İHANET PAKETİ 9


Okyanus ötesinden gelen paketi açmayı sürdürüyoruz. İçinden Roman Enstitüsü çıkıyor önümüze. Bir de Hacıbektaş Üniversitesi...
Paket; irticacılarla bölücülere armağan olarak açılıyor. Kamuoyu bu durumu anlamasın diye içinde birkaç tane çeşni bulundurulmakta.
Roman enstitüsüyle farklı etnik kökenlilere sorunlarınıza eğiliyoruz, iletisi verilmekte. Sen Romanlar için bir şey yapmak istiyorsan, onların işsizliğini önle. İş verirsen sorunların büyük bölümü ortadan kalkar. Karnı aç, ayağı yalın, üzeri çıplak yurttaşın acil gereksinimine kulak ver. Sulukule’de Romanların ellerinden evlerini al, milyarca liraya varsıla sat. Ondan sonra çık enstitü kuruyorum diye kandır insanları.
Alevileri aylardır oyalayan hükümet, sonunda Nevşehir Üniversitesi’nin adını Hacı Bektaş Veli olarak değiştireceğini söyledi. Bu yolla da Alevilerin inançlarına saygı gösterildiğini sanıyorlar. Hacı Bektaş Veli Sünni kesiminde saygı duyduğu büyük bir düşünürdür. Önce sen Alevilerin ibadet yerlerini tanı. Mezhep ayrımcılığıyla kamudan dışlama, yeter...
RTE, aklınca herkesin ağzına bir parmak bal çalmakta. Böylece de herkesi kandırdığını, halkın da gözünü boyadığını sanmakta...
Demokratikleşme paketinin açıklandığı yerde, demokrasinin “d”si yok. Muhalif basın çağrılmadı, dışlandı. Gazetecilerin, paketle ilgili soru sorması yasak.
Dil keskin... Kafa, hala Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında... İntikam ateşi bir türlü sönmüyor. Cumhuriyet kurucularına saldırdıkça saldırası geliyor. Linç etmek, ettirmek istiyor Cumhuriyetçileri...
Kendisi demokrasiye inanmamış birinden demokrasi beklemekte bir millet. Yaşamı boyunca hiçbir işinde demokrat olmamış birinden demokratik atılımlar beklenmekte...
Demokratikleşme paketi demokrasinin değil, diktatörlüğün taşlarını döşemekte. Büyük bir millet, kişisel isteklere, ideolojik saplantılara, kötü niyetli politikacılara, bölücülere feda edilmek isteniyor. Türk Ulusu, bu oyunu bozacak güçte ve yetenektedir. Oyun bitip gerçek kişiler sahneye çıkınca her şey çok güzel olacak.
                                                                       Adil Hacıömeroğlu
                                                                       5 Ekim 2013




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder