Günümüzde
pek bilinmese de Mürefte, bir zamanlar ipek üretiminin önemli merkezlerinden
biriydi. Zamanın bucak merkezi olan bu güzel beldenin hem merkezinde hem de çevre
köylerinde ipekböceği yetiştirilmesi için çok sayıda dut ağacı vardı.
Dutun
meyvesi insanlara güç ve erke verirken yaprakları da ipekböceklerine can
vermekteydi. Atalarımız: “Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas.” sözünü sanki
Mürefte için söylemiş. Verimli topraklarında yetişen üzümler önce koruk olur.
Koruk yenmez. Çok ekşidir. Sabredip beklediğimizde koruklar olgunlaşıp lezzetli
üzümlere dönüşür. O üzümlerden pekmez yapılır. Eskiden şeker sanayi gelişmediğinden
helva pekmezle tatlandırılırdı.
İpekböcekleri,
dut yaprağını yiyerek beslenip büyür. Sonrasında ipek salgılar. Bu ipekler, iplik
yapılır. İpliklerden de dünyanın en değerli kumaşı atlas ortaya çıkar. Helvanın
yapımı da ipeğin ortaya çıkması için de sabır gerekli. İşte, Mürefteli üretici,
helvaya ve atlasa sabırla kavuşmakta.
Mürefte,
Çınarlı, Gaziköy, Hoşköy, Tepeköy, Uçmakdere ve diğer bazı köylerde ipekböcekçiliği
yaygındı. Zamanla dut ağaçları kesildi. Dut olmayınca ipekböcekçiliği de
olmuyor.
İpekböceği
kozaları, Mürefte’de bulunan kozhanelerde işlenip Bursa’ya gönderiliyordu. Şu
anda şarap üretiminde neredeyse yüz yılı doldurmuş Kutman ailesinin Mürefte’de
kozhaneleri vardı. Bu kozhane hala ayakta. Bulunduğu yerin adı da Kozhane
Sokağı. Bu kozhanenin müzeye dönüştürülmesi en büyük dileğimiz. Kutmanların
kozhanesinin dışında kozhaneler varsa bunlar da araştırılıp ortaya çıkarılmalı.
Ülkemizin birçok yerinde bu tür tarihsel değere sahip üretim alanlarının amaç
dışı kullanıldığına zaman zaman tanık olmaktayız.
İpekböcekçiliğinin
yanı sıra kilim ve kebe dokumacılığı da yapılmaktaydı Mürefte’de. Belde ve çevresi,
özellikle kıyıdan uzak köyler koyun ve keçi yetiştiriciliğinin çokça yapıldığı
yerlerdi. İlkbaharda kırkılan koyun yünlerinden çıkan yapağıların yanı sıra
keçilerin kıllarıyla kilim ve kebe üretimi yapılırdı burada. 1920’li yıllarda
Mürefte’de yirmi beş tane kilim ve kebe dolabı bulunmaktaydı. Ne yazık ki alın teri,
göz nuruna dayalı bu üretim alanı da yok oldu birçok şey gibi. Yerel yönetimler
ve Halk Eğitimi Merkezi bu ata sanatını yeniden canlandırmalı.
Mürefte,
çok yönlü bir üretim alanıydı eskiden. Zeytin, üzüm, tuğla, kiremit, ipekböcekçiliğinin
yanı sıra önemli sayılabilecek tahıl üretimi de söz konusuydu. 1920’li yıllarda
beldede dört tane un fabrikası bulunmaktaydı. Ayrıca elli su, on tane de yel
değirmeni yurttaşların un gereksinmesini karşılamaktaydı.
Beldede
tekne yapımı çok önemliydi. Çünkü önemli bir üretim merkezi olan Mürefte’nin
ürünleri 1920’li yıllarda daha çok denizyoluyla yapılmaktaydı. Bu nedenle teknelere
gereksinim vardı ulaşım için. Ayrıca üretilen tekneler farklı yerlerdeki
alıcılara da satılmaktaydı. Bu yıllarda “çektirme” adı verilen ağaç teknelerden
yılda dört tane denize indiriliyordu. Tekneler, 180 tonluktu.
Mürefte’deki
hem tarım hem de sanayi üretiminin gelişmiş olması, sosyal yaşamı
etkilemekteydi. Sosyal yaşam, ileri düzeydeydi. Bunun en önemli belirtisi ise
1923’te Mürefte Gençler Birliği Spor Kulübünün kurulması. Özellikle futbolun ilk
zamanlarda sanayi merkezlerinde yaygınlaştığını düşünürsek beldenin üretim
biçimi hakkında bilgi sahibi oluruz.
Mürefte
gibi bir üretim üssünün büyükşehir yasası uyarınca mahalle yapılması kabul
edilemez. Böylesine bir üretim merkezinin yönetsel olarak hak ettiği düzeyde
olması gerekir. Hükümetin ve yerel yönetimlerin burada üretimin geliştirilmesi
için planlı çalışmalar yapması gerekir. Yoksa zeytin bahçelerini yok ederek
yapılan yazlık evlerle bir yerin gelişmesi, ülke üretimine katkı yapması olanaksız.
Adil
Hacıömeroğlu
29
Temmuz 2024
Gününüz aydın olsun Adil bey.
YanıtlaSilTeknoloji ilerledikçe ve sanayi alanları genişledikçe neredeyse her şey fabrikasal üretime geçt. Uzun zaman ve binbir emekle yapılan bir çok şey yok artık günümüzde. Belki de bu yüzdendir değer bilinmeyişi. Artık her şeye çok kolay ve çabuk ulaşıyoruz.
Mürefte'yi çok merak ettim. İlgimi çeken çok şey barındırıyor. Planlarım aradında orayı ziyaret etmek de var.
Kaleminiz var olsun 👏👏
Kültürel miras ipekböcekciliği, Anadolu toprağında bereket , medeniyetindezerafet saklı , Horasan ‘ dan gelen kültür Anadolu’ da ipekyolu ile bölgelere gelmiş insanımızın el emeğiyle geçim kaynağı olmuş ,İpekböceğinin önemli besin kaynağı dut ağaçlarıdır .Maalesef ben de proje hazırladım ama Mudurnu ve köylerinde dut ağacı kalmadığı için ( Her cins dut olmuyor) derneğim projeyi gerçekleştiremedik.Osmanlılardan günümüze kadar gelen tarım alanlarının maalesef yok edildiğini görüyor , yaşıyoruz . Özellikle kadınların ev ekonomisine katkı sağlamak için ipek böcekçiliği kültürünü yeniden canlandırmak gereklidir.Değerli Adil Öğretmenim bu konuda da farkındalık yaratıp bizlerle paylaştığınız için sağolunuz . Bereketli toprakları , kültürel dokusuyla Mürefte inşallah hak ettiği yeri tez zamanda geri kazanır.👏👏🙏🏻🍀📚💙Sağlıkla, huzurla yazılarınızın kitap olarak okumamız dileğiyle🙏🏻✍️Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil