Günler
öncesinden kamuoyu büyük bir beklentinin içine sokuldu. Neymiş efendim, RTE
cumhurbaşkanlığı vizyon belgesini açıklayacakmış. Yandaş basın öyle bir abartı
ki işi, sanki bu konuşmayla işsizlik, terör bitecek, toplumun tüm sorunlarına
sihirli bir el değip her şey kuş tüyü hafifliğinde halledilecek.
Büyük
bir salonda çağrılılar yerini aldı. Çağrılanların özellikleri anlatıla anlatıla
bitirilemedi. Amerikanvari bir düzenleme göze çarptı. Tayyip kendince başkan
olacak ya... Eee, bir de ABD’yi suyolu yapmış biri olarak Sam Amca’ya özenmesi
doğal. Hem ABD başkanlarından neyi eksik? Boy bos fena sayılmaz. Ense kulak da
yerinde... Şovmenliği de iyi sayılır. Rolünü iyi oynar, senaryonun dışına
çıkmaz. Geride ne kaldı? Şovmenliğini göstermek...
RTE’nin
vizyon vizyon dediği her zamanki konuşmalarından farksız. Ona selam, buna
selam, ona fırça, buna azar... Yıllardır sürekli bıkmadan yinelenerek söylenen
sözler... Tabi, yıllardır da dinlenen... Dünyada hiçbir şey bilmeyen biri,
Türkiye’de Tayyip’ten önce bir şey yapılmamış sanır. Neredeyse “Ay’a ilk ayak
basan kişi benim.” diyecek de ABD’li dostlarının yüzü suyu hürmetine susuyor.
Yarın öbür gün “Kanser ilacını buldum.” dese inanacak olanlar, az değil.
RTE
vizyon belgesini açıkladıktan sonra sosyal medya çalkalandı. Neden mi?
Konuşmanın içeriğiyle değil, toplantıya katılan sahte ünlüler nedeniyle...
AKP
toplantısına giden sahte ünlülere bazı kişiler sanatçı, diyor; ama yanlış...
Niye mi? Sanatçı üretici, yaratıcı kişidir. Bu sahte ünlülerin hangisinin bir
yaratısı var? Hiçbirinin... Tersine tüketiyorlar her şeyi. Sanatı, kültürü,
sporu, yaşamı, doğayı, toplumu, değerleri, insanlığı tüketmekteler aç kurt
gibi. Onlara paraya tapınmaları söylendi. Onlar da tapınmaktalar para
tanrılarına. “Soyun!” diyorlar, soyunuyorlar. “Giyin!” diyorlar, giyiniyorlar.
“Sansansiyon yarat!” dediklerinde, “Emrin olur!” demekteler anında.
Aşkı
ayağa düşürten sahte ünlüler... Kadını ve erkeğiyle toplumu uyutmak için var
güçleriyle çalışmaktalar. Televizyonlarda sahte bir yaşamın ışıltılı
gösterisini sunmaktalar her gün halka. Milyonlarca genç, onlar gibi olma
umuduyla ülke sorunlarına sırtını dönmekte. Düş evreninin pırıltılı ışıklarıyla
mahzenlerin loş karanlığına yuvarlanmaktalar sessizce. Onlar pırıltılı sahte
ışıklara bakarken ülkesinin tüm maddi ve manevi değerleri sel olup akmakta
ayaklarının altında, fakat farkında değil yitirdiklerinin.
Uzaktan
bakınca bir şey sanıyorsun sahte şöhreti. Ancak ya ağzını açtığında... Derin
bir bilgisizliğin karanlığı, bir sis gibi çöküyor pırıltılı yaşamlarının
üstüne. Bilgisizliğin, mutsuzluğun fıskiyesi fışkırıyor ortalığa. Zaman geçip
yaş ilerledikçe medyanın kullanacağı bir şey kalmadığında azap dolu bir yaşamın
cenderesinde debelenmekte sahte ünlü. Başlanıyor eski defterler karıştırılmaya,
müflis bezirgân gibi. Vefasızlık suçlamaları yapılıyor, pişmanlık gözyaşlarıyla. Ne yapsın zavallı?
Kendisi de yıllarca söylenen yalanlara inanmış. Kendini gerçek bir sanatçı ve
ünlü sanmış. Çok geç vakitte anlıyor işin gerçeğini, ama yapacağı bir şey
kalmıyor.
Eskiden
padişahların, kralların saraylarında soytarılar bulunurdu. Türlü hokkabazlıkla
eğlendirirlerdi efendilerini. Bunun karşılığında çil çil altınlar. Şimdi de
medyanın yarattığı sahte ünlüler çıktı ortaya. Görevleri halkı uyutmak,
efendileri daha iyi soysun diye yurttaşı. Bu kişilere de bol sıfırlı çekler
yazılıyor cömertçe. Her adımları, her şeyleri olay olmakta. Halkın bir bölümü
inanmakta bu sahte görüntülere ne yazık ki...
Şimdi
bazı dostlar hayıflanmaktalar içten içe bu sahte ünlülere... “Neden
katılmışlarmış RTE’nin toplantısına? Neden destek vermişler Tayyip’e?” diye.
Neden olacak? Onlara parayı veren kim? Onların beyazcamda neredeyse her gün
endam etmelerini sağlayan kim? Efendileri... Efendileri kim? Tayyip... O halde,
gitmeyip de ne yapacaklar? Kuzu kuzu gidecekler...
Bazı
eski, yeni sporcular da vardı vizyon belgesinin açıklandığı toplantıda. Kumar
borcu yüzünden iflas etmiş, kaçak araba getirdiği için cezaevine girmiş
olanların eli mahkûm. Çünkü yaşamları efendiye bağlı. Çıkar hortumlarıyla
beslenmekteler iktidar havuzundan. Onurlu yaşamakla, paralı yaşamak arasında
doğru seçeneğe yönelmek her yiğidin harcı değil bu dünyada. Üç kuruş için üç
bin takla atarsan efendiye kul olmak zorundasın.
Sözüm
uluslar arası başarılarını emeğiyle kazanmış birkaç sporcuyadır. Para ise para
var. Ünse ün de var. Neden boyun eğersin siyasal erke? Tüm ulusun sevdiği bir
adam olmak varken neden bir hizbin adamı olursun? Böyle yaparak kendi emeğini
hiçe saydığının farkında mısın?
Birkaç
gündür öfkesi geçmeyen, sahte ünlülere halâ kızmakta olan dostlara gelince...
Kızma kardeşim, arkadaşım, yoldaşım. Kızıp da kendini harap etme. Almazsın o
sahte ünlünün kasetini... İzlemezsin birbirinin tekrarı olan dizileri... Olur,
biter. Bak, senin yüzünden paraları istiflemekte bu AKP vizyonlu sahte ünlüler.
Sen; onları izlerken, içeriksiz şarkılarını dinlerken soyuluyor ülken. Önce kendine
kız. “Onun için verdiğim paraya, harcadığım zamana lanet olsun!” de. Bak, o
zaman neler değişiyor bu güzel ülkede.
O
futbolcular için canhıraş kavgalara giren taraftar kardeşim! Sen de yaptığından
pişmanlık duy. Evinin nafakasını bu AKP vizyonlulara harcadığın için bin kez pişman
ol. Bu nedenle karşı türbinlere yaptığın küfürlerden yüzün kızarsın bin kez.
Toplumu
uyuşturan popçularla, BOP’çular için paramızı, zamanımızı emeğimizi harcadık
çoğu zaman boşu boşuna. Gözümüzü kırpmadık öyle mi? Ama üç kuruşu çok gördük
bir kitap, dergi, gazete için.
Şimdi
ders çıkarma zamanıdır yaşamdan. Adama değer ver kardeşim, arkadaşım, yoldaşım!
Bugüne kadar kaç bilim, sanat, kültür adamının adını öğrendin? Hangisini
çocuğuna, eşine dostuna örnek alsın, diye anlattın? Şu anda bile evinde hangi
televizyon kanalını izlemektesin? Dürüst davran! Yoksa hala o sahte ünlülerde
midir gözün? Ne olur söyle...
Adil
Hacıömeroğlu
14
Temmuz 2014
Hüseyin Turan Kabahat sende değil,kabahat seni sevende"der bir şarkı.Onu söyleyelim.Bilgi ve kültür eksiği olan toplumların hazin çöküşüdür bu.Evinde ekmek yoktur ama tuttuğu takımın on birini bir çırpıda sayar.Onlarca yıl kitap okumaz.Düşünmeyi sevmez.At yarışını çok güzel oynar.D/üzenin beslemeleri.
YanıtlaSilTürkiye'nin acı gerçeğini yüzümüze vurdunuz. Çok ta iyi oldu. Umarım yazınızın okuyucusu çok olur. Elinize sağlık.
YanıtlaSilCumhuriyetin kaymağını yiyip hem de kuyusunu kazanlara dalkavukluk edenlere yazıklar olsun..
YanıtlaSil