Gazze,
yıllardır İsrail kuşatması altında. Yiyecek, içecek, giyecek, ilaç... yaşamsal
tüm gereksinimlerin girmesi yasak! İnsani yardımların ulaşması, İsrail’in
iznine bağlı. Gazze, bir açık hava hapishanesi...
İsrail;
Gazze’ye hava, kara ve denizden ölüm yağdırmakta. Çocuk, kadın, yaşlı, hasta
demeden katletmekte...
Uygar
dünya(!) dediğimiz ülkeler katliama sessiz...
İslam
dünyası başını kuma gömmekte... Yaptırım gücünün farkında değil. Ne yazık ki
dost bildikleri düşman, düşman bildikleri dost. Kendi kardeşiyle kavga etmeyi,
beceri sanan bir bölünmüşlüğün çıkmazında Müslüman toplumlar.
İsrail’in
Gazze’ye saldırısına değişik ülkelerden farklı tepkiler gelmekte...
ABD,
“terörizmle savaş” diyerek İsrail’in yanında. Zaten tersi beklenemez.
AB:
“İsrail’in kendini savunma hakkı var.” diye açıklama yapmakta. Eee, dünün
sömürgecileri, tek dişi kalmış canavarları mazlum Filistin’in yanında yer almaz
ya... AB ülkeleri, sosyal demokrat, liberal ve muhafazakâr partilerin
yönetiminde. “Liberal ve muhafazakârları anladık da şu sosyal demokratlara ne
oluyor?” diyen bazı dostların serzenişlerini duyar gibiyim. Şaşırmaya gerek
yok! Sosyal demokrasi, emperyalizmin sol ayağı değil mi zaten? Tarih boyunca
mazlumların ne zaman yanında olmuş ki bugün Filistin’in yanında olacak?
Küba
devlet başkanı Fidel Castro: “İsrail’in çalışkan gençlerini, şimdi şerefsiz bir
ölümle yüz yüze bırakıyorlar.” Demekte. Sorumlu bir devrimcinin ders verici
sözleri. Düşmanlık halka değil, yönetimdeki saldırganlara.
Venezuela,
İsrail büyükelçisini sınır dışı etti. “SOS Filistin” kampanyası başlattı. Bu
ülkede iktidarda Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi iktidarda (İktidar
partisi sosyal demokrat değil, Bolivarcı).
Şili,
İsrail’le ticari ilişkilerini askıya aldı. İktidarda Şili Sosyalist partisi
var. Bolivarcılık önemli Şili’de. Tabi Bolivar olur da Atatürk olmaz mı?
Başkent Santiago’da Atatürk büstü var.
Ekvador,
Tel Aviv büyükelçisini geri çekti. İktidarda Rafael Correa Delgado... Atatürk
hayranı bir devrimci. Kamulaştırmaya dayalı bir ekonomik sistem uygulamakta
ülkesinde.
AB
ülkelerinin yönetimleri, BOP’tan yanalar Ortadoğu’da. Filistinlilerin kanının
dökülmesine duyarsızlar konumları gereği.
Oysa
Küba, Venezuela ve Ekvador’un solcu, Atatürk hayranı yönetimlerinin yüreği
mazlumun yanında atmakta. Filistin kıyımını içlerinde duyumsamaktalar.
Türkiye’de
iktidar da muhalefet de AB hedefi koymaktalar halkın önüne. Bunu da bir uygarlık
projesi olarak sunmaktalar yurttaşlara. Uygarlık, zalimin zulmüne ses
çıkarmamak mıdır?
Türkiye,
kendisine birçok yönden benzeyen Latin Amerika ülkelerini örnek almalı.
Emperyalizmin dayattığı yeni liberalizmi, Atatürk’ün izinden giderek yenmeli.
Kendi gücüne dayanarak barış içinde yaşayan ve halkını varsıllaştıran bir ülke
olmalı. Umarımız kendi tarihimizdedir; emperyalizmin hizmetkârı olan siyasal
çizgilerde değil. Kısacası kurtuluş, BOP’çulukta değil; solculuktadır.
Adil
Hacıömeroğlu
19
Temmuz 2014
Batının en hızlı solcuları bile.çıkarı söz konusu olduğunda kendi sistemlerinin yanında yer alır.Refaha alışmış batı toplumu çıkarını herşeyden önde tutar.Siyasetini böyle belirler.Körfez Savaş'ı İngiliz İşçi Partısi'nin zamanında olmadı mı?Birfiil destek verilmedi mi?Kısaca Emperyalizmin çıkarları vardır.Ya onlardansınız ya da değilsiniz.Açıkçası:"Ya sömürüleceksiniz ya da öleceksiniz"
YanıtlaSilSosyalist latin yönetimlerin yürekli açıklamalarını takdir etmemek ve onları seçen halklara gıpta etmemek mümkün değil ama iki bölge arasında din farkı var. İslamı kaynağından öğrenmeyi ve öğretmeyi başarabilirse müslüman toplumların yüzü güler. Gerçek İslam, bugün İslam adıyla yaşanan hurafe yığını ve Emevi anlayışının tam tersini işaret ediyor. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün bu konuda sayısız çalışması var ve yaşayan aydınlar arasında İslam konusunda bir benzeri yok. Peki ya CHP den ayrılmasına sebep olanlara ne demeli?
YanıtlaSilKısacası bu garip ortamda Ekmel demek ekmek demek, afiyet olsun Türkiyem !!!