Çatıdaki
bacaların üstüne martılar tünemiş. İki martı da kiremitler üzerinde dolaşmakta
ağır adımlarla. Bunlardan birisi, ağzını açarak yukarı kaldırmakta hırıltılı
bir sesle. Başı yukarı doğru kalkarken boğazı şişip uzamakta. İki yavru, anne
ya da babaları olan deniz kuşunun çevresini alıyor hemencecik. İyi ve uygun yerde
konumlanmak için hafif de olsa itişmekteler. Dua eder gibi yukarıya kalkan gaga
yavaşça yere doğru iniyor. Bu devinimle kanatlar, iki yana açılmakta. Kanatlar,
asıl yapılacak eylemin destekçileri sanki. Kanatların açılmasıyla bir gölge
oluşmakta. Yoksa bu yolla az sonra ağzından dökülecek olan yiyecekleri mi
saklamak istemekte diğer kuşlardan.
Martı,
iyice gerindikten sonra boynunu kalın bir boru gibi yere doğru büküp midesinde
sakladığı yiyecekleri ağzından çıkarıyor. Az da olsa sindirilmiş balıklar,
kiremitlerin üzerine düşüyor. İki yavru hızla atılıyor yiyeceklere. İkisi birer
uçtan yakalayıp çekiştiriyor sindirilmiş balık ölüsünü. Bir yandan çekiştirirken
diğer yandan da hızla yutmaya çalışmaktalar yiyeceklerini. En sonunda gaga gagaya
geldiler. Hızla çekiştirip kardeşinin yutmakta olduğu balık ölüsünün tamamını
almak istemekte her ikisi de. İki yandan çekiştirilen balık, en sonunda bölünüyor
ortadan kardeş payı oluyor. İkisinin de boynu şişkin. Zor yutmaktalar
yiyeceklerini.
Anne
ya da baba martı keyifli. Görevini yapmanın mutluluğu var devinimlerinde.
Yavruların yanında küçük turlar atmakta. Bu, bir sevgi belirtisi. Az sonra
eşinin yanına gidiyor yavaş adımlarla. Neredeyse ikisinin boyunları birbirine
dolanacak. Hafifçe dokunmalar var. Aynı anda kafalar inip kalkmakta bir dansın
ritmi gibi. Bu, aşk değil de nedir?
Bir
süre sonra yiyecek getiren martı, sanki diğerine bir şeyler fısıldıyor.
Fısıldanan, ivecen kanat çırpıyor. Önce bir daire çiziyor çatının üzerinde,
sonra denize doğru hızla uzaklaşıyor. Geride kalan martı, çatının yükseltisinde
dinlenmekte. Biçimsiz yavrular, Kiremitlerin arasında bir şeyler aramakta. Gagalarıyla
televizyon antenlerinin kablolarını gagalayıp çekiştirmekteler.
Çatını
üzeri çanak anten dolu. Yüksek bir demir direkte de eski tip anten var. Anten, uzunca
bir alüminyum kare boru ve ona, eşit aralıklarla dikey olarak iliştirilmiş ince
alüminyum çubuklardan oluşmakta. Bu antene konan karga, aşağıda kiremitler
üzerinde olup bitene, dikkatli gözlerle bakmakta. Bacaların üstüne konuşlanmış nöbetçi
martıların gözleri, kargada.
Karga,
sabırla izlemekte martı yavrularını. Baca üzerinde duran martılardan biri uzun
uzun bağırmakta boğuk ve kaygılı. Bu, tehlikenin yakında olduğunu haber
vermekte sanırım diğer martılara. Neredeyse tüm çatılarda gümüş martılar tetikte.
Çatılara bakınca uzaktan da olsa martı yavruları seçilmekte. Kiremitler
üzerinde bir, iki ya da üç yavru gezinmekte. Nöbetçiler, bacaların üzerinde…
Komşu
çatıların birinde bir devinim olunca martı gözleri oraya yönelmekte. İşte, tam
bu sırada karga, konduğu yerden çatıya doğru hızla iniyor. Hedefinde yavrular
var. Yavrular, karganın gelişini görünce baca diplerine sığınıyor. Karga,
yavrunun birini gagasıyla sürüklemek istiyor. Yavru, gagasıyla karşı koyuyor. Bu
sırada bacalardaki nöbetçiler, kargaya çullanıyorlar çığlık çığlığa. Karga,
aradan sıyrılıyor. En yakınındaki martının arkasına geçip saldırıyor. Onun kuyruğunu,
kanadını çekiştirmekte. Martı geri dönünce karga yükseğe çıkıyor. Üstten
martının omuz başlarına vuruyor gagasıyla sertçe. Karga arada bir çığlık
atıyor. Bu çığlığa birkaç karga yanıt veriyor savaş alanına gelerek.
Martılar
sayıca üstün. Olsun…Karga, vazgeçmiyor savaşından. Arada antene konup
dinleniyor. Orası, onun siperi… Onun antene konması üzerine martılar da
bacalara tünüyor. Karga, bu boşluğu iyi değerlendirip yavrunun birine çullanıyor.
Ancak sert darbeyi vuramıyor. Martılar, sağlı sollu saldırıya geçtiler birden. Yanlardan
gelen martı saldırısına karşı o, yukarıya doğru diklemesine uçuyor. Azıcık
yükseldikten sonra kendisine yakın bir martıya üstten ve arkadan vuruyor
gagasıyla. Saldırıları hep aynı açılardan yapılmakta neredeyse. Yine martı
mangası karganın peşinde. O; uzak, yüksek bir çatının saçağına konuyor. Orda
hem dinlenip hem de gözetlemekte çatıyı.
Saçağın
kıyısındaki karga birden kanat açıyor gökyüzüne. Havada yarım bir daire
çizdikten sonra bacaların üzerindeki martılardan birine arkadan vuruyor.
Kuyruğunu çekiştiriyor. Martı, sinirle yerinden fırlıyor. Karga, kaçmış gibi
yapıyor. Kaçmıyor. Hızla yükselip yukarıdan dalışa geçiyor martının
kanatlarına. Martı, çığlık çığlığa saldırıyı savuşturuyor. Diğerleri yardımına
geliyor çığlıkçının. Karga bıkmıyor savaşmaktan. Yorulmuyor da…
Martı
yavruları baca diplerinde güvenli. Yanlarında birer nöbetçi, koruyucu yetişkin
martı var. Karga, yavruları unutur gibi yapmakta. Amacı, yavruları koruyan
martılar bıktırıp uzaklaştırmak. Yavruları savunmasız bırakmak…
Karga
inatçı ve dayanıklı… Savunması da saldırısı da iyi ve kararlı… “En iyi savunma,
saldırıdır.” sözünü doğru kılmakta. İki üç saat boyunca sürdü karga ile
martıların kavgası.
Karga
susadı ya da acıktı ki uçtu bulunduğu yerden uzaklara. Belki de şansını başka
bir çatıda, başka bir martı yavrusunda deneyecek.
Neredeyse
her gün kargalarla martılar arasındaki kavgalar sürüp gitmekte. Kentin
çatılarında çığlık çığlığa egemenlik kurmak için savaşmaktalar. Gökyüzünün iki
sevimli uçucusunun kavgasının nedeni, karnın doyurup yaşamda kalmak ve
yavrularını beslemek. İkisinin de besleyeceği
yavruları var. Kargalar, henüz uçamayan martı yavrularını korkutarak, vurarak yere
düşürmeye çalışmakta. Yere düşen martı yavrusu ya ölür ya da yaralanır. Bu kez
de aşağıda sokak kedileriyle kargalar arasında kavga başlar. İkisinin de
güçleri eşit sayılır. İkisi de karşısındakiyle amansız bir boğuşmadan çekinir. Çünkü
ağır yaralanacaklarını bilirler boğuşma sırasında. Ancak yine de geri adım
atmazlar.
Yüzyıllardır
süren bir kavganın bir sahnesini, izliyoruz görebildiğimiz çatılarda. Oysa bu
kavga, kargalarla martıların birlikte yaşadıkları kentin sahil kesiminde
binlerce çatıda sürmekte her gün.
Adil
Hacıömeroğlu
22
Haziran 2022
Elinize sağlık, bir an yavru martı öldü sandım 😊
YanıtlaSilBir süre Burgazada da kaldım ve mari _ karga savaşına ben de tanık oldum.
YanıtlaSilGüzel yazı 👍
Martıların çırpınışarını sesleri duyar gibi olduk hocam İstanbul ‘ da martılar Üsküdar sokakların da kaldırımlar da geziyorlar.Ne güzel şey
YanıtlaSilher gün martılar gibi
Maviyle göz göze gelmek
Dalga sesleriyle oyalanmak
Ne güzel şey
Kıyısında çay kahve yudumlamak
Dertten kederden uzak, kargaların mücadelesini izlemek,
denize komşu evlerde yaşamak.Adil hocam yüreğinize sağlık👏✍️🙏🏻🐦fulya Kırımoğlu
Yaşasın örgütlü mücadele!!!Karganın martı yavrularına saldırısı yetişkin Martıların bir arada olması dayanışması ile püskürtülüyor.İnsan hayvan fark etmez.Fütursuzca halsız saldırı ve işgale karşı örgütlü mücadele işgalcilerin sonu olur.Adil öğretmenin çatılarda ki martı ve kargalar arasındaki egemenlik mücadelesini ve gün içerisinde fart etmeden gelip geçtiğimiz çatılardaki yaşamı gözlemlediği yazısına şapka cıkartılır.Kaleminize sağlık bilge öğretmen düsün adamı.
YanıtlaSil