Erdoğan,
Türkiye’yi yönetmeye başladığından beri halkı hep kutuplaştırdı. Kendisine oy
verenlerle vermeyenler arasına hep kalın duvarlar ördü. Her iki kesim arasına
hep düşmanlık tohumları ekti. Her fırsatta, siyasal kışkırtmada bulundu.
Haziran Direnişi sırasında, “yüzde elliyi evlerinde zor tuttuğunu” söyleyerek
halkı kavgaya çağırdı. Allah’tan, Türk halkı sağduyulu davranarak RTE’nin
kışkırtmasına uymadı.
Türkiye’de
halkı bölmeyi başaran RTE, bu kez komşulara el attı. Önce Suriye’ye yöneldi.
Etnik ve dinsel ayrılıkları körükledikçe körükledi. Bu konuda en büyük
yardımcısı Davutoğlu oldu. Her türlü yolu, yöntemi kullanmalarına karşın,
Suriye daha çok birleşti Esat önderliği altında. İthal teröristler getirdiler
dünyanın dört bir yanından Suriye’yi mahvetmek için, yine ulaşamadılar
amaçlarına.
Suriye’de
hüsrana uğrayan Erdoğan ve yandaşları Irak’a el attılar. ABD işgaliyle
paramparça olmuş Irak’ı, Maliki yönetimi zor savaşımlardan sonra bir araya
getirmek üzereydi. Erdoğan ve yandaşı Haçlı ittifakı; baktılar ki Irak
birleşmekte, hemen ithal teröristler gönderdiler oraya. Musul, Kerkük
oldubittiye getirilip işgal edildi. Irak’ı kuzeyden kemirmeye başladılar. Buna
karşın Maliki, ülkesini birleştirme savaşımını kararlılıkla sürdürmekte.
Yakında bu bölücü girişimin de amacına ulaşmadığını göreceğiz.
Erdoğan
ekibinin hedefinde bu kez Filistin var. Hani, emperyalist vampirlerin bir türlü
kana doymadığı Filistin... Yıllarca FKÖ’nün önderliğinde bütün Filistinli
gruplar, birlik içinde savaşımlarını sürdürdüler. Ne zaman ki ortaya HAMAS çıktı,
birlik bozuldu. HAMAS, önce silahı El Fetih’e doğrulttu. Gazze’yi yönetimi
altına alarak Batı Şeria’daki ana gövdeden ayrı davrandı. Filistin hareketine
çift başlılık görüntüsü verdi HAMAS. Tabi, bu durum Filistin davasına zarar
verdi, uluslararası destek azaldı.
Aylardır
FKÖ ile Hamas arasında arabulucular mekik dokudu. Her iki örgüt arasında
görüşmeler yapıldı. Hamas, Filistin hükümetine katılma kararı verdi. Bu durum,
en çok ABD ve İsrail’i rahatsız etti. ABD-İsrail rahatsız olur da RTE bu duruma
sessiz kalabilir mi? Kalamaz... O da elinden geleni yapmalıydı bu birliği
engellemek için...
İsrail’in
Gazze’ye saldırısı başlayınca Filistin hükümetinin isteği üzerine Mısır devreye
girdi ve ateşkes kararı alındı. Hem Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas hem de
HAMAS’ın siyasi büro üyesi Musa Ebu Marzuk, Kahire’de görüşmelere katıldılar.
Bu durum, RTE ve Katar’ı harekete geçirdi. Tabi, ABD’nin isteği üzerine. HAMAS
lideri Halid Meşal devreye sokularak ateşkes reddedildi.
Ateşkesin
olmaması üzerine Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Türkiye ve Katar’ı “komplo
kurmakla” suçladı. Bu suçlama, Türkiye’nin uluslararası planda geldiği durum
açısından acı vericidir. Ateşkes, mazlum Filistinlilerin ölmesini, acı
çekmesini önleyecekti. Oysa şimdi... Her gün Gazze’ye bomba yağmakta, insanlar
yaralanmakta, insanlar ölmekte... Peki, bu durumun sorumlusu yalnızca İsrail
mi?
Türkiye’de
cumhurbaşkanlığı seçimi var. RTE kendince mazlumun dostu olduğunu anlatacak, oy
devşirecek. İsrail vuracak, Filistinli ölecek, Gazze yıkılacak... Erdoğan da
sahte gözyaşlarıyla ağlayacak, kürsülerde bağırıp çağıracak. İsrail’e kafa
tutacak. Amacı 10 Ağustos’a kadar durumu idare etmek. Ölen öldüğüyle, kalan da
acısıyla kalacak.
RTE
ve Katar Emiri, ateşkesi bozarak hem Filistin’in birliğini engellediler hem de
HAMAS içinde ayrışmanın tohumunu ektiler. Böylece RTE, bölücü, ayrıştırıcı
tavrını Filistin’e de taşıdı. Ayrışmanın, bölünmenin olduğu yerde kan ve
gözyaşı da olur. Peki, RTE bu ayrıştırıcı tavrı neden gösterdi? Neden olacak?
BOP eşbaşkanı olunca insan, ayrıştırır da böler de... Zaten görevi bu...
Adil
Hacıömeroğlu
21
Temmuz 2014
Bizler ülke olarak en kötü günleri yaşıyoruz. Dünya ise katliama sessiz kalmakla tarihe çok kötü bir not düşüyor.
YanıtlaSilBüyük toplumsal değişimler kapıda, sınırlar yeniden çizilecek, bu işten kârlı çıkacağını sananlar büyük hüsran uğrayacak...
YanıtlaSil