Demokratikleşme
adı altındaki Cumhuriyet’e ihanet paketinin önemli konularından biri de
başörtüsünün (Burada başörtüsüyle anlatılmak istenen türbandır.) serbest
bırakılmasıdır. Bu, dini-darların yıllardır gerçekleştirmek istedikleri bir
durumdur. Devletin laik niteliğinin ortadan kaldırılmasının da en önemli
göstergesidir.
Laik
devlet, tüm inançlara eşit uzaklıkta durur. Dini düşüncelerle bir devleti yönetmeye
kalktığınızda büyük karışıklıklara, kutuplaşmalara, çatışmalara neden
olursunuz. Bir dinin kendi içinde birçok mezhebi ve onlarca tarikatı var. Bu
mezhep ve tarikatlar, kendi aralarında hep çatışma içindeler. Birbirlerini de
düşmanca suçlamaktalar. Zaman zaman bu suçlamalar derin çatışmalara dönüşmekte.
Ortaya yeni çıkan bir tarikat ya da dini grup, diğerini kolayca dinsizlikle
suçlayabiliyor. Dinsel siyaset zemini aşırılıklara uygun bir ortam yaratmakta.
Bir kez ipin ucunu kaçırıp siyaset alanını bu gruplara teslim ettiniz mi, oluşacak
aşırı uygulamaların önünün alamazsınız. Bu konuda Afganistan ve Suriye’deki
siyasal İslamcılar ders olmalıdır herkese.
Dini
kıyafetlerin kamuda yasaklanması, aslında demokratik bir tavırdır. Neden mi?
Memur ya da amirler arasında siyasal ayrımcılık yapmamak için. Herkese eşit
davranmak için.
Başörtüsü,
geleneksel olarak yüz yıllardır kadınların başlarına örte geldiği bir kıyafet.
Bu konuda toplumsal yaşamın içinde bir yasak söz konusu değil. Ancak devlet
çalışanlarının yaptıkları işe göre kıyafetleri var. Bunun nedeni tanınmalarına
yardımcı olmak düşüncesi olduğu kadar yapılan işi kolaylaştırıcı yanı da bulunmakta.
Bu konuyu örneklendirelim.
Sağlık
personeli genellikle beyaz önlük giyinir. Çünkü yaptıkları iş duyarlılık ve
dikkat gerektirir. Üzerlerine kan, irin, ilaç bulaşabilir. Bu da bulaşıcı
hastalıkların yayılmasına neden olabilir. Böyle bir durum hemen fark edilip
önlem alınır.
RTE’nin
İstanbul Belediye Başkanlığına seçildiği günlerdi. İtfaiyecilerin dinsel inançlarına
uygun olarak sakal bırakmalarına göz yumuldu. Bu konu kamuoyunda çok
tartışıldı. Bilim adamları, bilimsel yanını anlatıp uyardılar belediye
yönetimini. Sakallı kişinin yüzüne maske oturmaz, dediler; ama dinletemediler.
Beşiktaş’ta bir yangında sakal bırakan bu itfaiyecilerden ikisi dumandan
zehirlenerek yaşamını yitirdi. Bu olaydan sonra da sakal yasaklandı itfaiyede.
Başörtüsü
serbestîsinden sonra yeni dinsel kıyafetler de devreye girecek. Her dini grup;
kendi rengi, giyinme biçimiyle boy gösterecek devlet dairelerinde. Kim daha
dindar görünüyor yarışı yapılacak dinsel gruplar arasında. Yine kimin dine daha
çok uygun giyindiği tartışmaları yaygınlaşacak. Böylece de aşırılıkların
gelişmesi için uygun ortam yaratılacak.
İşler
hakkaniyetle değil de dinsel gruplara yakınlığa göre olacak. Yani demokrasi
diye diye insanların demokratik olarak devlet hizmetlerinden yararlanmasının
önü kapanacak.
Başörtüsü
özgürleşecek görünüşte, ancak başörtülü kesim daha da yoksullaşacak.
Başörtülüler yoksullaştıkça onlar üzerinden siyaset yapanlar varsıllaşacak. AKP
yöneticileri halka, “Sen ahiret için yaşa!” derken kendileri dünyalıklarını
kurmakta.
Küçük
bir zümrenin siyasal diktatörlük, ekonomik soygun ve ABD emperyalizmine
fedailiği uğruna koca bir devlet yok edilmek üzere. Hem de bu devleti kuran
milletin dini, Haçlı fedailerince sömürülerek yapılmakta bu.
Adil
Hacıömeroğlu
2
Ekim 2013
On yıllardır ülkeyi yönetenler hep halka:''sen ahiret için yaşa,şatafattan uzak dur,cennete gideceksin'' denildi.Kendileri ise kocaman varlıklar elde ettiler...
YanıtlaSilItfaiye - sakal olayini duymamistim. Eh deneme yanilma usulu ile dogru yol gorulmus.
YanıtlaSilBasortusu ile gelecekte ortaya cikacak tartisma ve davranislarina tamamiyla katiliyorum. Evet cok cesitli gruplar ayrisim yaratacaklar. Turklerin ozunde asiriya kacmak dogal gorulen bir ozelliktir. "Ben senden daha dindarim " tartismalari ile asil yapilmasi gereken islerden uzaklasilacak buda bir cok distal ve eligibility sorunlar cikaracaktir.
Hep dedigim gibi "Din icat oldu akil bozuldu. "