Seçimlerde
propaganda dönemi öncesi yapılacak plan, program ve süreç boyunca izlenecek
strateji önemlidir. Yine seçim süreci içinde yapılacak taktik değişikleri
başarı için gereklidir.
AKP,
bizce gerici bir partidir. Ancak seçimlerde çağdaş yöntemlerle propaganda
çalışmaları yapmaktalar. Oysa çatı adayının ve onu destekleyen partilerden
çağdaş yöntemlere uygun bir propaganda biçimiyle seçmeni etkilemelerini
beklerdik. Ne yazık ki bunun tersi oldu.
AKP
ve Erdoğan, seçim stratejilerini “seçmene milli çağrışımlar yaptırmak, mutlu ve
yükselen bir Türkiye algısı yaratmak, halkla bütünleşmiş bir aday duygusu
yaratmak” üzerine kurguladılar. Şimdi, konuyu biraz açarak ele alalım.
Erdoğan’nın
ilk başta “İstiklal Mücadelesi” söylemi gelişi güzel ortaya atılmış bir söylem
değil. Halkın büyük çoğunluğunun Atatürk ve Cumhuriyet’e bağlılığı ortadadır. AKP,
on iki yıllık iktidarında halkın bu bağlılığını yok edememiştir. Bu gerçek
karşısında seçime başlarken “İstiklal Mücadelesi” vurgusuyla Erdoğan
mitinglerine Samsun ve Erzurum’dan başladı. RTE’nin hiç hakkı olmadan
propaganda için kullandığı bu değeri, CHP ve MHP’nin sahiplenmiş olmasını beklerdik;
ama ne yazık ki olmadı. Oysa “İstiklal Mücadelesi” CHP önderliğinde gelişen bir
kurtuluştu.
“İstiklal
Mücadelesi” vurgusuyla kendine tarihsel kök uydurmaya çalışan RTE, ikinci
aşamada “Yeni Türkiye” dedi. Bundan kasıt durağan olmayan, sürekli değişen,
yenileşen Türkiye algısını yaratmaktı kamuoyunda. Oysaki bu altı oktaki
devrimcilik ilkesiydi. CHP, bu konuda daha gerçekçi bir propaganda zemini
üretebilirdi. AKP, siyasal yaşamı boyunca inanmadığı, gelecekte de inanmayacağı
bir ilke üzerinden oy devşirdi.
Bir
sonraki aşamada RTE, “Milletin Adamı” sloganıyla çıktı ortaya. Bu kucaklayıcı, kendini
halktan gösteren bir algı yaratma yöntemiydi. Seçkinciliği reddetmek amacıyla
bu slogan seçildi. Halk çocuklarının devlet yönetimine gelmesi Atatürk’le
olmuştur, bu da halkçılık ilkesiyle anlatılmıştır. Her yurttaşın sınıf, zümre,
köken farkı olmaksızın eşit kabul edilmesidir. CHP’nin ambleminde bulunan altı okun
birisi de halkçılıktır. Eee, sen partinin adını YCHP yaparsan eloğlu gelir,
senin yüz yıllık ilkenden propaganda malzemesi çıkarır.
Propaganda
çalışmalarının son haftasında AKP/RTE, “Türkiye’nin Yıldızları” başlığında bir
algı yönetimine geçildi. Tarihsel vurgularla ve ulusal değerler üzerinden
kapsayıcı bir görüntülü reklam çalışmasıyla halkta devinim yarattılar. Hem de
seçim yasaklarını delerek... Seçim çalışmalarında kullanılmaması gereken simgeler
kullanıldı bu propaganda filminde. Ancak AKP’yi can havliyle tarihsel ve
toplumsal değerlere yönelten şey neydi? Bölünme tehlikesi (Oysa bölünmeyi
hızlandıran da AKP açılımlarıdır.) tüm yurdu kapsarken ve çevremizdeki ülkeler
iç çatışmalarla yanarken RTE, kazanmak için tarihe sarıldı. Hem de hiç hakkı
olmadığı halde... Tarih yaratan, tarih yazan CHP kendi yazdığı tarihi
sahiplenemedi. Cumhurbaşkanlığı forsundaki on altı Türk devletini bir mutluluk
kaynağı kabul eden MHP, bu davranışının sözden öteye gitmediğini gösterdi.
AKP,
hem CHP’nin hem de MHP’nin değerleriyle onların çatı adayını yenme stratejisini
kurdu. CHP ve MHP mi ne yaptı? Ne olduğunu anlamadan yalnızca izlediler.
Önceden hazırlıkları yoktu. Seçim çalışmalarını üzerine oturtacakları bir stratejileri
olmadı.
AKP
tüm örgütleri ve üyeleriyle seçime asılırken CHP ve MHP kendiliğinden gelişen,
plansız, programsız bir çalışma yolu tutturdular. Erdoğan’ın seçim
çalışmalarına, saldırılarına karşı alelacele bir şeyler ortaya attılar. Ortaya
attıkları şeylere kendileri de inanmadılar. Nasıl mı?
Önce
“Ekmek için Ekmeleddin!” dediler. Her yönüyle aceleyle bulunmuş bir slogan.
Büyük bir olasılıkla da demode, ufuksuz birinin ayaküstü uydurduğu bir söz bu.
Daha sonra bu sözden hareketle “Sevgiyi ekmek için Ekmeleddin!” dendi. Tabi, bu
sözler de tutmadı, toplumun belleğinde yer etmedi.
RTE,
il il mitinglerde gezerken çatı adayı, adı olan ama etkinliği olmayan sivil
toplum örgütleriyle söyleşmeyi yeğledi. Ne yazık ki CHP ve MHP yönetimleri bu
konuda adaylarına gerekli alt yapıyı oluşturarak destek olmadılar. Geniş
kitlelerle bulaşamayan bir adayın Türkiye’de seçim kazanmasını beklemek
saflıktır.
AKP/RTE,
kazanmak için yasal sınırları da aşan bir propaganda stratejisi uyguladı.
CHP-MHP ise yapabilecekleri çok basit çalışmaları bile yapmadılar. Adeta seçim
alanlarını Erdoğan kazansın diye AKP’nin egemenliğine bıraktılar. Kendi kuruluş
ilkelerine, tarihine sahip çıkmaktan aciz CHP ve MHP yöneticilerinin bu durum
karşısında seçim kazanmak diye bir amaçlarının olduğu söylenebilir mi?
Adayların
belirlenmesi, propaganda süreci, izlenen stratejiler göz önüne alındığında
muhalefetin, cumhurbaşkanlığını Erdoğan’a altın tepside sunduğunu
söyleyebiliriz. Çankaya, CHP ve MHP yöneticilerinin siyasal yetersizlikleri
yüzünden Erdoğan’a armağan edilmiştir. Cumhuriyet’in en önemli orununa,
Cumhuriyet’i yıkım memurunun getirilmesini Türk Ulusu bağışlamayacaktır. Tarih,
bu aymazlığın hesabını er geç soracak.
Adil
Hacıömeroğlu
13
Ağustos 2014
MHP anti-komünizm döneminin yıldızıydı.Komünist ülkeler çökünce bir işlevinin kalmaması normaldir de CHP 'ye ne oluyor?Yoksa hasta çoktan öldüde, biz mi anlayamadık?
YanıtlaSilBu konulara girersek işin içinden çıkamayız. Ona bakarsanız, günümüzde de milliyetçiliği (ulusalcılığı) Amerikan karşıtlığı olarak görenler çok.
SilKafası ortaçağ teokratik yapısına dayanan RTE , propaganda aracı olarak çağdaş araç ve yöntemleri ; seçim yasağı gözetmeden kullandı.Havuz medyası, yandaş reklamcılar , devletin araçları onun uğruna seferber edilirken ; CHP 'nin halkçılık ilkesini ; CHP ve MHP'nin milliyetçilik anlayışlarını miting alanlarında alabildiğine kullandı ; hem de bunların hiçbiri ile ilgisi yokken. Bu yolla ,muhalif partilerin küskün oylarını yanına çekme amacıydı ve belli oranda bunu başardı. Ne var ki ; Ekmeleddin'i ÇATI ADAYI belirleyen iki parti , ne miting düzenlediler , ne de adayı tanıtıcı , benimsettirici reklam yaptılar. Ekmeleddinin topluma yabancı olduğu vurgusu da , RTE 'nin becerisi ; Ekmeleddin'in ve muhalefetin aymazlığı ile yutturuldu. Muhalefetin varlığı yeterince duyumsanmayınca ; RTE'nin eriyen oylarına karşın seçilmesi kolaylaştı. Bu durumun çözümü olan yazısı için Sn. A. Haciömeroğlu'na teşekkürler!
YanıtlaSilÖZGEN KARA
Yazınızın tamamına katılmamla birlikte, bana göre eksik olan kısımlarına ilave yapmak isterim. Cumhur başkanı yol-köprü yapmaz diyen bir düşünce nasıl EKMEK verecek. O iş icra ile alakalı. Seçim öncesi çalışmalar hakkındaki analiziniz mükemmel ama ne işe yarar. Keşke aday tespiti esnasında aynı meyanda çalışmalarınız olsaydı. Adayın yanlış yada doğruluğu tespit aşamasında konuşulur, aday belirlendikten sonra her şey seçimi kazanma yada kaybettirme esasına göre ayarlanır. Aday aleyhine her türlü propagandayı yap, seçime beş kala kime oy vermeyeceğini (vereceğini değil) deklere et sonrada eleştir, ne derece doğru. Ara sırada özeleştiri yapmak lazım.
YanıtlaSil