RTE,
cumhurbaşkanlığı adaylığını bugün açıkladı.
Aslında bu, AKP’ye göre bir adaylık açıklaması değil; RTE’nin
cumhurbaşkanlığının ilanı gibiydi. Yapılmamış bir seçimin sonucunu şimdiden
ilan etmekteydi AKP. İşte, AKP’nin demokrasiden anladığı bu. AKP’nin seçimlere
nasıl baktığının bir göstergesi.
Seçimlere
kırk gün var. RTE, kendini çoktan cumhurbaşkanı ilan etmiş. Tabi, bu rahatlığın
altında muhalefet partilerinin gösterdiği iddiasız adayın da önemli bir payı
var. Muhalefetin AKP’nin dünya görüşüne yakın adayı, RTE’nin işini
kolaylaştırmakta.
RTE’nin
adaylık töreninde yaptığı konuşmada öncekilere göre bir fark yoktu. Her zamanki
gibi önce dini söylemlerle dua faslı, sonrasında birtakım Türk ve İslam
büyüklerini anma. Daha sonra mağduriyet söylemleri... Öyle ki özgeçmişi
anlatılırken 12 Eylül mağduru olduğu bile söylenmiş. Hazret, darbe nedeniyle
siyasetin dışında kalmış da bizim haberimiz yok. Üret, üretebildiğin kadar
mağduriyet inanan olduktan sonra. Yatsı geldiğinde mum da sönecek, bekleyelim
bakalım.
Bu
arada ağlamaktan sorumlu devlet bakanının gözyaşlarının sel olduğunu da
belirtelim. Çünkü görevini tam yapıyor. Osmanlı devrinde ağlamacılarla
alkışçılar olurdu. Yaptıkları işin karşılığında para alırlardı. AKP de ne de
olsa Yeni Osmanlıcı... Ağlayan da olacak törenlerinde, alkışlayan da... İki de
bir kefenini giydiğini söyleyen biri için ağlanması doğal.
Erdoğan,
bugünkü konuşmasında farklı bir cumhurbaşkanı olacağını “Bizim için
cumhurbaşkanlığı makamına çıktığımız zaman orası bir dinlenme makamı asla
olamaz, olmayacaktır.” sözleriyle belirtti. Bu sözlerle Erdoğan, fiili
başkanlık yapacağını, cumhurbaşkanlığı yetkilerini aşacağını söylemiş oldu.
Önümüzdeki günlerde AKP sözcüleriyle yandaş basının bülbülleri sık sık
cumhurbaşkanının yetkilerini gündeme getirip tartışacaklar. Kamuoyu, başkanlık
sistemine hazır duruma getirilecek bu yolla. Tabi, başkanlık olunca onun alt
yapısı eyalet sistemi. Bu doğrultuda yeni yasalar çıkarılacak ivedilikle. Bu
yasalar, demokrasi ve özgürlük sosuyla sunulacak topluma. Bu konuda AKP- PKK
anlaşması tıkır tıkır işleyecek.
RTE,
bugünkü konuşmasında bir halife, dini önder edasındaydı. Konuşması sırasında
takındığı tavır, yaptığı dinsel vurgular sanki bir halife seçimine gidiliyormuş
gibiydi. Kendisini, laik bir ülkenin cumhurbaşkanı adayından çok, tüm İslam
ülkelerinin halifelik seçimine giren biri olarak algılatıyordu.
Önümüzde
aşılması gereken zor günler var ulus olarak. RTE’nin Çankaya’ya çıkmasıyla
vatanın bölünmesine giden yol açılacak. Ulusun birliği hızla parçalanacak.
Çünkü Erdoğan, cumhurbaşkanı olurken hükümeti bırakmayacak. TBMM’yi de
yönlendirecek, bugün olduğu gibi. Zaten yargı son zamanlarda en büyük ilgi
alanı. “Cumhurbaşkanıyım; yasama, yürütme, yargı benim sorumluluğumda.” diyerek
anayasal haklarını saptırarak kullanacak. Yetki sınırlarını aşan bir
cumhurbaşkanı olacak.
Erdoğan
varsa bir işin içinde “milli irade” söylemi olmaz mı? “Beni halk seçti. Milli
irade ne derse olur.” söylemiyle her şeyin içinde olacak. Demokrasiyi, hep çoğunluğun
istediğini istediği gibi yapmak olarak anlayan RTE, diktatörlüğünü
pekiştirecek.
Tehlike
büyük... Türkiye, tarihinin en büyük maceralarından birini yaşamak üzere...
Despot, bilgisiz birinin iki dudağı arasında olmamalı bir milletin yazgısı.
Onulmaz belaların eşiğindeyiz.
Türkiye
hiç bu kadar umarsız kalmadı. CHP ve MHP milletvekilleri bin kere düşünmeli. RTE’nin
kolay bir utku kazanmasının önü kesilmeli. Bu, İhsanoğlu ile olmaz. Bu aday
tutmadı. Kitleler benimsemedi çatı adayını. Savunanlar da bile içten gelen bir
benimseme yok. Zoraki nikâh gibi... Görücü usulü bir izdivaç da denebilir.
Yalnızca
“Ekmel Bey’i beğenmiyorsan, o zaman Tayyip’e oy ver!” söylemiyle bir adaya
seçim kazandırılamaz. Bu nedenle RTE’nin karşısına kamuoyunun tanıyıp güvendiği
ve Cumhuriyet değerlerine bağlı bir aday çıkarılmalı. Çıkarılmalı ki
Cumhuriyet’in koruyucularının olduğu dosta düşmana bildirilmeli.
Adil
Hacıömeroğlu
1
Temmuz 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder