3 Ekim akşama doğru Urfa’nın Akçakale İlçesine, Suriye
tarafından ateş açıldı. İkisi kadın, üçü çocuk beş yurttaşımız yaşamını
yitirdi. Ölenlere Tanrı’dan rahmet, yakınlarına sabır, ulusumuza da başsağlığı
diliyorum.
Suçsuz,
silahsız yurttaşlarımızın yaşamını yitirmesi bir kez daha savaşın kirli yüzünü
gösterdi. Ortadoğu’daki petrol savaşının tamamen dışında bulunan, akşam
yemeğini hazırlamakla meşgul olan bir anne, kızları ve komşusuyla haksız bir
savaşın kurbanı oldular.
“Arap
Zemherisi”nin başlamasıyla Kuzey Afrika’dan başlayan yangın, Ortadoğu’ya
sıçrayarak kapımıza dayandı. Yangını çıkaranlar, petrol içerek yaşayan Batılı
vampirler… Yangına benzin döken de AKP iktidarı ile Körfez’in çağdışı
yönetimleri. Sınırımıza dayanan yangının, bizim topraklarımıza sıçramaması
olanaksızdı. Sonunda olan oldu, Şanlıurfa ve Hatay illerimiz bu kirli petrol
savaşından etkilendi. Aklı başında ne kadar insanımız, aydınımız varsa bu
durumu önceden görerek hükümeti uyardı. Ama anlayan, kulak asan kim?
“1911
ile 1923 yılları arasında nereleri kaybetmişsek, hangi topraklardan çekilmişsek
2011ile 2023 yılları arasında o topraklarda tekrar kardeşlerimizle buluşacağız.
(Habertürk, 21 Ocak 2012)” Bu sözler Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na ait. İnsan
sormadan edemiyor: Bu sözleri çağdaş Türkiye’nin dışişleri bakanı mı söylüyor,
yoksa fetih marşıyla kalelere saldıran ortaçağ devletinin her hangi bir veziri
mi? Bu sözlerde komşu ülkelerin toprak bütünlüklerine, egemenliklerine tehdit
yok mu? Yarın çıkar Davutoğlu der ki, “Sözlerim yanlış anlaşıldı ya da basın
çarpıttı.” Sorumlu orunlarda bulunan kişilerin, konuşmalarında daha dikkatli
olması gerekmez mi? ABD’den destekli “Yeni Osmanlı” düşleri görmek, günümüzün
gerçekçi ve sağlıklı kafalarına yakışır mı? ABD, Türkiye’yi neden “Yeni
Osmanlıcılık” tuzağına çekiyor? Bu sorunun yanıtını düşünmek, akılcı
davranmanın yolu değil mi? ABD, açıkça ülkemizi Ortadoğu’da bataklığa çekerek
silahlı güç olarak kullanmak istiyor. Ne yazık ki rüya âlemindeki hükümet bunu
görmeyip tatlı rüyanın uykusundan uyanmak istemiyor.
Şimdi
gelelim Akçakale’ye… Evet, Suriye tarafından ateş açıldı ve yurttaşlarımız
yaşamını yitirdi. İlk kez mi ateş açıldı topraklarımıza Suriye topraklarından?
Hayır! 20 Eylül’den beri on altı kez Akçakale’ye top mermisi düştü. Ateşin,
Suriye tarafından geldiği doğru. Ama kimden olduğu belirsiz. Topraklarımıza
düşen havan mermisiyse büyük bir olasılıkla Suriye’deki teröristlerce
atılmıştır. Neden mi?
Esat
yönetimi, karışıklıkları bastırdı. Yalnızca sınırımıza yakın bölgelerde
çatışmalar var. Nedeni de teröristlerin üs olarak topraklarımızı kullanması ve
Türkiye’nin lojistik desteği. Savaşta kaybeden teröristlerin tek umarı,
Türkiye’nin müdahalesi. Bu nedenle Akçakale’ye ateş açıp Türkiye’yi oyuna
getirmiş olabilirler. Bu konu iyi araştırılmalı, merminin kaynağı belirlenmeli.
Başı
yeterince belada olan Esat yönetimi, Türkiye’yi neden kışkırtsın? Bu aşamada
Türkiye’nin savaşa sokulması, ABD ve İsrail’in işine gelir. Türkiye’nin
Suriye’ye müdahalesi, İran’ı da içine alan geniş çaplı bir savaşın çıkması
demek. Bu kimin işine gelir? Tabi ki ABD ve İsrail’in.
Bugün
hükümet, TBMM’den Suriye topraklarına gerektiğinde askeri müdahalede bulunmak
için tezkere çıkaracak. RTE ve Davutoğlu gibi savaşın ne olduğunu bilmeyen,
tarih bilgisi kıt, yalnızca 1699’a kadar Osmanlı’nın yaptığı savaşları yüzeysel
olarak anlayan, fetih rüyalarıyla tatlı uykular uyuyan kişilere böyle bir yetki
verilemez. Devletlerarası ilişkileri sokak mantığıyla çözmeye çalışan bir
anlayışa savaş yetkisi vermek, büyük cinayetlere ortak olmaktır, aman dikkat!
Savaş
çığırtkanları, Türkiye’yi ABD adına savaşa sürüklüyor. Yine Mehmetler ölecek;
ama vatan için değil, tıpkı Kore’deki gibi ABD çıkarları uğruna. Kandil’i
vuramayanlar, Şam’ı vuracaklar. Niçin, kim adına?
Adil
Hacıömeroğlu
4
Ekim 2012
kaleminize sağlık Adil bey.
YanıtlaSilsüper bir yazı.
YanıtlaSilçok güzel yazmışınız tebrik ediyorum
YanıtlaSilSavaş yok bu sadece Teskere..Ve kimse merak etmesin Türkiye Suriyeye girecek cesareti bulamaz:) Kandile giden yol Şamdan Geçer..Ben Savaşı gerekli görenlerdenim..Bu fırsat varken Suriye Irak Türkiye üçgenindeki tim PKK kampları temizlenmeli..Komşudaki yangını seyrederseniz bir gün sizede bulaşır..
YanıtlaSilAdil bey tüm gerçekleri yazmış ve yorumlamışsınız. Ne yazık ki Akp ve onu benimseyen halk perişan olacaktır. Tarih de bunu yazacaktır. Ülkemizi ve gençlerimizi felakete sürükleyenler geçmişte olanları umursamadan hareket ediyorlar ve hızla bir uçuruma doğru gidiyoruz. Yeni Osmanlı düşleriyle. Halk uyanacak ama çok geç olacak.
YanıtlaSilİlahi Hocam, akşam haberlerini dinlemediniz herhalde. Ne diyordu, radarlarımız düşen top mermilerinin hangi Suriye Birliklerinden atıldığını tespit etmiş, ondan sonra karşılık vermişmişiz. Radarlarımızla ne kadar övünsek az. Bu radarların yönü bence Ankara' ya çevrili. Ankara'dan gelen sinyalleri geldiği gibi yorumluyor. Tıpkı medyamız gibi. Bir de en sonda sormuş sunuz kim adına ne adına diye. Kim adına olduğu gün gibi aşikar artık. Ne adına olduğu da . Vakti zamanın birileri tarafından sondaj yapılıp petrol yok diye beton atılan kuyular şimdi bakir petrol yatakları olarak durmakta. Kim için saklanıyor dersiniz. Kutsal kitaplarında Nil Vadisinden Mezopotamya' ya kadar olan bölgeyi kimin yurtlanmasına dair ayet varsa onlar için.
YanıtlaSilSaygılar
Adnan Yiğiter
Zaruri olmadıkça savaş cinayettir diyor askeri deha M.Kemal; savaşa karar vermek oyun değil, ülkeye ve evlatlarımıza karşı ağır bir sorumluluk. Sorumlular tarih karşısında yargılanacaklarını unutmamalıdırlar.
YanıtlaSilBen savaşa hayır diyerek safımı tutuyorum, yaptırımı olmayacak ancak hiç mi değil safım belli...
A.Özçelik