanması gerek. Dünyada başrol oyuncusu olmak kolay değil.
Almanya
ekonomisi, sanayiye dayalı. Sanayinin de asıl dayanağı enerji. Enerji
kaynaklarını güvence altına alamayan bir ülke, sanayisini ayakta tutamaz. Hele
bir sanayi ülkesinin kullanacağı enerji kaynakları yetersiz ve dışa bağımlıysa işi
daha da zordur.
Almanya
çok fazla sanayi ürün üretmek için, çok fazla enerji tüketmek zorunda. Bu
nedenle de zengin enerji kaynaklarının bulunduğu ülkelerle iyi ilişkiler
kurması gerek. İyi ilişkinin yolu da siyasal yakınlaşmalardan geçmekte. Bu
yolla enerji kaynaklarını güvence altına almayı düşünmekte. Üstelik petrol
varsılı ülkeler, aynı zamanda sanayi malları tüketimi açısından iyi bir pazar.
Bunun içindir ki Almanya, Ortadoğu, Orta Asya ve Rusya ile ilişkilerini
geliştirmek zorunda. Bu coğrafyaların orta yerinde bulunan ülke de Türkiye.
Türkiye, jeopolitik konumu nedeniyle dünyanın en önemli ülkelerinden biri.
Türkiye, enerji savaşlarında kilit ülkedir.
Son
yıllarda Almanya’nın dış siyasetinde önemli değişiklikler olmakta. Rusya ile
hızlı bir yakınlaşma var. Uzun erimli, olağanüstü boyutta enerji anlaşmaları
yapılmakta iki ülke arasında. Bu demektir ki Almanya, NATO ve ABD
politikalarından yavaşça uzaklaşmakta. BRİCS ülkeleriyle Şanghay Beşlisi’ne
yakınlaşma söz konusu. Çünkü dünyada güç dengesi değişmekte. Pasifik
ülkelerinin gücü her geçen gün daha çok hissedilmekte.
Geçtiğimiz
günlerde ABD ile Almanya arasında dinleme krizi baş gösterdi. İki ülkenin
derinden derine süren rekabeti, istihbarat alanında su yüzüne çıktı. ABD,
Almanya’nın yeni arayışlar içinde olduğunun farkında. Bu nedenle de onun hangi
siyasi adımları attığını yakından izleme isteğinde. Almanya’nın dünya
savaşlarının acısını unuttuğu düşünülmesin. Savaşlarda toprak yitirmiş, ülkesi
bölünmüş, ordusu dağıtılmış, bu nedenlerle onuru incinmiş bir Almanya var
karşımızda.
Almanya
istihbarat çalışmalarıyla Ortadoğu’da rol kapmak, etkinliğini artırmak
isteğinde. Türkiye de Ortadoğu’nun anahtarı.
Almanya’da
iki milyonu aşkın Türk’ün yaşadığı unutulmamalı. Bu durum da Türkiye ile
ilişkileri açısından önemlidir.
Türkiye’deki
siyasal gelişmeler yukarıda anlattığımız nedenlerden ötürü Almanya açısından
önemli. Ne yazık ki Türkiye, AKP iktidarı döneminde istihbarat alanında
çökmüştür. Yılların birikimiyle oluşturulan devlet gelenekleri terk edilmiştir.
Bu nedenle siyasal iktidarların belirlenmesinde dış etkenler önemli rol
oynamakta. Büyük devletler bunun farkında. Yakında her güçlü devletin Ankara’da
bir siyasetçisi olursa şaşmamak gerek. Tıpkı Osmanlının son döneminde olduğu gibi...
Türkiye’de
iktidar değişince her şey değişiyor. Oysa büyük devletlerde hangi parti iktidar
olursa olsun devlet politikaları, gelenekleri değişmemekte. Ulusal politikalar,
tüm partiler tarafından saygı görmekte. Türkiye’de ise özellikle AKP iktidarı
döneminde, kendi devletiyle kavgayı birinci sıraya oturdu. Bu nedenle de Türk
devletine karşı olan uluslararası güçlerin saldırılarını hoş karşıladı çoğu
zaman AKP’liler. Özellikle AB ve ABD’den gelen telkinler doğrultusunda yüz
yıllık gelenekler terk edildi, bin yıllık kurumlar çökertildi. Devlet kendi
içinde bir kavgaya tutuştu.
Uluslararası
alanda yapılan istihbarat savaşlarını dikkatle izlemeli. Türkiye ile ilgili
dudak uçuklatan bilgiler saçılacak ortalığa. Anlı şanlı siyasetçilerin kim için
çalıştıklarını öğreneceğiz. Ne diyelim? Her şerde bir hayır vardır... Dıştan
dayatmalarla, medya boyamalarıyla paraşütle siyasete inenleri, içinde zerre
kadar Türkiye sevgisi olmayanları, ulusu soymak için bin türlü yalanın ardına
sığınanları görürüz de halktan yana politikacıların değerini biliriz. Yurtsever
kişilerin siyasette çoğalmasına destek veririz.
Adil
Hacıömeroğlu
21
Ağustos 2014
Deniz Feneri vurgununu ortaya çıkartan Alman savcılara ve tüm adalet ve asayiş personeline bu vesile ile tekrar şükranlarımı sunuyorum....büyük devletin savcısı da büyük oluyor.. büyük olmak başka bir şey, ahh ahh..
YanıtlaSilOrtadoğun'un zengin maden kaynakları , petrolü ve tüketici nüfusu ; gelişmiş ülkeler için bir çekim merkezidir. Türkiye de bu yörede kilit ülkelerden biridir. Almanya ; bu esaslar doğrultusunda Ortadoğu'da ekonomik egemenlik kurmanın arayışında istihbaratını güçlendirme çabasındadır. Türkiye'yi de dinlemeye yönelmesi , bu durumla ilintili sayılabilir. Bir de Türkiye'de DEVLETİN VE ULUSUN TEMEL ÇIKARLARINI KORUYUCU ilkeler AKP döneminde gözardı edilmiştir. Her alanda olduğu gibi , İSTİHBARAT alanında da bir çökme görülmekte Türkiye'de. İşte Almanlar da bu yetersiz yönetimin boşluğundan yararlanıp ülkemizi dinlemiştir. Konu ile ilgili ayrıntılar Sn. A. Haciömeroğlu'nun yazısında yer almaktadır. Teşekkürler! ÖZGEN KARA
YanıtlaSil