“Sivas
Kongresi’nin son günü. 4 Eylül’de açılan Kongre’nin bugünkü sekizinci birleşiminde,
Temsil Kurulu’nun mali kaynaklarının ne olacağı tartışıldı. Delegelerin
gittikleri yerlerden topladıkları parayı göndermeleri kabul edildi. Üç
delegenin orada bağışladığı 1.400 lira, teşekkürlerle kabul edildi. Sivas’ta
haftada iki kez çıkarılacak İradei Milliye gazetesi için Hami, Vasıf, Mehmet
Şükrü, Hüsrev Sami Beyler görevlendirildi. Sivas Valisi Reşit Paşa ve Üçüncü
Kolordu Kumandanı Selahattin Bey’e teşekkür edilmesi, akşam Belediye’de eşrafın
çağrılı olduğu bir açık toplantı yapılması ve yarın Cuma namazına toplanacak
halka konferanslar verilmesi kararlaştırıldı. Yapılan açık oylama ile Karahisar-ı
Sahip’ten Miralay Vasıf Bey, Eskişehir’den Hüsrev Sami Bey, Bursa’dan Hakkı
Behiç Bey, Ankara’dan Ömer Mümtaz Bey, Denizli ve Aydın’dan Mazhar Müfit Bey,
Niğde’den Ratipzade Mustafa Efendi Temsil Kurulu’nun yeni üyeleri olarak
seçildiler. Bu altı kişinin eklenmesiyle Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti’nin Temsil Kurulu 16 kişiye çıkmış oldu. Erzurum Kongresi’nde Mustafa
Kemal Paşa, Rauf Bey, İzzet Bey, Servet Bey, Şeyh Fevzi Efendi, Bekir Sami Bey,
Sadullah Efendi, Hacı Musa Bey Temsil Kurulu’na seçilmiş, daha sonra tüzüğün
bir maddesi uyarınca bunlara Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir de eklenmişti. (Zeki
Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü II, Türk Tarih Kurumu Basımevi – Ankara 1994,
s. 97)”
Kongre’den
sonra ilk iş olarak milletin kurtuluş iradesinin sesi olacak İrade-i Milliye
gazetesinin çıkarılması oldu. Çünkü İstanbul’da yayımlanan gazetelerin çoğu,
milletin sesine kulaklarını tıkamıştı. Onlar; işgalcilerin, teslimiyetçilerin,
mandacıların yayın organıydı. Bu nedenle İrade-i Milliye’nin ilk sayısı 14
Eylül 1919’da Sivas’ta yayımlandı. Sivas’ta 16 sayısı çıkarılır bu gazetenin. Burada
Vilayet Matbaası’nda basılır. Gazetenin adının altında: “Metalib ve Amal-i
Milliye’nin Müdafiidir (Milletin arzu ve isteklerinin savunucusudur.).” yazmaktaydı.
Daha sonra Temsil Kurulu Ankara’ya gelince burada yayınlarını 1922’nin sonuna
dek sürdürür.
Temsil
Kurulu’nun karşısına çıkan en büyük sorun, paradır. Bunun için de halka
başvurulur. Yurttaşlarımızın helal kazançlarından bağışlar yapılır. Yurdumuzun
kurtuluşu için insanlarımız, lokmalarını küçülterek artırdıkları paraları Temsil
Heyeti’ne verirler.
“Sivas
Kongresi bir bildiri yayımladı. Erzurum Kongresi’nin aldığı kararları bütün
yurt için geçerli hale getiren kararların özeti şöyle: Ateşkes sınırları içinde
kalan topraklar birbirinden ve Türkiye topluluğundan ayrılmaz bir bütündür. Bu
bölgedeki İslam unsurları birbirinden ayrılmaz öz kardeştirler. Milli
bağımsızlık için milli kuvvetleri etken ve milli isteği hakim kılmak esastır.
Her türlü müdahale ve işgale, özellikle bağımsız Rum ve Ermeni devleti kurma çabalarına
karşı birlikte savunma ve direnme ilkesi kabul edilmiştir. Müslüman olamayanlar
için yeni ayrıcalıklar kabul edilmeyecektir. Hükümet bir baskı karşısında
yurdun herhangi bir yerini terk veya ihmal ederse, buna karşı her türlü tedbir
alınmıştır. İtilaf Devletleri’nden birinci maddedeki sınırların
parçalanmasından vazgeçmesi ve halkın haklarına saygı göstermesi
beklenmektedir. İstila amacı beslemeyen, milletin haklarına saygılı bir
devletin fenni, sınai ve iktisadi yardımları kabul edilecektir. Hükümet meclisi
toplamalı ve milli isteğe uymalıdır. Milli tehlikelere karşı kurulmuş
dernekler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir.
Temsil
Kurulu Başkanı Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin
Kuruluş bildirisini Sivas Valiliği’ne verdi. Dernek 23 Nisan 1920’de Türkiye
Büyük Millet Meclisi açılıncaya kadar, Anadolu hareketini yönetecek ve ikinci
bir hükümet gibi çalışacaktır. Derneğin kuruluşu, daha sonra Cumhuriyet Halk
Partisi’nin de kuruluş tarihi olarak kabul edilecektir.
Sivas
Kongresi imzasıyla İngiltere, Amerika, Fransa, İtalya, Sırbistan, Felemenk,
İsveç, Danimarka ve İspanya’nın İstanbul’daki temsilcilerine bir tel çekilerek millet
meclisini toplamayan Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin milleti temsil etmediği
bildirildi. Bu hükümetin zulüm ve şiddetle ayakta kalmaya çalıştığı, milli
birliği bozmak için İslam milletleri birbirine kırdırmaya giriştiği, milletle
Padişah’ın temasına engel olduğu, bu nedenle hükümetle ilişiğin kesildiği
anlatıldı. ‘Sulhun takarrürü de ancak millete müstenit bir Osmanlı kabinesi teşekkül
etmekle kabul olunabilir.’ denildi. Telgrafta, genel güvenliği bozacak hiçbir
harekete meydan verilmeyeceği üstlenilerek büyük devletlerin manevi yardımlarından
emin olunduğu bildirildi.
Temsil
Kurulu, kolordulardan doğrudan doğruya Padişah’a başvurulmasını istedi.
Kolordulara verilen tel örneğinde Hükümet’in Kürdistan’ı ayaklandırarak yurdu
parçalatmaya kalkıştığı, İstanbul Hükümeti’ne milletin inancı kalmadığı
bildirilerek bu casus örgütünün, hakkında ivedilikle soruşturma yapılıp
cezalandırılması istendi. Adaletli bir hükümetin kurulmasına kadar Hükümet’le
ilişkinin kesildiği bildirildi. Kolordu komutanları telgrafları çekmeye
başladılar. Temsil Kurulu’nun isteği üzerine telgraf merkezleri işgal edildi.
12.
Kolordu Komutanı Ali Sait Paşa Konya’ya gelerek görevine başladı. Burada görev
yapamayacağını anlayan Sait Paşa, 25 Eylül’de şehirden ayrılacaktır.
7
Eylül’de İstanbul’dan yola çıkan General Harbord Kurulu, Konya’ya geldi. Harbord
20 Eylül’de Sivas’a gelecek, Mustafa Kemal ile görüşecek ve oradan Doğu’ya
hareket edecektir.
İngiltere’nin
İstanbul Yüksek Komiseri Amiral de Robeck, İstanbul’a geldi. İlk Yüksek Komiser
Calthorpe, 13 Kasım 1918’de gelmiş, 5 Ağustos’ta İstanbul’dan ayrılmış ve 26
Ağustos’ta görevini Robeck’e devretmiştir. Calthorpe’un ayrılışından beri
yerine Amiral Webb vekâlet ediyordu. Üçüncü başkomiser Rumbold ise İstanbul’a
17 Kasım 1920’de gelecektir.
Salih
Bey (Bozok) Bekirağa Bölüğü’nden tahliye edildi.
Ticaret
ve Ziraat Bakanı Tahir Hayrettin Paşa’nın istifası kabul edilerek yerine Hadi Paşa
atandı. Hadi Paşa 2 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanlığı’na atanmıştı.
Albayrak:
Sivas Kongresi ile ilgili haberler. -İstanbul’daki İngiliz Muhipler Cemiyeti’ne
ve yardakçılarına hediye. -Hükümet ne yapmak istiyor? Sivas Kongresi’nin
Hakipay-ı Şahane’ye bildirisini İçişleri Balanı çektirmek istemiyor. İfham’da
H. Ragıp: Yalnız iki parti var: Türk’e yardımın Türklerden geleceğini bilerek
hak isteyenler, merhamet dileyenler. Akşam: Avusturya ile İtilaf
Devletleri arasında barış imza edildi. Akşam, Anadolu’dan haber alınabilmesi
için, Soysalllıoğlu İsmail Suphi’yi Anadolu’ya göndermiştir. Her hafta birkaç
mektup yazacak. Türk Dünyası: Hürriyet ve İtilaf’ın adı edilmeye değer
bir önemi kalmadı. Yeniden iktidara gelemeyecek kadar perişan haldeler. Peyam:
Yeni Almanya’nın bugünkü durumu. -Ali Kemal: Almanya’da İhtilal. İleri’de
Celal Nuri: Fransa’yı, İngiltere’yi, İtalya’yı işlerimize daha fazla ortak
ettirmek lazımdır. Bunun dışında bir kurtuluş yolu göremiyorum. Şu fesih
topraklara bu kadar milyon lira döken Büyük Britanya ve Fransa o paraların heba
ve heder olmaması için buraya biraz daha akıl ve para ikraz etmelidirler. Alemdar’da
R. Cevat, İttihatçılar devlete kundak sokmak istiyorlar. Arzu ederiz ki,
Sadrazam Paşa Hazretleri, ocağın önünde çömelip devlet binasına sokuşturduğu
kundağı üfleyen bu haydutları bir tekme ile ocağın içine savursun. Şiddetli
icraat zamanındayız. İstiklal’de Selim Sırrı: Ahlak bozukluğu. (Aynı
yapıt, 97-98-99)”
Yukarıda
anlatılardan anlaşıldığı gibi İstanbul Hükümeti giderek yazgısını emperyalistlerle
birleştiriyor. Tam bir teslimiyet içinde Damat Ferit ve Hürriyet İtilaf
Partisi. Bundan yüreklenen İtilaf devletleri ve ABD, kendi aralarında egemenlik
savaşımı vermekteler. İstanbul Hükümeti, tam bir teslimiyet içinde. İşgalcilere
direnmek, uslarının köşesinden bile geçmiyor.
İstanbul
basınının öne çıkan köşe yazıcılarının bazıları, işbirlikçilikte vites yükselttiler.
Onların gelecekteki Türkiye kurgusunda Türk ulusu yok! Her şeyi işgalcilerin düşüncelerine,
inisiyatiflerine bırakmış durumdalar.
Ülkemizin
dört bir yanının ihanet çemberiyle sarıldığı bir anda, Mustafa Kemal Paşa’nın
tam bağımsızlığa olan inancı zerre kadar sarsılmadı, ulusuna olan inancını, kurtuluşa
olan umudunu hiç yitirmedi. Onu başarıya ulaştıran bu inanç ve umuttur.
Adil
Hacıömeroğlu
11
Eylül 2024
Selam olsun Çelik yürekli, azimli atalara
YanıtlaSilDeğerli Adil Öğretmenim , emeğinize yüreğinize sağlık . Umut olmadan yaşam olmaz .Bize bu güzel vatanı armağan eden Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına sevgi , özlem ve minnetle şükranlarımıı sunuyorum Ruhları şad olsun👏🇹🇷🇹🇷🇹🇷♥️👏🙋♀️🍀🌿🌹Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil