RTE,
kamuoyunu hiç de şaşırtmayacak bir biçimde halefinin Davutoğlu olduğunu
açıkladı. “AKP’nin on iki yıllık iktidar döneminde en başarısız bakan kim?”
diye halka sorulsa hemen hemen herkesin vereceği yanıt: “Davutoğlu!” olacaktır.
Peki,
şimdi denecektir ki: Kamuoyunun düşünce birliğiyle başarısızlığa mahkûm ettiği
bir kişi, neden başbakanlık adayı seçildi? İşin püf noktası burasıdır. AKP
hükümetleri 2002’den beri başarısızdır. Halka hizmette, ekonomiyi büyütmede, iç
ve dış güvenliği sağlamada, dürüstlükte, kamu kaynaklarını halka eşit
kullandırtmada, Türkiye’nin haklarını korumada, hukuk düzenine uyum göstermede,
eğitimi çağdaş ilkelere göre geliştirmede, halkı varsıllaştırmada, sağlık
sistemini ezilenlere uygun duruma getirmede, sporu geniş kitlelere
yaygınlaştırmada, bayındırlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasında, terörle
savaşımda... başarısızdır.
Biz,
AKP’nin başarısızlıklarını sıralarken özellikle iktidar partisine oy vermiş
bazı yurttaşlarımızın “AKP’nin hiç mi başarısı yok?” sorusunu duyar gibiyim.
Tabi ki var... Durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir. Ancak biz, burada AKP’nin kendi anlayışlarına
göre başarılı gördükleri hizmetlerinden söz edeceğiz. Böylece de AKP’nin
Türkiye’ye mi, yoksa küresel güçlere mi hizmet ettiğini göreceğiz.
AKP
iktidarı; Cumhuriyet kurumlarını yıkmada, halka ait olan kamu mallarını talan
etme/ettirmede, yurttaşı yoksullaştırıp yandaşını varsıllaştırma uygulamasında,
tarım ve sanayide üretimi ortadan kaldırmada, tüketim toplumu yaratmada, tüm
komşuları düşmanlaştırmada, rekor düzeyde dış borçlanma yapmada, çağdaş eğitim
düzenini ortadan kaldırmada, yeteneksiz kişileri işbaşına getirmede, bölücü
örgütü hem Türk kamuoyunda hem de dünyada yasallaştırmada, Ortadoğu’da
devletlerle kavga ederken terör örgütlerine yardım etmede, halkı kamplaştırarak
düşmanlaştırmada, kendi yurttaşını hasım görmede, iç ve dış güvenliği tehlikeye
atmada, eşbaşkanlık görevini layıkıyla yerine getirmede... başarılıdır (!).
AKP
hükümetlerinin durmuş saat örneği yaptığı birkaç olumlu işin hiçbirinde
Davutoğlu’nun imzası yoktur. Dışişleri Bakanlığı döneminde, Türkiye’yi
yalnızlaştırmıştır. Kraldan çok kralcı kesilerek ABD politikalarının hızlı
uygulayıcısı olmuş biri. Çoğu zaman ABD ve Batı ülkelerinin vazgeçtiği
politikaları bile sürdürmede ısrarcı davranmıştır. Davutoğlu, dış siyasette
gerçeklerden değil; hayallerden hareket etmesiyle ilgi çekti. Onun döneminde
dış politikaya akıl değil, duygular egemen oldu.
ABD
ve küresel politikaların belirlendiği merkezlerin ortaya attığı “Yeni
Osmanlıcılık” tezine/tuzağına balıklama atladı. Osmanlı Ortadoğu’sunu yeniden
kurmak için kolları sıvadı. Bu nedenle de komşu ülkeleri parçalanmanın eşiğine
getirerek Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye düşürdü. Sınır güvenliği yok oldu.
Terörist grupları ilkesizce ve yasadışı olarak destekledi.
Davutoğlu,
dışişlerinde yaptıklarıyla Türkiye’ye değil; küresel güçlere yarar sağladı. Ortadoğu’nun
kana bulanmasında başrol oynadı. Bu nedenle küresel güçlerin politikalarını
uygulama konusunda başarılıdır(!).
Ahmet
Davutoğlu, AKP hükümetlerinin en başarısız bakanıdır. Şimdi diyeceksiniz ki:
Başarısız biri, neden başbakanlıkla ödüllendirilmekte? Türkiye’ye hizmet
açısından başarısızdır da ABD’nin politikalarını uygulama konusunda başarılı
sayılır. Bu nedenle küresel güçler risk almaz. Denenmiş ve kendi politikalarına
uygun bir kişi varken neden yeni arayışlara girsinler ki?
Davutoğlu’nu,
başbakanlığa aday gösteren küresel güçlerdir. Yarım bıraktığı işleri tamamlamak
üzere göreve getirilmekte. RTE ile uyum içinde hizmeti(!) sürdürecekler. Ancak
iktidarları çok uzun olmayacak. Çünkü maskeleri hızla düşmekte. Pek yakında
AKP’nin tepetaklak olacağını göreceğiz. Davutoğlu, AKP’nin bitişinin genel
başkanı olacak.
AKP
ve Davutoğlu, Türkiye’ye zarar verdikçe dış güçlerin beğenisini kazandılar. Bu
nedenle bu tür kişiler, küresel güçlerin arayıp da bulamayacağı hizmet
gönüllüleridir(!). Ödül de bunun içindir.
Adil
Hacıömeroğlu
27
Ağustos 2014
Bakalım Adil Bey'in farkettiklerini biz milletçe ne zaman farkedeceğiz ve anlayacağız.
YanıtlaSilSiyaseti, ülkeye hizmet, adalet ve hak arayışı, Halkın geleceğine gerçekçi, dürüst ve halkın tümünün yararına yön verme olarak gören şerefli vatan evlatlarıyla, rant ve cukka kapısı, ballı ihale membağı, kişisel güç ve Kariyer basamağı olarak gören ruh sefillerini ayırtetmeyi öğrenmeliyiz.
Kişisel OSMANLICILIK düşünü uygulamaya koyabilmek için sırtını emperyalizme dayayan Davutoğlu ; bu uğurda komşulardaki mezhep çatışmalarını da kışkırtmış , çatışmalarda bu ülkelerin güç yitirmesine ve Ortadoğu'nun kolay lokma haline gelmesine yol açmıştır. İşte emperyalizme bu hizmetinden , Davutoğlu başbakan yaptırılmıştır. Türkiye adına hiçbir başarısı bulunmadığı ; sürekli başarısız bir Dışişleri bakanı olduğu halde... Bu konuyu ayrıntılı anlatan yazısıyla karşımızda Sn. A. Haciömeroğlu..Teşekkürler!
YanıtlaSilÖZGEN KARA
Hayali de olsa davası olanların ki DAVAM dedikleri STRATEJİK DERİNLİK HÜLYASInı biz YENİ OSMANLICILIK olarak yorumluyoruz da ;ülkemde sağ politikalar güden PARTİ ve KADROLARIN pragmatist ve pozitivist KALKINMA politikalarında başarılı olduklarını ancak ADALET politikalarındaki 5 parmak eşitsizliğindeki ALLAHIN ADALETİNİ uyguladıklarından verdikleri zengin olma umudu avamı arkalarından %70 kalabalıkla sürükleyegelmiştir.Solda bu sosyal adalet,gelir bölüşümü ve eşitlik temelinde KALKINMA MOTORUNDAN yoksun devletçi bakışı beğenmedikleri besbelli.Küresel güçlerle işbirliği yapan SAĞ POLİTİKALARIN KALKINMADAKİ PROJE VE TEKNOLOJİ TAKİBİ VE SAHİPLİĞİ CAZİP olmaktan çıkmadıkça bu böyle sürecektir.Liderliğin vasfıdır ki kendi bahçesini göremeden komşu bahçesini devşirmeğe kalkan CHP nin HERKES İÇİN CHP DERKENbittiğini göremeyen ve kendi içinde demokrat ve dürüst olamayan liderliğin hep PAZARA KADAR DEĞİL MEZARA KADAR mantığıyla koltuğa yapışmasıyla nekadar kul hakkından bahsetse de HAK yemiyen varmı kidürüstlükten dem vura.YÖRÜK
YanıtlaSil