Delimahmutoğlu
İsmail Yılmaz, köyümüzün ilk yargıcı… Ondan önce yine köylümüz olan Celil
Demircioğlu ilk savcımız olmuştu. Babamın yaşıtı ve çok yakın arkadaşıydı
İsmail Bey. Dostluklarının temeli çocukluklarında atılmıştı. Çocukluk döneminde
başlayan dostluk, bir başka türlü oluyor. Bu tür dostluklar, mevsimlik
yellerle, hava değişimleriyle kolay kolay yıkılmıyor. Çünkü temel çok sağlam… Köyümüzde
ve çevre köylerde ona “Hâkim İsmail” denirdi. Çoğu zaman soyadı söylenmezdi. O,
bizim İsmail Amca’mızdı.
İsmail
Amca, o yıllarda ilçemizde ortaokul olmadığından Rize’de okudu ortaokulu. Her pazar
günü akşama doğru yaklaşık on beş kilometre yolu yürürlerdi birkaç arkadaşıyla.
Yol dediysem patika. Çoğu zaman fındıklıkların, ormanların, bahçe ve tarlaların
içinden süren bir yürüyüştü bu. Cumartesi okullar dağılınca köye dönerdi. Deniz
kıyısına ulaştıklarında ceplerinde yeterli para olduğunda arabaya binerlerdi.
Dönem, insanların meteliğe kurşun attığı zamanlar, on paranın on kez mendillere
sarılıp saklandığı kıtlık dönemleri. İnsanların yiyecek ekmek bulmakta
zorlandıkları II. Dünya Savaşı yılları ve sonrası… Çoğu zaman yetersiz olan parasna
kıyamaz, Rize’ye dek yürürlerdi. Ortaokul bitince kendisini Trabzon Lisesi’nin
tarih kokan sınıflarında buldu. Oradan da hukuk fakültesine…
Yargıç
İsmail Yılmaz’ın babası Celal Amca, dedemin gurbet arkadaşıydı. Dedeme göre
oldukça gençti. Birlikte Rusya’ya hızarcılık ve yapı ustalığı yapmak için
giderlerdi. Bolşevik Devrimi olunca geri dönemediler. Bir süre orada zorunlu
olarak kaldılar. Daha sonra üç arkadaşıyla anlaşıp kaçarak yurda geldiler. Dedelerimizin
dostluğu, oğullarına da bir kalıt olarak geçmişti.
Hacıömeroğullarının
Delimahmutoğullarıyla dört yüz yılı bulan hısım akrabalığı söz konusu. Kız
almışız, kız vermişiz. Bu durum, zamanla iki aileyi birleşik bir aileye
dönüştürdü. İki akraba arasında dayanışma, yardımlaşma, kara gün dostluğu üst
düzeyde bu nedenle. Üzüntüler, acılar, sevinçler, mutluluklar birlikte yaşandı
hep. Akrabalar arasındaki ilişkide duygudaşlık hep önde oldu.
İsmail
Amca, zorluklarla savaşarak liseyi bitirdi. Ortaokul ve lise yıllarında
çalışarak okudu. Yazın babasıyla Samsun’a, Bafra’ya, Tokat’a tütün dizmeye
gitti. Kazandığı parayla hem aile bütçesine katkı yapar hem de okul harçlığını
çıkarırdı. Yaz kış dur durak bilmeyip çalışırdı. Bu sırada evlenir, sorumluluğu
daha da artar.
Liseden
sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanır. Ankara, ulusumuzun
yazgısını değiştirdiği gibi İsmail Yılmaz’ın da de yazgısını değiştirir. Maliye
Bakanlığında iş girer. Hem çalışıp hem okur. Artık ailesine yük olmaz. Hem
eşinin hem de doğan çocuklarının geçimini sağlar bu memur aylığıyla. Okul giderleri
de bu aylıkla karşılanır. Fakülteden mezun olunca yargıç olmaya karar verir ve
1963’te ataması yapılır.
İsmail
Amca, babamla dostluğuna çok önem verirdi. Bir gün İlçe Merkezimiz Of’a
gidecektik. İlçemizin pazarı, perşembe günü kurulmakta. Otomobilini yeni
almıştı. Çarşamba günü akşamı, babama dolmuşa binmemesini sabahleyin evimizin
üst yanından bizi alacağını söylemişti. İlkokul beşteydim sanırım. Kitap okuma
sevisi içime düştüğü zamanlardı. Kitap yaprakları arasından arı gibi düşünce
balı yapmaktaydım. Yazın hem köydeki işlerde çalışıyor hem de fırsat buldukça
kitap okumaktaydım.
İki
adım var: Adil ve Adalet… Köylülerim, ilçemizde ve ilimizde beni tanıyanlar, öğrencilikten
arkadaşlarım beni “Adalet” olarak çağırırlar. Meslek yaşamımda ise “Adil” diye
seslendi bana arkadaşlarım ve öğrencilerim. Benden sonraki uçmağa varmış kız
kardeşimin adı Hürriyet, onun küçüğü olan erkek kardeşimin adı da Müsavat…
Neden mi? 1908 Hürriyet Devrimi’nin sloganı “Hürriyet, müsavat, uhuvvet, ittihat ve
adalet”ti. Köy enstitülü babam, 1908 Devrimi’ne karşı olan sevgisini, çocuklarının
adlarında yaşatmak istedi.
İsmail
Amca, gelmeden biz yola çıkmıştık. Arabasıyla gelip önümüzde durdu. Giderken
önce hâl hatırlar soruldu. O, çocukları severdi. Önce derslerimle ilgili soru
sordu, sonra adımın anlamını. Ona verdiğim yanıtlar hoşuna gitti. Gözet
aynasından bana bakarak “Adalet mülkün temelidir, sözünün anlamı nedir?” dedi. “Mülk,
kişilerin sahip olduğu taşınmaz mallar… Bunlar birleşip ülkemizi, devletimizi
oluşturur. Ortak mülkümüz olan devletimizin temelini adalet oluşturur. Adalet
olmadığında devlet de olmaz. Çünkü bir yapının temeli yok olduğunda yapı ayakta
duramaz.” diyerek yanıtladım onu.
Yanıtımdan
sonra arabayı sağa çekip durdu. Arkaya, bana dönüp elimi sıktı bir arkadaş gibi
o sıkışıklıkta. Övgü dolu tümceler söyledi bana. O günden sonra her
karşılaştığımızda bana büyümüşüm gibi davrandı. Hep değer verdi bana. Her
gördüğünde kısık gözleri daha da kısılır, sesi titreyerek neredeyse kekeleyerek
yüzünde beliren hafif gülümsemeyle halimi hatırımı, okul durumumu sorardı. Ben
de onu gördüğümde en yakınlarımdan birini görmüş gibi heyecanlanıp sevinirdim. Saygımı,
sevgimi hiç yitirmedim ona karşı.
“Hâkim
İsmail” yurdun değişik yerlerinde adalet dağıttı. Çalışıp didindi. Yaşamın
fırtınalarına göğüs gerdi. Emek ve özveriyle oluşmuş bir yaşamı vardı. 2014 yılında
sonsuz yolculuğuna çıktı. Onu, Kadıköy Merdivenköy Camisinden uğurladık uçmağa.
O gün orada dualar edilirken, helallikler verilirken onu tanıdığım yıllar bir
film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Zaman zaman anımsarım onu. Oğullarını
gördüğümde onu görmüş gibi olurum. Adalet dağıtan bu güzel yargıçlar, cumhuriyetin
fırsat eşitliğiyle okudular ve ülkelerine hizmet ettiler. Onların adaleti
aydınlattı topraklarımızı. Cumhuriyet olmasaydı nice İsmail Yılmazlar yok olup
giderdi Ortaçağ’ın karanlığında.
Adil
Hacıömeroğlu
29
Nisan 2024
Teşekkür ederim, sağlıklı başarılar dilerim. Selamlar.
YanıtlaSilRuhu şad olsun, hürmet ve saygı ile anıyorum.
YanıtlaSililkeli ve yenilikçi adımlar insanı hep ileriye götürür. insan yaşadıkları ve yaşattıkları ile yol alıyor. Mülkün sahibi Allah;
YanıtlaSilHakkın ve adaletin savunucusu olan
Yeryüzünün adalet temsilcilerine selam olsun. Korkak şu soruyu sorar ;Güvenli mi ?Menfaat şu sorar ;Faydalı mı? Kibir şu soruyu sorar;Popüler mi? Ama vicdan şu soruyu sorar ;Adalet mi? Ülkesine Cumhuriyetin ışığıyla hizmet eden Adaletli , Adil , erdemli hakim , savcıların bu dünyadan göçüp gidenlerin ruhları şad olsun🤲🏻🌺🇹🇷Esen kalınız , saygılar .🙏🏻
Azim tüm engelleri kaldırıra ne güzel bir örnek. Onca zorluklara rağmen pes etmeyen, hedefine varmak için türlü sıkıntılı yollardan geçen Hakim İsmail beye sonsuz saygılar. Uçmağa varmış ama unutulmamış. Ne güzel izler bırakmış ki bir üstadın kalemine konu olmuş. Çok güzel bir hikayeyi yazıya dökmüşsünüz Adil bey. 👏👏👏
YanıtlaSilNilgün Baş