KÖTÜ İNSAN, KİME DENİR?


İnsanoğlu, ilk dünyaya gelişindeki doğası gereği hep iyiye, güzele yönelik duyup düşünür. Yine insan, doğası gereği dünyaya geldiği günden başlayarak hep umutla doludur. En olumsuz koşullarda bile insanın yüreğinde bir umut fidanı filizlenip göverir. Umut yiterse yaşam da biter.

İnsan, içinde hem iyiyi hem de kötüyü saklar. İyiyi besleyip çoğaltırsa iyiyle dolar içi dışı. İçindeki kırıntı durumundaki kötülüğü besleyip büyütürse kötü insan ortaya çıkar. Bundan da anlaşılıyor ki insan isterse iyi, isterse kötü olur. Bunda doğup büyüdüğü, yaşadığı toplumun büyük etkisi var.

İnsanın doğup büyüdüğü çevre, onun bilincini, duygularını, insanlarla ilişkilerini belirlemede önemli rol oynar. Küçükken çevresindekilerin etkisiyle yaşanan tinsel sarsıntılar, kişinin belleğinde, yüreğinden kolay kolay silinmez. Bu, derin bir yara… Bu yaranın iyileşmesi için bilinçli bir sağlatım gerek. Sağlatım için uzman kişilerden yardım alınması en doğrusu. Ancak insan; yüreğinde, belleğinde yer eden bu yarayı fark ettiğinde bunu iyileştirmesi için kişisel bir çaba içine de girmeli.

Kötülük, insanın içine girdiğinde her hücresine yayılır hızla. O, ilk önce insan yüreğindeki iyilikleri yer bitirir. Çünkü kötülük, iyiliği tüketen bir canavar. Kötülük; tüm bedeni, ruhu kapladığında kişi insanlıktan çıkar, tanınmaz duruma gelir, ne yaptığını bilmez. Kötücül; kötülük yapmayı, karşısındakini üzmeyi çoğu zaman bilerek yapar. Bunu yaparken de karşısındakine üstün çıktığını düşünür. Bu üstün çıkmanın altında yatan, derin bir öç alma duygusu. Çünkü kötücül, çevresindeki herkese düşmanlık duyar. Bu düşmanlığın belirgin bir nedeni yok! İnsanın varlığı bile onun için düşmanlık duyma nedeni. Karşısındaki kişinin giyimi kuşamı, konuşması, gülmesi, yaptığı iş, aile çevresi, etnik kökeni, dinsel inancı, mesleği, düşküleri, eğinsel yapısı, dünya görüşü, yiyip içmesi, yetiştiği ortam, arkadaşları, yetenekleri, yürüyüşü… gibi insana dair ne varsa başkasına düşmanlık nedenidir.

Kötücülün en belirgin özelliklerinden biri, çok açık bir biçimde olan aşırı kıskançlığıdır. Karşısındaki kişilerin değerli, değersiz neyi varsa kıskanır. Aslında kıskançlığı, içinde herkese karşı çığ gibi büyüyen kini örtmek içindir.

Kötücüller, karşısındaki kişiler için sürekli olumsuzluklar üretir. Bu düşsel olumsuzlukların gerçekle bir ilişkisi yok. Bu düşsel kurgulara, kişi zamanla inanır. Onları gerçek sanır. Bu sözde gerçekler, zamanla inanca dönüşür ve her şeyin önüne geçer. Duygu ve düşünce sistemi, tamamen bu uydurma inancın üstüne kurulur.

Binlerce olumlu sözün arasından bir olumsuz cımbızla çekilip alınır. Bu, çekiştirilip, köpürtülüp büyütülerek bir deve dönüştürülür. Kötücüller duygudaşlık yapmaz, olumlulukları görmez. Karamsarlık, güvensizlik belirgin bir bakış açısıdır onla için. Tartıştığı kişiyi düşman beller. Bağışlama onların kitabında yazmaz.

Kötücül, kötülüğü bile bile yapar karşısındakine. Aile üyelerine yaşamı zindan eder. Saldırıya geçtiğinde “Bu kişi benim çocuğum, eşim, kardeşim, arkadaşım, annem ya da babamdır.” diye düşünmez. Kendince öç alma isteği tüm duygularının önüne geçer. Karşısındaki kişiyi kırıp döktüğünde mutlanır. Yer ve zaman kavramını yitirmiştir. Neyi, nerede, kimlerle konuşacağını bilmez. Hangi davranışın nerede yapılacağı onun için önemsiz bir şey. Utanma, ayıp duygusu giderek yok olur. Halkımızın dediği gibi “Ne Allah’tan korkar ne de kuldan utanır”. Özellikle toplum içinde insanları aşağılamak, küçük düşürmek onlar için utku sayılabilir.

Kötülük yapmak, kötücül için bir yaşam biçimine dönüşür. Laf sokmayı, karşısındaki kişinin sinir uçlarına dokunmayı, ilişkide bulunduğu insanların duyarlı olduğu noktaları ve bam telini iyi bilir. Özellikle karşındakinin kutsallarına, değerlerine saldırır. Bunu ölçüp biçerek yapar. Bu konuda uzman sayılabilir.

 Kötücüllerin yüzünün güldüğünü pek göremezsiniz. Şakalaşmak ve hiciv, kitaplarında yazmaz. Kötülüklerini en çok kendilerine iyi davrananlara kusar. Ona kötü davrananların karşısında suspustur. Gerginlik, sinir savaşı, kavga dövüşle geçen zaman onun için olağan bir durum. İnsanları kırıp dökmek onun için sıradan bir davranış.

İnsanı kötü yapan, biraz da yaşadığı olaylar. Çocukluk ve gençlik döneminde yaşanan kimi olumsuzluklar, onu kötücül yapar. Özellikle aile ve okul çevresi bu konuda çok belirleyici. Bu işin kurtuluşu var mı? Niye olmasın? Yeter ki kişi istesin bunu. Ölümden gayrı her şeyin bir çaresi var.

Kötü insan, kötülüğü bilerek yapan kişidir.

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  15 Eylül 2024

 


3 yorum:

  1. Değerli , Adil öğretmenim yazınızda hepimizin farkında olduğu ancak üzerine pek düşünmediği bir konuyu ele almısınız.. İyi- kötü insan betimlemeleri çok değişken ve öznel kabul edilebilir ancak yazıda da bahsettiğiniz gibi kötülük bilerek yapılandır. İyiyi ve kötüyü ayıran budur. Her insanın yaşam defterinde çocukluk ve gençlik deneyimleri iyi kötü olmaksızın en etkili tecrübeleridir. Kötülük de iyilik de insanın içinden gelir ama insanın içini deneyimleri ve çevresi belirler. Tüm bunlara rağmen insan evladı iyiliği de kötülüğü de kendi seçer.
    Değerli, Öğretmenim yüreğinize sağlıkNiyet önemli , su gibi sakin , güzel , yararlı , yaşatıcı olmak ince düşenmek , kalp güzelliği ailede iyiliği görmek insanı kötü yapamaz .Su gibi yıkıcı , sürükleyici , üslup ‘suz düşünmeden kırıcı konuşmaksevgisiz olmak kötü niyet kötü yapar.
    iyi insan dünyanın her yerinde iyi insandır . Kendini düşünen ben egosu yüksek , kıskanç , duyarsız insan kötüdür.
    Ailemiz doğduğumuz günden itibaren bize yaptığı hareketlerle söyledikleriyle iyi insan olmamız gerektiğini haksızlık etmemizi, kul hakkını, merhameti paylaşmayı ve sevgiyi öğretti , kötülük yapana bile iyilikle yap der annem ..onun felsefesinde kötülük barınmaz …istese de kötü olamaz .Mutsuz , sevgisiz büyüyen insanlar içlerindeki değersizliği karşısındaki ne aktarırlar ..Her yerde bilinçsiz , kötü niyetini eyleme geçiren insanların azalması , iyiliğin çoğalması , iyi insanların yararlı olup dünyayı güzelleştirmesi dileğiyle iyi ki varsınız, İnsan .olmak iyi insan olmaktır . bu 👏🙏🏻🍀♥️🌹🧿📚🙋‍♀️Yazılarınızın kitap olup herkese ulaşıp okunması , kütüphanenizde yer alması temennisiyle saygılar, sağlıkla kalınız 🙏🏻Fulya Kırımoğlu👩

    YanıtlaSil
  2. Şayet küçük yaşta kemiğine işlemişse dönüşümü yok gibi. Sonuçta kötü olan insan da büyük olasılıkla geri dönemiyor. Genetiğe işleme gibi bir şey, çok acı bir durum. Keşke biraz başlarda tövbe edip dönebilse insan; ama ALIŞMAK ÇOK KÖTÜ, MALESEF. EN KÖTÜ SERVET DE BU OLSA GEREK.

    YanıtlaSil
  3. Yazınızı anlamamak, kimlerden bahsettiğiniz bilmemek isterdim ama hepimizin içinde biraz da bu "kötü" yok mu? Şimdi bu yazıyı okuyup "bu biraz da benim" demeyecek sayılı insanı dışarda bırakırsak, hepimize hatırlatıcı ve öğüt verici bir yazı olmuş diyebiliriz.

    YanıtlaSil