Kitap
okumanın hem çocuklara hem de yetişkinlere sayılamayacak kadar yararı var. Kişinin
kitap okuma alışkanlığı edinmesinin yaşı yok! İster çocuk ister yetişkin isterse
yaşulu olsun insan, her yaş ve dönemde kitap okuma alışkanlığı edinebilir. Koşulların
çok olumlu ya da olumsuz olması, kişinin kitap okumaya zaman ayırmasını
engellememeli.
Kitap
okuma alışkanlığının en kolay edinileceği zaman, çocukluk dönemi. “Ağaç yaşken
eğilir.” atasözü uyarınca çocuklar, öğrenmeye ve yeni alışkanlıklar edinmeye
çok uygunlar. Onlara erkenden okuma alışkanlığı kazandırmak, başta anne ve
babalar olmak üzere öğretmenlerin de görevi. Öğrencilere okuma alışkanlığı
kazandırmak, okulların ve öğretmenlerin başlıca görevi olmalı. Öğrencilere
okuma alışkanlığını kazandıramamış bir eğitim sistemi işlev ve sorumluluğunu
yerine getirmemiş demektir.
Kitap
okumayan çocuklar, sıradan bir tümceyi 45 saniyede algılarken okuma alışkanlığı
olan bir çocuk ise aynı tümceyi 13 saniyede algılamakta. Bu saptama, PİSA Türkiye
Değerlendirme Raporu’ndan…
Okuma
alışkanlığı olmayan çocukların ve büyüklerin okuma hızları çok yavaş.
Okuyanlara göre tümcelere baktıklarında gördükleri sözcük sayısı daha az. Okuma
alışkanlığı edinen çocuk ve yetişkinlerin bir göz açıp kapama süresinde gördükleri
sözcük sayısı giderek çoğalır. Demek ki okuyanların görme açısı genişlerken,
okumayanların görme açıları artmamakta, tersine giderek azalmakta. Okuma hızı
artıkça algılayıp kavrama hızı da ona koşut olarak artar. Böylece söyleneni,
okunanı algılayıp kavrayan, anlayan kişi sayısı toplumda çoğalır. Bu da toplumsal
ilerleme ve gelişmenin itici gücü olur.
Tarih
boyunca okuma sayesinde bilgiyle donanmış toplumların üstünlükleri çok açık. Çağımızda
da durum aynı… Okumanın yaygın bir alışkanlık durumuna geldiği çağımız
toplumları her alanda ileri gitmekte. İleri giden toplumların diğerlerine üstünlük
kurması da kaçınılmaz olmakta.
Ülkemizde
ortaokul ve lise son sınıfların girdiği iki önemli sınav yapılmakta. Her
ikisinde de Türkçe bölümünde doğru sayısı ekside olan çok sayıda öğrenci var. Oysa
sorunların çoğu okuma, anlama konusunda. Bu durum, okuma alışkanlığı kazanmayan
öğrencilerin anadillerini anlama kavrama, anlatma konusunda ne denli geri
olduklarını göstermekte. En kolay soruları bile okuyup anlayarak doğru yanıtlayamayan
öğrencilerin bulunması, eğitim sisteminin yüzkarası. Öğrencilere en kolay
kazandırılabilecek okuma alışkanlığının bile kazandırılamadığı bir eğitim
sisteminin görev ve sorumluluklarını hakkıyla yerine getirdiği düşünülemez.
İlkokulda
okuma alışkanlığı kazandırılmalı. Bunun yanı sıra değerler eğitimine önem
verilmeli. Okuma alışkanlığı kazanan çocuk, değerler eğitiminde de başarılı olur.
Öğrendiklerini içselleştirir. Böylece düşünce; uygulamaya, davranışa dönüşür. Davranışa
dönüşmeyen bir düşüncenin, uygulanamayan bir kuramın kimseye yararı olmaz. Düşünceyi,
yaşamla ilişkilendiren okuma alışkanlığıdır. Bu, kişiyi üretken ve yaratıcı yapar.
