Anne,
baba, diğer aile büyükleri ve öğretmenlerin çocuklarla sağlıklı, doğru iletişim
kumaları çok önemli. Büyüklerin küçüklerle kurduğu doğru iletişim, onların tüm
yaşamını etkiler. Sağlıklı, uyumlu, üretken kuşakların yetişmesi için farklı
kuşakların bebeklik döneminde başlayan sağlıklı iletişimi, çocukların yaşamını
belirleyen en büyük etken.
Anne,
baba, nine, dede ve diğer aile büyüklerinin çocuklarla iletişimde yaptıkları en
önemli yanlış onları tehdit etmeleri. “Yemeğini yemezsen seni oynamak için
dışarı çıkarmam.”, “Ders çalışıp ödevini bitirmezsen arkadaşlarınla buluşmana
izin vermem.” ya da “Şunu yapmazsan ben de bu önlemi alıp sana kısıtlamalar
uygularım.” biçimindeki sözler, sıkça işitilir evlerde. Bu sözler, yüksek sesle
çocukları tehdit etmekten başka bir şey değil. Zamanla bu sözler, çok
yinelendiği için sıradanlaşıp tehdit özelliğini yitirir. Zaten böyle olunca
çocuk da bu tehditlere kulak asmaz. Böylece velinin tehdidi işe yaramaz ve
çocuk kendi başına buyruk olarak dilediğince davranır. Demek ki böyle bir dili
kullanmak, çocuğa doğruyu yaptırmıyor; tersine onun yanlışını perçinleyip
olağan bir davranışa dönüştürüyor. Bundan da anlaşılıyor ki çocuklarla
iletişimde tehdidin yeri yok!
Kimi
ebeveynler ve öğretmenler, çocuğu sürekli suçlar. Suçlayarak bir kişiye doğruyu
yaptırmak neredeyse olanaksız. Suçlama, karşılıklı bir zıtlaşmayı da getirir.
Zıtlaşma, kişiler arasındaki iletişimi zayıflatır, giderek iletişimi koparır.
İletişimin olmadığı bir yerde anlaşma, öğrenme, birlikte bir şeyler yapma,
üretken olma düşünülemez. Bazı anneler: “Bak, beni çok yoruyorsun. Neredeyse
tüm zamanımı sana ayırıyorum. Kendime ayırdığım beş dakikam bile yok!”, bazı
babalar da “Saçma sapan sorularınla boşuna zamanımı alıyor, beni
bunaltıyorsun.” ya da “Her işini ben mi yapacağım, biraz da sen emek harca. Yan
gelip yatarak iş yapılmaz. Hazırcısın, çok hazırcı…” sözlerine, çoğu kişi
yabancı değildir.
Sürekli
çocuğu suçlamak, onunla büyüklerinin arasında olması gereken iletişim
köprülerini yakıp yıkar. Aslında bu durum, çocuğun kolunu kanadını kırar. Onun
gideceği yolları tıkar. Bu, onun için büyük bir düş kırıklığı yaratır. Ne yazık
ki bazı öğretmenler de çocuğu suçlayarak onu eğiteceğini sanır. Oysa her
suçlama, çocuğun tinsel sağlığını bozduğu gibi, onun benliğinde derin yaralar
açar. Bu nedenle suçlama ve tehdidin, çocuk eğitiminde yeri olamaz.
Bazı
anne ve babalar, çocuklarını sürekli eleştirir. Çocuklar; ne yapsa, ne söylese
beğenmezler. Bu da çocuğun çalışma azmini, üretme yeteneğini köreltir. Sürekli
eleştiri, aynı zamanda çocukta özgüven yitimine yol açar. Bu da onu,
başarısızlığa götüren, en büyük neden. Ne yazık ki buna yol açan da ona zarar
vermekten uzak durması gereken ebeveynleri, kimi zaman da bazı öğretmenleri. Bu
durum, çocukla büyükleri arasındaki iletişimi yok eder. İletişimin olmadığı bir
yerde öğrenme, olumlu işler yapma da olanaksızlaşır.
Kimi
anne, baba, nine, dede ve öğretmenler çocukları sürekli başkalarıyla kıyaslar.
Bu kıyaslamalar, çocuğu yapamama, başaramama duygusunun içine sokar. Doğaldır
ki bu da çocukta özgüven yitimini getirir. Özgüveni örselenip yok olan bir
çocuğun başarılı, mutlu ve tinsel açıdan sağlıklı olması olanaksız. Çocuğu,
başkalarıyla kıyaslayıp yarıştırmamalı. Yani dünüyle bugünü arasındaki olumlu yöndeki
gelişme anlatılarak yüreklendirilmeli çocuk. Böylece onu, kendi gelişim düzeyi
içinde değerlendirmeli. Çocuğu başkalarıyla kıyaslamak, onun çalışma azmini,
emeğini, başarma isteğini yok eder. Bu davranıştan kaçınmak hem çocuğun hem de
ailenin geleceği için olumludur.
Bazı
anne, baba ve öğretmenler sürekli öğüt verir. Bu öğütler, çoğu zaman çocuk için
bıktırıcıdır. Çocuk öğütle değil, büyüklerinin davranışlarıyla öğrenir. Onu en
çok olumlu yönde etkileyecek olan büyüklerinin doğru davranışları. Büyükler,
çocuğa örnek olmak için bol bol öğüt vermek yerine, doğru davranışta bulunsalar
geleceğimizin güvencesi olan yavrularına daha yararlı olurlar.
Kimi
anne ve baba, sürekli buyruklarda bulunur. Kesinlik içeren buyuru tümceleriyle
çocuklara, söz hakkı ve seçenek oluşturma hakkı tanımazlar. Buyuru tümceleriyle
onları hem duygu hem de düşünce olarak bir cenderenin kıskacına sıkıştırırlar
onları. Bu da çocuğu yaratıcı düşünmekten, üretken olmaktan, duygularını açıkça
dile getirip göstermekten alıkoyar. Bu, çocuğa yapılabilecek en büyük kötülük
değil de nedir?
Gözlerini
dünyaya büyük umutlarla açan çocukları umutsuz, zevksiz, sağlıksız, başarısız
bir yaşama tutsak eden büyüklerinden başkası değil. Bilerek ya da bilmeyerek
yaptıkları yanlış davranışlar yüzünden en değerli varlıklarını mutsuzluk,
özgüvensizlik, başarısızlık bataklığında debelendiren ne yazık en yakınları.
Çocukların uzun, umutlu yollarını açmak ve onları mutluluğa götürmek aslında
çok kolay. İşin kolayı varken yanlış olan zoru yapmak niye?
Adil
Hacıömeroğlu
13
Haziran 2025
Kalemine Efendi Kalan , Adil öğretmenim,
YanıtlaSilEbeveynlerin ve eğitimcilerin çocuklarla kurduğu iletişimin, onların duygusal ve psikolojik gelişimi üzerindeki derin etkisini vurgulayan önemli bir anlatım olmuş👏👏Eleştiri çocuğun benlik saygısını düşürür.
Çocukların başkalarıyla kıyaslanmasının, onların kendilerini değersiz hissetmelerine ve özgüven kaybına yol açar. Her çocuğun bireysel gelişim hızına saygı gösterilmesi gerekir.
Çocukların, büyüklerinin davranışlarını örnek alarak daha iyi öğrenebilirler
Çocukların duygularını anlamaya çalışmak dinlemek sağlıklı iletişimin temel taşlarındandır.Çocuklarla açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmak, güvenin inşa edilmesine yardımcı olur.Çocukların olumlu davranışlarını ödüllendirmek ve takdir etmek, onların bu davranışları tekrarlamalarını teşvik eder.
Ebeveynlerin ve eğitimcilerin, çocuklara örnek olacak davranışlar sergilemesi, onların öğrenme süreçlerini olumlu yönde etkiler.
Değerli yazınız çocuklarla sağlıklı bir iletişimin, onların duygusal ve psikolojik gelişimi için ne denli önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ebeveynlerin ve eğitimcilerin, tehdit, suçlama, eleştiri ve kıyaslama gibi olumsuz iletişim biçimlerinden kaçınarakduygudaşlık, açık iletişim ve olumlu pekiştirme gibi yöntemleri benimsemeleri gerekiyor.Bu yaklaşım, çocukların sağlıklı bir şekilde gelişmelerine ve toplumda olumlu bireyler olarak yer almalarına katkı sağlar.
Usunuza, ruhunuza, yüreğinize sağlık👏👏Var olunuz💐🙏🏻