ÖLÜ SOYUCULAR


21 Ağustos’tan beri televizyonlarda bilen bilmeyen yorum yapmakta Narin olayı hakkında. Ne yazık ki ülkemizde uzmanlık can çekiştiriliyor televizyonlar ve sosyal medya tarafından. Herkes, her şeyi biliyor güya. Konuyla ilgili bilgisi olmayanlar, ipe sapa gelmez yorumlar yapmaktalar. Dünyada en güzel şey; bilmediğini bilmek, uzmanı olduğun ve bildiğin konularda konuşmaktır.

Neredeyse günün 24 saati Narin var her yerde. Canlı yayınlarla televizyonlar, Tavşantepe’ye ve Diyarbakır Adliyesi’ne bağlanıyor. Her bağlantıda üç aşağı beş yukarı aynı şeyler yineleniyor. Bu yayınlar sırasında Güran ailesinin özel yaşamıyla ilgili akıl almaz savlar ortaya atılmakta. Güran ailesi dediysem bir ev değiller. Yaklaşık kırk evden oluşan bir insan topluluğu söz konusu. Bu ailenin çocukları var, Narin’in öldürülmesiyle ilişkili olmayan çoğunluk var. Ancak kimin umurunda? Toptancı bir mantıkla bütün bir köye suçlu damgası basılıyor.

Türk aydını, özellikle basın yayın dünyasında görev yapıp ülkemizin kamuoyunu yönlendirmeye çalışanlar, ne yazık ki bölgelerimizin, kentlerimizin, kasabalarımızın, köylerimizin toplumsal koşullarından haberleri yok! Yüzlerce yıldır oluşan toplumsal dokular var. Bu toplumsal yapıları oluşturan ekonomik ilişkiler, bu alanda karşılıklı bağımlılıklar var. Geniş aileyi oluşturan gelenekler, kültürel doku bulunmakta. Yılların oluşturduğu feodal rekabetler, bu rekabetlerin getirdiği çekişmeler söz konusu.

Feodal yapı içinde yer alan kişilerin özgür bireyler olduğunu söyleyemeyiz. Ne yazık ki yıllardır bu gerici, yoz yapıyı ortadan kaldırmak yerine; bu yapıyla uzlaştı siyasetçiler ve devletimizin yöneticileri. Kimi zaman bu feodal yapıyı kutsayanlar oldu siyaset, sanat, basın-yayın çevrelerinde. Nerdeyse her yıl birkaç televizyon kanalında feodal ilişkilerin anlatıldığı diziler oynatılmakta. Bu dizilerde feodaliteye eleştiri yok! Tersine buradaki ağa figürleri abartılı bir biçimde övülmekte. Halkın canına okuyan ağaların ne denli yardımsever oldukları insanların gözlerine sokulmakta.

Feodalitenin önemli bir ayağı olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki dinsel liderler, tarikat önderleri başköşeye yerleştirilmekte. Oysa bu yapılar, ağalık sisteminin en büyük dayanağı. Ağalar, yaptıkları uygulamaları din kılıfıyla meşrulaştırmaktalar. Kadın haklarının olmaması, töre cinayetleri, çocuk gelinler, berdel, aile için hukuk düzeni gibi feodal düzenin belirgin uygulamalarına din kılıfı geçirilmekte. Böylece ağanın uygulamalarına karşı çıkan kişi, dine karşı çıkıyormuş gibi bir algı topluma yerleştirilmekte. Bu nedenle doğru ve yaygın bir eğitim sistemiyle feodalitenin ideolojik dayanakları çökertilmeli. Feodaliteyi çökertecek olan ulusal, çağdaş, bilimsel ve laik bir eğitim sistemi.

Feodal sistemi çökertip bireyi özgürleştirmenin bir başka yolu da ekonomik bağımsızlık. Bu nedenle toprak reformu ne pahasına olursa olsun uygulanmalı. Ayrıca bölgesel bir sanayi izlencesi oluşturulmalı. Sanayileşme, bireye ekonomik bağımsızlığını kazandırarak feodal ilişkileri çökertir.

Şimdi dönelim konumuza… Televizyonlar, Narin’i kimin öldürdüğüne ilişkin birkaç kişinin üzerinde durmakta. Bu konuda da kendilerince nedenler göstermekteler. Hem yazılı ve görsel basında hem de sosyal medyada cinsellik ağırlıklı nedenler bulunmakta. Ne yazık ülkemizde FETÖ kasetlerinden sonra böyle bir aktöresel sapkınlık söz konusu. Her şeyi cinsellikle ilgili düşünme alışkanlığı, sayrılığı var. FETÖ, toplumsal yapımızın her yanına zarar verdi. Yaptığı işlerle toplumsal çürümeyi hızlandırdı.

Narin’in canına kıyan kişi en yakını. Bunu anlamak çok zor değil. Ancak burada bu kişinin adını vermek bizim görevimiz değil. Bu kişiyi açıklayacak olan yargı. Feodal geleneklerle birbirine bağlı akrabalar ve anne kendilerince aileyi savunmaktalar. Çocuklarını toprağa verdiler, bir de aileden birini tutukevinde çürütmek istemiyorlar. Onların bilip öğrendikleri yol yordam bu. Çünkü feodalitenin egemen olduğu bir toplumsal yapının yasalara uyması, çağdaş bir bakış açısına sahip olması beklenemez. Feodal geleneklerle yoğrulan biri için kendilerinin uymak zorunda oldukları yazılı olmayan Ortaçağ kuralları, devletin yasalarından üstündür.

Yazılı ve görsel basınla sosyal medyanın Narin cinayetinin çözülmesi için kamuoyu oluşturduğu yadsınamaz. Bu nedenle bu duyarlıkları övgüye değer. Ancak televizyonların izlenme oranlarını artırmak için bir yarış içine girdikleri de bir gerçek. Bunu yaparken soruşturmaya, yargının gizlilik kararına zarar verdiklerinin de tanığıyız. İzlenme oranını yükseltmek demek, çok para kazanmak.

Sosyal medyanın her konuda olduğu gibi Narin konusunda da ölçüyü kaçırdıklarını üzülerek görmekteyiz. Kimi sosyal medya fenomenleri, Narin’in gömütüne giderek fotoğraf çektirmekteler. Bunları da sosyal medya sayfalarında paylaşmaktalar. Niçin mi? Daha çok tıklanma ve para kazanmak için.

Ne yazık ki izlenme oranlarını artırmak için usa sığmaz senaryolar uyduranlar, Tavşantepe’ye gidip gömütün başında fotoğraf çektirerek sayfasında paylaşan sosyal medyacılar ölü soyucu değil de nedir?

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  17 Eylül 2024

 

3 yorum:

  1. Değerli , Adil Öğretmenim yazınız da yine toplumsal bir konuyu ele aldığınız için sağolunuz .Bir takım kesimler bu tür olayları kendi faydalarına dönüştürmeye çalışıyorlar.Ne yazık ki medyamız da bu durumdan yararlanma peşinde. 😔Narin’ in yaşama hakkı , bölgedeki feodal yapıdan dolayı ailesinin çaresizliğinden elinden alınıyor.Toplumsal tıkanıklık ve kirlenmeye karşı konunun uzmanlar tarafından araştırılıp aydınlanması gerekiyor.Doğru bilgiverilecek ki çözüme ulaşılabilsin.Eğitimin her yerde olması gerekir.İnsanlar kendilerine göre kimseyi yargılamamalılar.Çare kayıplar yaşandıktan sonra değil , sizin de belirttiğiniz gibi olmadan önlem almaktır.Bilginize , yüreğinize sağlık . 👏🙏🏻♥️🌹Başka Narin’ ler yaşasın , kaybolmasın .Esen kalınız , saygılarımla👩Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil
  2. Sosyal medyayı en az feodalite kadar tehlikeli buluyorum. Dün berberde beyin cerrahı olduğumu öğrenen birisi epifiz bezi hakkında görüşlerimi sordu. Ne demekse? Epifiz bezinin melatonin salgılayan, uyku uyanıklık düzenini ve vücudun diurnal ritm dediğimiz içsel saatini ayarlayan bir bez olduğunu söylediğimde tatmin olmadığını gösteren jestlerle "peki üçüncü göz?" diye sordu. Ben de bunun uydurma olduğunu ve itibar edilmemesi gerektiğini söylediğimde "birader eski Mısırlılar dan daha mı çok biliyorsun sen!?" diye sitem ederek dükkandan çıktı. Bu da böyle bir fıkra demek isterdim ama değil... Geldiğimiz düşünsen sefaletin bir örneği. Buna tinsel sefaleti de ekleyelim. Böyle bir toplumda Narin son olabilir mi?

    YanıtlaSil
  3. Değerli Adil Hacıömeroğlu hocam kıymetli dost
    Güzel ve seviyeli günceli yakalayan yazılarınızı uzun süredir okuyor izliyoırum. Emeğinize yüreğinize sağlık.
    Bahse konu olan "Narin Cinayeti"nin sizin bahsettiğiniz gibi medya tarafından birilerinin başarısızlığını perdelemek için kullandıklarını gözlemliyoruz.
    Ülke insanı içinde bazıları ne yazık ki medyanın yönlendirmesiyle insanlık değerlerini eğlenceye, dönüştürüyor. Daha fazla izleyici tarafından takip edilip takdir edilmek, övünmek için fotoğraflayıp kullanmaya çalışıyor.
    Bir aydır bir cinayetin çözülememesi, tv kanallarının hafiyeliğe soyunması onlara malzeme çıkartmaktadır. Bu olayın çözülememesinde bazı yetkililerinde kusurlu olabileceği düşüncesindeyim.
    Açıklanamayan sırları olanlar bir gün bu sırların da gün yüzüne çıkacağını unutmamalıdır.
    Çözüm; akıl ve bilimle yurttaş olma bilincini topluma yaymaktır. Feodal ilişkileri çözümlemek devletin siyasetin işidir. Bunu yapmadıkça istenmeyen çok olay gündemi meşgul eder.
    Kalın sağlıcakla

    YanıtlaSil