Her
yaştaki yurttaşa okuma alışkanlığı kazandırmak için seferberlik yapılmalı. Günümüzde
her alanda yaşadığımız sıkıntıların, çatışmaların, uzlaşmazlıkların nedeni
okumayan toplum olmamız. Bilgi dağarcığı kıt olduğundan farklı, yaratıcı seçenekler
düşünemiyor toplum. Okumayan kişilerin çokluğu nedeniyle uzlaşma kültürü bir
türlü gelişemiyor. Yoz bir tutuculukla kendisi gibi düşünmeyenleri düşman
olarak görmekte kişi. Oysa farklı düşünmek ve davranmak, aslında düşünsel bir
varsıllık. Düşünsel varsıllığın bile farkında olamayan bireylerin çok olduğu
bir toplumda demokrasi gelişip yerleşir mi?
Bana:
“Toplumumuzun en büyük ve ivedilikle çözülmesi gereken sorunu nedir?” diye soracak
olursanız, yanıtım: “Okumak, okumak, okumak…” olur.
Adil
Hacıömeroğlu
16
Nisan 2024
Erken dönemde okuma alışkanlığı kazanan çocukların kelime hazinesi ve düşünme yeteneği artmakta buna bağlı olarakta yaratıcı zeka dinleme ve konuşma yeteneği gelişmektedir çocukluğun ilk yıllarında kitapla tanışma onun gelecekteki yıllarını etkiler.Anne babalar çocukları model olmalı okuma zamanlarını yaratmalı ,kitaplar ve yazarlar hakkında konuşmalı, kitap seçiminde de yönlendirme yapmalıdırlar. Yaşamın farkına varma olayları analiz etmek , belirli bir bilincin oluşması , yaşamdan zevk almak için okumak ve mutlaka okumak gereklidir .Okuma alışkanlığı bir yaşam biçimidir.Bilginin verdiği mutluluk ne para ne de servet ile ölçülür.Kitap okuyanlar yaşamlarını daha anlamlı kılar sorunları daha kolay çözerler. Okumak, çok okumak ve öğrenmek, hem ayrıcalık hem de farkındalıktır.Kendin için yapabileceğin en iyi şey okutmaktır.Ailede başlayan değerler eğitimi okullarda sistemli ve etkili bir şekilde temel değerlerini öğrenciye kazandırılması ile devam eder.Kitap okumak zihnimizi açar .Her zaman yanımızda bir kitap bulundurmalıyız , Kitapları hediye olarak verirsek kendimizi hem verdiğimiz kişiyi mutlu ederiz. Her kitap bizde iz bırakır . Öncelikle geçmiş tarihimizi okuyup , öğrenmemiz gerekir.Hocam sağolunuz sizin anlatımlarınızı okuyarak bilgi sahibi oluyoruz. Kitap olup ,kalıcı olması dileğiyle emeklerinize sağlık👏🙏🏻🧿🍀🌺Fulya Kırımoğlu👩
YanıtlaSil"Her cümlesine katılıyorum yazınızın" diyerek kenara çekilmek olmaz. Okuyan okumayana okutsun bu önemli yazıyı lütfen! Saygılar
YanıtlaSilKitap okuma alışkanlığı çocuklara vermek isteyen ebeveynler evde TV de dizi izleyerek veya instegramda paylaşımlarını kim beğenmiş kim beğenmemiş bakarak değil kitap okuyarak çocuklarına kitap okumayı sevdirebilirler.Hafta sonlarını çocuğu ile kitapçılarda gezerek ve çocuğun cebine para koyup istediği kitabı alabileceğini ve kasada bizzat ödemeyi çocuğun kendisinin yapacağını söyleyerek güzel bir davranış sergileyebilir.
YanıtlaSilZaten kitap okumaktan amaç anlayabilmek.. Aksi taktirde okuduğunu yarım anlayan kişinin,o konuyu hiç okumaması daha evladır diye düşünüyorum.
YanıtlaSil