10
Ağustos’ta çatı çöktü. Başta YCHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu olmak üzere biat
kültürünü ilke edinmiş parti yönetimi çatı enkazının altında kaldı. Ne yazık ki
CHP yönetimi, yaşanan felaketin farkında değil. Az çok demokrasinin yanından
geçmiş siyasetçiler, başarısızlık durumunda istifa ederler. Ancak Türkiye’de
parti yöneticileri, kendilerini bulundukları koltuğun sahibi olarak gördüklerinden
istifa etmeyi düşünmemekteler.
12
Ağustos günü CHP milletvekilleri: Emine Ülker Tarhan, Süheyl Batum, Birgül
Ayman Güler, Dilek Akagün Yılmaz, Nur Serter ve İsa Gök bir basın toplantısı
düzenlediler. Seçimlerde başarısız olan parti yönetiminin istifasını istediler.
Bilmem,
ilginizi çekti mi? Kılıçdaroğlu’nun gitmesini isteyen altı milletvekilinden
dört tanesi kadın. Anlaşılacağı üzere CHP’ye kadın eli değecek. Yürekler
mangal gibi. Gelecek seçimde seçilir miyim, seçilmez miyim kaygıları yok. Aman
genel başkanla iyi geçinelim de koltuğumuzu garantiye alalım, düşüncesinden
uzaklar. Her türlü koşulda gerçeği söylemeyi bir vicdan, bir vatan borcu olarak
bellemişler. Cumhuriyet’in ilkelerine bağlılığı, günlük siyasal çıkarlardan üstün
tutmaktalar. Öncelikle bu altı milletvekilini cesaretleri, yurtseverlikleri, CHP’nin
tarihine sahip çıkma anlayışları nedeniyle kutluyoruz.
Dünkü basın toplantısında yer alan
milletvekilleri, Ekmel Bey’in adaylığı açıklandığı zaman adayın yanlışlığını
dilleri döndüğünce anlattılar. Bu adayın, Tayyip’in Çankaya
yolunu açacağını söylediler. Cumhuriyet güçlerini adaysız bırakmanın yanlışlığı
üzerinde durdular. O günlerde cumhuriyetçi bir sorumluluk anlayışıyla parti
yönetimini ve kamuoyunu uyaran yedi milletvekiline karşı linç kampanyası
uygulandı. CHP yönetimi, bu milletvekillerini tecrit etmeye çalıştı. Oysa bugün,
yani iş işten geçince, ne kadar haklı olduklarını görmekteyiz.
CHP,
Cumhuriyet demektir. Bu nedenle CHP’lilere biat kültürü yabancıdır. Lidere
tapınma, onun her dediğini doğru kabul etme, Atatürk ilkelerine aykırı davranma,
yönetimin kararlarına gözü kapalı “Evet!” deme... gibi davranışlar gerçek CHP’lilere
ters gelir. Kısacası CHP’liler bireydir. Kendi kafasıyla düşünürler,
kararlarında özgürdürler. Bir cumhuriyetçinin esinlendiği iki şey vardır: Akıl
ve bilim. Dogmatizm, bir CHP’linin düşüncesinde yer bulamayan bir geriliktir.
Kılıçdaroğlu,
Ekmel Bey’in adaylığını açıklarken risk aldığını söylemişti. Aslında bu sözüyle
seçimi kaybedeceklerini o gün öngörmüştü. O halde aldığın riskin gereğini
yerine getir, istifa et Kemal Bey. Tayyip’i halife yapmak mıdır asıl amacın?
Tüm
CHP’liler, parti yönetiminin bu aymazlığına ses çıkarmalılar. CHP’nin, BOP’un
bir parçası olmasına izin vermemeliler. Parti yönetiminde bir CİA ajanının
bulunması da mı CHP üyelerine mevcut durum hakkında bir bilgi vermiyor? BOP’çular,
CHP’ye kendi kurduğu Cumhuriyet’i yıktırmak istemekteler.
Sayın
Emine Ülker Tarhan liderliğinde başlatılan CHP’yi yeniden kazanarak Cumhuriyet’in
partisi yapma savaşımına omuz verilmeli. Cumhuriyet’imiz, bağımsızlığımız,
yurttaşlık haklarımız, özgürlüğümüz, vatanımız mı önemli; yoksa okyanus
ötesinden dayatılan ve CHP’yi BOP’a eklemlemek isteyen yeteneksiz bir başkanın
koltuğunun koruması mı? Karar verme zamanıdır. Tarih önünde, vicdanımızla...
Adil
Hacıömeroğlu
13
Ağustos 2014
CHP de değişimin şart olduğu aşikâr. CHP tabanı ergeç yediği tokatların etkisiyle uyanacaktır.Üstelik bu öyle uzun bir zaman da almayacak. Bir Türk vatandaşı olarak CHP veya Cumhuriyetçi, ilerici tüm kurum ve kuruluşlara seslenmek istiyorum,
YanıtlaSilHalkın inançlarına karşı önyargılı değiliz mesajı vermek için veya halkla kucaklaşma adına dinci cemaat ve tarikatlara göz yummayın. Onların bir kısmının AKP ile kavgalı olmalarına bakarak sizinle Dost olurlar sanmayın.İslam dini gerçeği, fikir hürriyeti, sulh ve paylaşmaktır.Halkın inançlarına saygı değil halkın inançlarına biz de sahibiz ve inancımız gereği Cumhuriyet ve özgürlük olmazsa olmazımızdır idealini haykırış o kadar yüksek sesle haykırış ki Zalimin yüreği erisim...
Saygın Öğretmenim Adil Beyefendi.
YanıtlaSilSeçim iki turluydu. Yoğun bir yurttaş katılımını sağlamak için her parti kendi adayıyla seçime girmeliydi. CHP, kurucusu Bilge Önder Atatürk'e yaraşır bir evladıyla örneğin em. yargıç. Emine Ülker Tarhan ile katılmalıydı. Emine Ülker Tarhan o pırıl pırıl Türkçesiyle, ilericilerin, Lozancıların, Atatürkçülerin özlemlerini, tasarılarını dile getirirdi. RTE, ilk turda seçilemezdi. 2. tur için dengeler yeniden gözetilir, seçime umutla girilirdi. Ancak böyle olmadı. Kendilerine YCHP diye gülünç bir ad takmış olan bir öbek yönetici, bir islam ülkesinde ancak şeyhülislam olabilecek birini RTE'ye seçenekmiş gibi sundular bize... RTE'yi beğenen, onun tasarılarına (BOP'a da) destek vereceğini dile getiren, Atatürk Dönemini buyurgan (despot), Menderes dönemini özgürlükçü olarak gören, Fetullah'tan (hangi gerekçeyle?) ödül almış biri, YCHP'nin adayı olabildi; ancak CHP'nin adayı olamadı, olamazdı! Bu Osmanlı ve hilafet özlemcisini bize, yurtseverler "bilgekişi" diye tanıtmaya kalkışan, her biri saygın birer yurttaş olan CHP'liler bir bebeğe komut verir gibi "sandığa tıpış tıpış gideceksiniz" gibi terbiyedışı tümcelerle buyruk veren YCHP genel başkanı artık o orunda oturamaz, oturmamalı! CHP'nin başına, Çankaya ya çıkan sıkmabaşlılara inat, bir Atatürk kızı geçmelidir... Emine Ülker Tarhan bize özlediğimiz CHP'yi geri kazandıracak bir aydındır... Bu anlamlı yazınız ile yolgöstericiliğinize teşekkür eder, düşüncelerinizi tüm yüreğimle desteklediğimi bilmenizi rica ederim. CHP'nin Bilge Önder'li günlerini özleyen bir yurttaş. Tarık Konal