Çocuklar,
bir bebek olarak anne ve babanın kucağına gelir. Aslında kucağa gelen ağızsız
dilsiz bu küçük insan yavrusu; geldiği eve Tanrı’nın, doğanın büyük bir armağanı.
Bu büyük armağan, insan yaşamının bir tansığı… Bir bebeğin ev halkına katılması,
evdeki işleyişi değiştirir. Artık yaşamın odağında o vardır. Evdeki herkes, ona
göre yaşamına yön verir. Yaşamın anlamı değişir. Her şey daha anlamlı duruma
gelir.
Bebeğin
doğumuyla karı, koca; anne, baba olur. Artık onların ortak, bütünleşmiş yaşam
yolunun vazgeçilmez bir ülküsüdür bebekleri. Günlük yaşamlarındaki her şeyi,
ona göre planlayıp yapar anne ve baba. Evin düzeni değişir bebeklerine göre. Onun
gelişiyle evi, bir neşe ve heyecan doldurur. Mutluluk doruğa çıkmıştır. Yaşamın
amacı değişmiştir.
Bebeğin
yattığı yerde kıpırdanması, gözkapaklarını kırpıştırması, ağzını açıp kapaması,
uyurken yüzünün biçimi, beslenmesi, altını kirletmesi, yıkandığında yaşadığı
şaşkınlık her şey bir heyecandır aile için. Bazı işler, törensel bir heyecanla
yapılır. Bebeğin ilk ağlayışı, gülüşü belleklere kazınır. Onun her durumda
çıkardığı ses, anne baba için tılsımlıdır. O sesi işitmek bebeğin evde birey
olarak varlığına alışmadır. Aslında onu, bir birey olarak kabullenmedir. Çok
fark edilmese de bebek, her gün gelişip büyür. Bir sonraki günü, bir öncekine benzemez.
Gelişimi, gözle görülebilecek durumdadır.
Çocuk,
bebeklikten çıkar yavaş yavaş. Kişiliği oluşmaya başlar. “Ben de varım bu evde,
der.” büyüdükçe. Kimi zaman karşı çıkışları olur anne ve babaya. Bu karşı
çıkışlarla kendi sınırlarını çizmeye başlar. Çoğu zaman ebeveynler, bu
sınırları tanımaz. Onun bir birey olarak haklarının, özel alanlarının olduğunu görmezden
gelir onu bakıp büyütmekle sorumlu büyükleri.
Çocuklar
giderek zorlar anne ve babayı. Kimi zaman ebeveynler, çocukların zorlamaları
karşısında çaresizlik yaşar. Çaresizliğini göstermemek için kestirip atar
çocukların isteklerini. Onun ileri gittiğini söylerler. Bu durumda anne ve
babaların usuna gelen ilk çözüm, çocuğa baskı uygulamak oluyor. Zamanla
baskının sorunu çözmediğini, çocuğun merakını gidermediğini, sorularına yanıt
olmadığını anlar. Ancak yaptığı baskı, gösterdiği ebeveynlik inadı yüzünden
çocuk yüreğinde, kişiliğinde derin yaralar açtığını görmez. Görse de o yaraları
iyileştirmeyi beceremez.
Yaşamın
her alanında sorun ve anlaşmazlıklar yaşar insan. Asıl sorun, sorunda değil; sorunu
belirleyip usçu çözümler bulmakta. Çözülmeyen her sorun, çığ gibi büyür. Sorun
büyüdükçe çözümü de zorlaşır.
Zorluklar,
sorunlar kişiye deneyim kazandırır. Bu deneyimler, insanı olgunlaştırır.
Bedensel olarak büyümüş anne ve babalar çocuklarının zorluklarını, sorunlarını
çözerek olgunlaşmaya başlar. Yaşam, onlar için bir okul olur. Bu okulun
öğretmeni de genellikle çocuklardır. Bu süreçte çocuklar da anne ve babalarından
çok şey öğrenir. Eğinsel büyümenin yanı sıra, tinsel gelişimini de sağlar.
Çocuk
büyüdükçe olgunlaşır. İçindeki fırtınalar, dalgalanmalar dinginleşmeye başlar
zamanla. Giderek ağırbaşlı olmaya başlar. Anne ve baba da çocuklarını anlamaya
başlar. Çünkü onlar da çocuklarıyla büyümüştür. Çocuk büyütme süreci onları
olgunlaştırmıştır. Geç de olsa bazı hatalarını anlamışlardır. Bunu fark
edenler; kimi zaman açıkça, kimi zaman da içten içe özeleştiri yaparlar. Ancak
iş işten geçmiştir. Torunlarını gören büyüklerin olgun bakışları, davranışları
bu deneyim ve özeleştiri sayesindedir.
Çocuklarının
büyütüp olgunlaştıramadığı anne ve babalar, zamanla en değerli varlıklarına
büyük zararlar verir. Anlamsız tavırlar, gereksiz inatlaşmalar, çocuğun içinde
kopmakta olan fırtınaları fark edememek, öngörüsüzlük yüzünden çocuklarını
harcarlar. Bu kişiler, inatla murat olmayacağını anlayamazlar bir türlü.
Çekişmeci benlik duygularının egemenliğini yıkamadıklarından kendileri
yıkılırlar çocuklarıyla.
Anne
ve babalar çocuklarını büyütürken çocukları da onları büyütüp olgunlaştırır.
Karşılıklı bir öğrenme ve deneyim kazanma söz konusu. Çocuk deyip geçemeyin
sakın! Onların sevgi ve mutluluğun yanı sıra bizlere kazandırdığı erdemleri
görmezden gelemeyiz. Gerçeği söylemek gerekirse anne ve babaları büyütüp
olgunlaştıran onlar. Bu yalın gerçeği yadsımak olmaz.
Adil
Hacıömeroğlu
2
Haziran 2025
Kalemine ve yüreğine sağlık Başarılar dilerim Sevgiler saygılar
YanıtlaSilKalemine Efendi Kalan , Adil öğretmenim,
YanıtlaSilDeğerli yazınız, ebeveynliğin sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda bir öğrenme süreci olduğunu hatırlatıyor. Çocuklar, ebeveynlerine sadece bakım gereksinimleriyle değil, aynı zamanda duygusal zekaları, sorumluluk anlayışları ve insan ilişkileriyle de dersler veriyor. Bu karşılıklı büyüme süreci, ebeveynliğin sadece bir görev değil, aynı zamanda bir öğrenme ve büyüme süreci olduğunu vurguluyor. Çocuklar, ebeveynlerine sadece bakım gereksinimleriyle değil, aynı zamanda duygusal zekaları, sorumluluk anlayışları ve insan ilişkileriyle de dersler veriyor. Bu karşılıklı etkileşim, hem ebeveynlerin hem de çocukların daha sağlıklı ve dengeli bireyler olarak gelişmelerini sağlıyorAklınıza duygudaşlığınıza, yüreğinize sağlık👏👏Paylaşımınız keyifle okunuyor , bize yol gösteriyor🙏🏻İçeriği çok kıymetli çocuklarımız için teşekkür ederim.♥️🙏🏻💐Var olunuz.
Gerçekten öyle Adil bey. Ben çocuklarımı büyütürken; onlar da beni büyüttü, oldgunlaştırdı. Her yaşlarından, davranış ve söylemlerinden, isteklerinden, şikayetlerinden, hayallerinden, eleştirilerinden hep bir şeyler öğrendim. Hatta bazen onların kararları ve akılları ile hareket ettim. Rehberim oldular bazen.
YanıtlaSilKarşılıklı büyüdük. 😊😊
çocukları büyütürken hissettiğim olgunlaşma değil.yorgunluk, bıkkınlık,yaşlanmak.bitmeyen istekleri,her yaş dönemine ait sorunları,"hayır" sözcüğünden hiç anlamamaları vs vs vs.Çocuk sevgisi bambaşka.Bu hayatta bir tek onlar için canımı veririm.Öyle büyük sevgi.Kendim için değil onlar için çalışıyorum bu hayatta.Ama yoruyorlar be Adil hoca.Bazen diyorum şöyle bir kaç aylığına yer değiştirmsek.Anne babalar küçülüp çocuk olsa çocuklar anne babamız rolüne bürünse.O zaman anlarlar yaşam mücadelesinde anne babalar nasıl mücadele ediyorlar nasıl çıkıyorlar her geçen gün diklesen yaşam yokuşunu ...
YanıtlaSilBirlikte
YanıtlaSil