Paketin
adı, demokratikleşme... İçeriği bölücülük ve irtica... Amaç, AKP
diktatörlüğünün temellerini sağlamlaştırmak... Bu paketle Cumhuriyet’e nasıl
ihanet edildiğinin iyi anlaşılması gerek.
Pakette
en ilgi çekici konulardan biri de seçimlerde Türkçe dışındaki dillerle
propagandanın serbest olması. Bir ülkede partiler siyasal etkinliklerini o
devletin resmi diliyle yapar. Farklı dillerde siyasal çalışmalar, devletin
resmi dilini fiilen geçersiz kılar. Böylece Anayasanın değiştirilmesi teklif
dahi edilemez 3. maddesi hedefe oturtuluyor. Kısacası, Türk devletinin temel
direkleri yıkılmak üzere.
Paketteki
bir diğer önemli konu da özel okullarda Türkçe dışındaki anadillerde eğitimin
serbest bırakılması. İlk bakışta masum bir durum gibi görünmekte bu. Birçok
kişi, “ Ne var bunda? İngilizce eğitim yapan kurumlar var, Kürtçe eğitim
yapılsa ne olur?” ya da “Azınlık okulları (Rum, Ermeni, Musevi) kendi
dillerinde eğitim yapıyor da Kürtler neden bu hakka sahip olmasın?” diye
sormaktalar.
Türkiye’deki
azınlıklar Lozan’da belirlenmiş ve onların okullarıyla ilgili işlerlik de aynı
anlaşmayla güvence altına alınmıştır. Tıpkı batı Trakya’daki Türk okulları
gibi. Azınlıklarla Kürtleri karşılaştırmak bilgisizliktir. Eğer bilgisizlik
değilse art niyetliliktir. Kürtler azınlık değil bir kere. Ancak bazı kişiler
Kürtleri azınlık gibi gösterme çabası içindeler. Bu, Kürtlere haksızlıktır.
Birçok
kişi, Kürtçe eğitimin özel okullarda olmasını önemsenmemekte ve Kürtçe
kurslarla karıştırmaktalar. Kürtçe kurslar, dilin öğrenilmesine yöneliktir. Söz
konusu olan özel okullarda ise derslerin çoğunluğu Kürtçe olarak işlenecek.
Matematik, fizik, kimya, biyoloji, coğrafya... gibi derslerin Kürtçe olarak
nasıl anlatılacağı merak konusudur. Kürtçenin sözcük dağarcığının buna yeterli
olup olmayacağı ayrı bir konudur.
Özel
oklularda yapılacak Kürtçe eğitimin kısa bir süre sonra ilgi görmeyeceği
düşüncesindeyim. Ancak bu, bir ilk adımdır. “Eğitimde fırsat eşitliği”
düşüncesi öne sürülerek resmi okullarda da bu eğitimin sürdürülmesi istenecek
ve kamuoyundan da destek bulacaktır bu durumda. Önce bir yerden başlamak, ilk
adımı atmak gerekiyordu. İşte, özel okullarda Türkçe dışındaki dillerle
anadilde eğitimin yasalaşması ilk adımdır. İstek, masummuş gibi görünse de
Türkiye’nin birliğini bozacak nitelikte.
Türkçenin
resmi dil olmaktan çıkarılması, iki dilliğin önünü açar. İki dillilik de iki
devlete giden en önemli yoldur. Bunun için RTE’nin konuşmasında sözünü ettiği,
ancak içeriğini açıklamadığı yönetsel değişikler gündeme gelecek. Yönetsel
değişiklikte amaç, federatif yapıdır. Federatif yapı bölünmedir. İnsanları
düşmanlaştırmadır.
Bir
ülkeyi bölmenin, insanların arasına düşmanlık tohumları ekmenin neresi
demokrasidir? Bu açıklanan demokratik paket değil, Türk toplumuna ihanet
paketidir. Bölücülüğü kışkırtarak, toplumu kamplaştırarak demokrasi olur mu?
Adil
Hacıömeroğlu
1 Ekim 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder