16
Nisan’da halkoylaması sürerken özellikle erken açılacak sandıkların bulunduğu
illerdeki tanıdıklara telefon ettim. Saat 16.00’da, sandıklar açılmaya başlayınca
heyecanım arttı. Erken sonuç almak için acele ediyordum.
Erzurum’un
küçük bir ilçesinde yaşayan eski bir öğretmen arkadaşımı aradım. Devlet memuru
olduğu için adını yazmıyorum. Ülkücü… MHP’nin muhalif kanadıyla hareket ediyor.
Halkoylamasının hayırcılarından… Sandık sonuçları veriyor bana Uzundere’den.
Evetler açık ara önde…
Uzundere’deki
arkadaşıma soruyorum: “Sandık güvenliği nasıl?” diye. “Ne güvenliği kardeş…”
diyerek yanıtlıyor beni. “Sandık başkanları AKP denetiminde. Sandık
kurullarında AKP’lilerden başkası yok! Özellikle köylerde, küçük merkezlerde
hayırcılar sandık kurullarında bulunmuyor. Neredeyse bölgede birkaç istisna
dışında durum böyle…” diyerek sürdürüyor sözlerini. Sesinde bir üzüntü,
çaresizlik vardı. Benzer konuşmaları evet oylarının rekor kırdığı birçok
ilimizden kişilerle yaptım. Neredeyse herkes aynı şeyleri söylemekteydi.
Erzurumlu
arkadaşımın söyledikleri, mühürsüz oy pusulalarının nerelerden sisteme dâhil
edildiğini açıklıyor aslında. Büyük kentlerde sandık kurullarında hayırcılar
yer aldı ve oylara sahip çıkıldı. Ne yazık ki kırsal kesimlerde aynı şey
yapılamadı.
Halkoylamasından
bir gün sonra Trabzon’un Hayrat İlçesinin CHP İlçe Başkanı Ali Nuhoğlu ile uzun
uzun konuştuk. Ali ile baba, dede dostuyuz. Ali Nuhoğlu’nun derdi çok. En uzak
köylerdeki sandıklara bile birer kişi bulmuşlar. Ancak sandık başlarındaki
CHP’lilere yoğun baskı olduğunu söyledi. Devlet gücünü kullanan iktidar, tüm
gücüyle abanmış seçimlere. Yoğun bakımdaki hastaların oy kullandığını
belirlemiş. Sandık başkanlarının birkaçı hakkında suç duyurusunda bulunmuş.
Sandık başkanlarının bazılarının devletin değil de AKP’nin memuru gibi
davrandıklarının altını çizdi. Köylerde oturmayanların yerine oy kullanıldığını
saptamış.
Adaletli
bir halkoylamasının olmadığını özellikle vurguladı Ali Nuhoğlu. Oy kullanımı
sürerken bile AKP’li yöneticilerin yüz yüze ya da telefonla hayır oyu verebilme
olasılığı olanlara iş bulma, köylere yatırım yapma sözleri verdiklerini
söyledi. Bu doğrultuda birçok yerden benzer yakınmalar gelmekte. Halkoylaması,
birçok yerde bu koşullarda yapıldı. Devletin her türlü olanağını kullanan bir
siyasal iktidara karşı, aklıyla, emeğiyle kampanya yürüten hayırcılar…
Halkoylaması
kampanyası sırasında ve sonrasında açıkça gördük ki, evet oyu verenlerin haklı
saygısını kazandı hayırcılar. Bu da gelecekte siyasetin biçimlenmesi açısından
çok önemli. Her şeye karşın, halkoylaması Türkiye’ye çok şey kazandırmıştır.
Gelecekle ilgili kaygılanmanın gereği yoktur. Bu nedenle umudu yeşertmek her
yurttaşın görevi olmalı.
Adil
Hacıömeroğlu
24
Nisan 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder