Diyarbakır Emniyet Müdürü: “Dağda ölen teröriste
ağlamıyorsanız insan değilsiniz.” dedikten birkaç gün sonra Güneydoğu’nun bazı
kentlerinde PKK militanları okulları yakma eylemi yaptılar. Tam da kamuoyu
dağda ölenlere ağlayacaktı ki şehirdeki teröristlerin neler yapabileceklerini
gördü.
Diyarbakır’da bir, Şırnak’ta sekiz okul teröristlerin
hedefindeydi. Her iki ildeki saldırıda iki öğretmenle üç öğrenci yaralandı. Diyarbakır
Şehitlik Lisesi’ne yapılan saldırının görüntüleri yayımlandı. Yüzü maskeli
kişiler, ellerinde bombalarla okula saldırıp okulun kütüphanesini yakıyorlar.
Öğretmenler teröristlere direniyorlar. Öğrenciler telaş ve korkuyla
kaçışmaktalar. Gözü dönmüş “kentli” teröristler ellerinde molotoflar, el yapımı
bombalarla okul koridorlarında cirit atmaktalar. Yüreği insan sevgisi ile dolu
öğretmenler; okullarını, öğrencilerini korumak için canlarını ortaya
koyuyorlar. Teröristler kaçıyor. Olası büyük bir facia öğretmenlerin kahramanca
direnişiyle önleniyor.
PKK’lılar ilk kez mi okullara saldırdılar? Tabi ki hayır!
Daha önce defalarca saldırılarını gördük okullara. İlköğretim okulu
bahçelerinde bölücülerin molotoflarından çığlık çığlığa kaçan çocukların
sesleri hala kulaklarımda çınlamakta. Kurşunlanan okullarda can pazarlarını
izledik ekranlarda.
Evleri, lojmanları basıp yolları kesilerek şehit edilen,
dağa kaçırılan öğretmenlerimiz var çok sayıda. Öğretmenleri, Güneydoğu’da görev
yapmaktan vazgeçirmek için elinden gelen her şeyi yapmakta terör örgütü. Bu
amaçla eğitim emekçilerinin yüreğine korku salmak istemekteler.
Dünyanın en korkunç savaşlarında bile okullara, sağlık
merkezlerine, ibadethanelere, sivil hedeflere saldırılmaz. Siviller, özellikle
çocuk ve kadınlar öldürülmez. Onlara yönelik hareketlerden kaçınılır. Dört
yaşından on sekiz yaşına kadar öğrencilerin bulunduğu okullara saldırmaktaki
amaç ne? Bu çocuklar, o bölgenin çocuğu değil mi? Öğrencilerin hemen hepsi Kürt
kökenli yurttaşlarımızın çocukları. Kürtlerin çocuklarını öldürerek onları
özgürleştirmek olanaklı mı? Dünyanın en korkunç ve acımasız saldırısıyla
körpecik çocukları yakarak öldürmenin insanlıkla bağdaşan bir tarafı var mı?
Okulları yakıyorsunuz neden, hangi akla hizmetle?
Kürtlerin bilgiye, bilimi öğrenmeye hakları yok mu? Bir topluluğu bilgisiz
bırakmak, onları karanlığa tutsak etmekteki amaç ne?
Halka dayanmayan, emperyalist ülkelerin maşası olan, halk
düşmanlığını türlü kılıflarla örtmeye çalışan terör örgütleri çoluk çocuk
dinlemez. Savaşın kuralı nedir, bilmez.
Efendileri ABD de Irak’ta okulları, camileri, düğün
alaylarını bombalamadı mı? Eee, bölücü örgüt onlardan geri kalır mı?
Adil
Hacıömeroğlu
10 Ekim
2012
Not: Yazılarımın tümünü, http://adiladalet.blogspot.com dan
okuyabilirsiniz.
bölücü örgüte ağlarım diyen emniyet müdürü...sen ağlarsan bu teröristlerle nasıl mücadele edeceksin...onları nasıl tutuklayacaksın....gerektiğinde nasıl öldüreceksin? öldürmezsin....ağlarsın....bunca cana kıyan..bunca insanı katleden..çoluk cocuk demeden insafsızca öldüren bu örgütü mü savunuyorsun?...kimsede insanlık duygusu kalmamışta birtek sende mi var? bir devletleri vardı da biz mi yıktık..?bir bayrakları toprakları vardı da biz mi yok ettik...her türlü imkanı kullanıyorsunuz...mecliste partiniz bile var...daha ne istiyorsunuz....ve hala utanmadan okulları yakıyor..öğretmenlere öğrencilere zarar veriyorsunuz...size söyleyeceğim tek şey var...ALLAH belanızı versin....
YanıtlaSilBu yazınız ilginç bir benzeşikliği getirdi aklıma. Biri çoluk çocuk, genç ihtiyar, kendinden ya da değil, sivil ya da asker ayırt etmeksizin cinayet işlemekten geri kalmıyor, bir diğeri ise amaca ulaşmak için her yol mübah diyor. Balyoz du, ergenekon du diyerek yüzlerce aileyi perişan etmede nasıl bir vicdansızlık sergileyebiliyorsa diğeri de aynı vicdansızlığın bir değişik versiyonunu sergiliyor. Şöyle baktığımda birbirlerine ne kadar da benziyorlar gerek insanlıktan nasibini almamakta gerekse zihniyet yapılarıyla ihanete olan yatkınlıklarıyla. Fazla söze gerek bırakmıyor bu benzerlik. Beraber yürüdük biz bu yollarda derken kimleri kasdetmiş olduğunu şimdi çok daha iyi anlayabiliyorum. Benim saf oydaşım da sandı ki, beraber yürüdük derken kensini ima ediyor.
YanıtlaSilsağlıklar sevgiler Adnan Yiğiter
Kenan bey,teşekkür ederim,klasik,yüreğinize sağlık...yorumcu Sayın Adnan Yiğiter'in düşüncesine ortakım,kendisine teşekkür ederim. < Beraber yürüdük biz bu yollarda derken kimleri kasdetmiş olduğunu şimdi çok daha iyi anlayabiliyorum. Benim saf oydaşım da sandı ki, beraber yürüdük derken kensini ima ediyor. >
YanıtlaSilaynen... diyorum...sevgilerimle...
Aydını,yazarı,çizeri,memuru bol,örgütlüişçisi ve maraba topluluklarıyla aşiret ilkişkilerindeki bağlılıklarıyla bir coğrafyada kümelenen ve diğer etnikjlerie yaşam hakkı tanınmayan malum coğrafyadaki egemen güç haline gelen KÜRTler artık TC nin aidiyetine sığmıyorlar.Devlet hükmedendir.O topraklardaki hükümranlık üretim ilişkileriyle ilintilidir.Çoğu kaçakçılık ve hayvancılık ekonomisiyle dağlı ve biraz da kurt misali yabani hatta barbardırlar diyelim.Okul yakmalar,asker,polis vurmalar insani ilişkilerin yükseltilmesi meselesi değildir.Düpedüz savaş veriyorlar tüm TÜRKLERE KARŞI.Bu aşiretsel bağın tarihsel süreçte öç duygusuyla aşılattığı antın KÜRT YEMİNİNİN ürünüdür.TÜRKLERDEN VE FARSLARDAN ÖCÜMÜZÜ ALINCAYA KADAR HER RENGE VE DURUMA GİRİP BİRGÜN MUTLAKA İNTİKAMIMIZI ALACAKSINIZ DİYEN AŞİRET REİSLERİ VE ZEVATI insani duyguları neylesin.BAZİL NİKİTİN'DEN.HALAMIN OĞLUNU SASON'da aynı gerekçeyle katlettiler o insaN bir ÖĞRETMENDİ.Sonra şu atasözünü söylediler hep:KÜRTTEN OLSA DA EVLİYA KOMAYIN AVLUYA.Zira ayrık kökü gibidirler çoğalıp hakim olurlar.YÖRÜK
YanıtlaSil