25 Nisan 2014 günü, Anayasa Mahkemesi’nin 52.kuruluş yıldönümünde Başkan Haşim
Kılıç, AKP iktidarını eleştiren sert bir konuşma yaptı. Konuşmasında asıl
hedeflediği kişi RTE idi.
Kılıç’ın
RTE ve AKP’yi eleştirmesi muhalefetin çok hoşuna gitti. Muhalefet sözcülerinin
bu konuşmayla ilgili yorumları peş peşe geldi. Neredeyse hepsi, Kılıç’ın
açıklamalarını elleri patlayıncaya kadar alkışladılar.
Haşim
Kılıç, on iki yıllık AKP iktidarı döneminin AYM başkanı. İktidar lehine attığı
imzalarla tanınmakta kamuoyunda. AKP’nin kapatılmasını da engelleyen kişi. Laiklik
karşıtı Anayasa değişikliklerini destekleyen biri.
Geçmişinde
İBDA-C’ye yakınlıkduyarlığı var. Cumhuriyet karşıtı düşüncelerle barışık.
On
iki yıldır Erdoğan-Gül-Gülen üçlüsünün öncülüğünde yapılan Cumhuriyet
kurumlarının tasfiyesi eyleminin yüksek yargıdaki önemli ayağı oldu Kılıç.
AKP-Cemaat çatışmasında o da safını seçti. AKP’ye kılıç çekti.
Peki,
Haşim Kılıç tarafsız ve bağımsız hukuktan yanaydı da bunca zaman neden sustu?
Niye, bugüne kadar AKP hukuksuzluklarına ses çıkarmadı? Cumhuriyetçi aydınlar
tutsaklaştırıldığında neredeydi? Türkiye’de hukuk lime lime edilirken neden
sesi çıkmadı hiç?
Özellikle
CHP sözcülerinin Haşim Kılıç’ın konuşmasına dört elle sarılması anlaşılmaz bir
durum. Düne kadar CHP sözcüleri de eleştirdiler Kılıç’ı. Onun hukukçu
olmamasını hep dile getirdiler. Bir CHP sözcüsü, Kılıç’ın “hukuk dersi
verdiğini” söyledi. Ancak şunu unutmuş olmalı. Hukuk dersi, hukuk eğitimi ve
bilgisiyle olur. Hukukçu olmayan biri, hukuk dersi verebilir mi?
17
Ararlık sürecini yanlış yöneten CHP, 30 Mart seçimlerinde önemli bir yenilgi
aldı. Cemaat’in yanında olma algısıydı bu yanlışın nedeni. Şimdi de Kılıç’ın
ipine sarılmaktalar. Hatta kimi çevrelerde Kılıç’ın CHP’den cumhurbaşkanlığı
adaylığı bile ısıtılmaya başlandı. CHP yönetimi bu oyuna gelmemeli. 17 Aralık sürecindeki
hata yinelenmemeli.
Haşim
Kılıç’tan demokrasi kahramanı da olmaz, Cumhuriyet savunucusu da. Cumhuriyet ve
demokrasi kahramanlığı, Atatürk devrimini savunmakla olur.
Adil
Hacıömeroğlu
27
Nisan 2014
Günümüz politikasının adı da 'sulandırma politikası' oldu. Sanki kendileri muhalefet değil, parti içinde hiç hukukçu yokmuş gibi davranılıyor. Sn Kılıç gibi İktisatçı değil de muhalefetteki gerçek hukukçular ders vermek isteselerdi bugüne kadar verirlerdi. Eminim hukuk bilgileri Haşim Kılıç'tan daha fazladır. RTE'yle cemaat ters düştü diye cemaati tutmak nerden çıktı anlamıyorum.
YanıtlaSilMuhalefet, muhalefetliğini bilmiyor çünkü. Konuşmuyor, eleştirmiyor ve en önemlisi gündemin değiştirilmesine çanak tutuyor. Başka birisi eleştirince de 'oh iyi oldu' veya 'ne iyi yaptı ama haddini bildirdi' deyip alkış tutuyor. Peki muhalefet neden seyirci anlamak mümkün değil. Aslında seyirci olmak ta bir nevi destektir iktidara. VATANSEVER.
YanıtlaSilBelki de muhalefetin görevi YANLIŞ ANLIYOR-MUŞ gibi yapmak; belki de anlamayan biz-halkız!! Olamaz mı?? Çepeçevre sarılmış dört yanımız hainlerle!!
YanıtlaSilKatılıyorum yorumunuza. Hatalardan ders alacağı yerde, düştüğü bataklıkta debeleniyor muhalefet.
YanıtlaSilGörüşlerinize katılıyorum.size 25 Nisandaki etkinliğimizde yaptığım konuşmadan bir paragraf iletmek istiyorum." 17 Aralıkta başlayan ve devam eden süreci hep birlikte ibretle izliyoruz.Yasama,yürütme ve yargıyı tekeline alan iktidar adeta bir ilizyonist gibi olayları ters yüz ederek kamuoyunu yanıltmayı hedeflemiş ve Cumhuriyetten öç alma düşüncesini yaşama geçirme gayreti içine girmiştir.Başbakan söylemlerinde yargısız infazlar yapmakta,sokak jarbonuyla önüne gelene hakaret etmekte,yetişme çağındaki çocuklara kötü örnek olmaya devam etmektedir.Paralel yapılanmadan dert yanan iktidar ;o yapıyla 12 yıl birlikte ülkeyi yönettiklerini unutturmaya çalışarak ,toplum hafızasıyla adeta alay etmektedir.Ana muhalefetin 1946 larda ;ana politikalarından verdiği tavizlerin günümüzdeki bu olumsuz gelişmelerde kuşkusuz payı büyüktür.Ana muhalefetin günümüzde aynı yanlışlara düşmemesi gerektiği kanısını taşımaktayım.Kaynağından beslenmeyen nehrin kurumaya mahkum olacağını unutmamak gerektiğini hatırlatmak isterim."
YanıtlaSilTicari Bilimler Akademisi mezunu ( yanılmıyorsam ) Haşim KIlıç ; ülkemizde HUKUKÇU da sayılmaya başlandı. '' Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler '' örneği. AKP'nin varlığını borçlu olduğu bu adam , çıkar çatışması olunca AKP'ye karşı söylemde yer aldın. CHP ve bazı çevreler ; bu haşmetli Haşim'in geçmişini bilmezler gibi , ona sempati duymaya yeltendiler. Gerçekte Atatürk Cumhuriyetinin , devrimlerinin işlerliğini yok etme etkinliklerine onay verdiğini ; böyle gidişlerde sessiz kaldığını herkes bilir. CHP , artık bu tür yanlışlara düşmemelidir. İşte bu konuları irdeleyen ve gerekli uyarıları yapan yazısıyla karşımızda Sayın Ö. Haciömeroğlu. Teşekkürler! ÖZGEN KARA
YanıtlaSil