ABD İSTİYOR, AKP-PKK UYGULUYOR 5



            “Biz, onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, büyük bedeller ödedik. Bu fedakârlıkların, bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Kürtler özbenliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı.” Bölücü başının bu sözleri önemli.
            “Fedakârlıklarının, mücadelelerinin hiçbirinin boşa gitmediğini söylüyor Öcalan. Pusuya düşürdükleri askerlerin, polislerin, korucuların, öğretmenlerin, masum sivil yurttaşların, yaşını almamış bebeklerin ne uğruna katledildiklerini anlatmakta. Tüm yaptıklarının bir millet yaratmak için çabalar olduğunu belirtmekte. Peki, millet boşu boşuna mı yaratılır? Millet olunca devlet de gerekir. Devletsiz millet olur mu? Her sözcüğüyle ayrılıkçılık kokan bir ileti bu.
            “Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir.” Sözleriyle de silahlı mücadelenin ürünlerini siyaseten toplama zamanının geldiğini belirtmekte bölücü başı. Tabi bu konuşmanın AKP’nin kalem efendilerince yazıldığını düşündüğümüzde bu; yalnız PKK’nın değil, iktidar partisinin de görüşü.
            Yukarıdaki sözlerde terör örgütü lideri, “silahlı unsurların sınır ötesine çekilmesi” diyor. Yani teröristler, silahlı olarak gidecekler sınır ötesine. “Silah bırakma” diye bir şey söz konusu değil.
            PKK lideri sözlerini şöyle sürdürmekte: “Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır. Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkâr eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattır.” Öcalan burada mücadeleyi bırakmadıklarını söylemekte. “Farklı mücadele” ile anlatılmak istenen devlet olma sürecidir. Bu, Ortadoğu’yu yeniden biçimlendirmek isteyen ABD’nin öngördüğü süreçtir.
            Burada dikkat çekici olan şudur: AKP ve PKK hem ulus devlete hem de modernizme savaş açmışlardır. Çünkü ulus devlet ve modernizm, AKP ve PKK’nın ABD desteğiyle oluşturmak istedikleri Sünni İslam oluşumuna ters düşmekte. Ayrıca aşiret, tarikat, cemaat temelindeki toplumsal bir yapılanmanın önündeki engeldir, ulus devletle modernizm.
            İşin ilginç yanına gelince… Erdoğan’ın da Öcalan’ın da kafasındaki millet tanımının aynı olması. Milleti, milliyetle karıştırmakta ikisi de. Tabi bilinçli olarak işlerine öyle geldiği için. Bu anlayış, etnik ırkçılığı körükleyecektir. Bu nedenle bu sözlerle etnik ırkçılık körüklenmekte. Bu da Ortadoğu’da yeni çatışmaların yolunu açmakta.
            İletinin her tümcesi, AKP-PKK’nın ortak düşüncesinin ürünü. Bu ABD isteğidir. Bunun sonunda ne barış gelir, ne de çözüm. Bu süreç, yeni çözümsüzlüklere ve bitmek bilmeyen çatışmalara gebe.
                                                           Adil HACIÖMEROĞLU
                                                           26 Mart 2013
            Not: Yazılarımın tümünü, http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder