CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dünkü (7 Ocak
2014) grup toplantısında RTE’ye siyaset yolunu açan sürecin, demokratik bir
tavır olduğunu söyledi. Bu sözler ilginçtir. Demokrasinin nasıl algılanması
gerektiği konusunda tartışma yaratıcıdır.
RTE, neden yasaklıydı? “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça
tahrik etmek” suçundan ceza aldığı için siyasi yasaklıydı Erdoğan. Bu suç
nedeniyle bir yıl hapis, 860 TL para cezası aldı. Yani şiir okuduğu için ceza
aldığı yalan.
“Perşembenin gelişi Çarşamba’dan bellidir.” derler
ya… RTE’nin de bugün ülkeyi nasıl bir bölünmeye getirdiğini yıllar önce mahkeme
görüyor. Ona siyasal yasak koyuyor ki memleketi bölmesin, halkı birbirine
düşürmesin, diye. Mahkemenin gördüğü gerçeği, o günkü CHP Genel Başkanı Baykal
göremiyor. Siyaset yolunu açıyor Erdoğan’a. Erdoğan da Cumhuriyet yıkıcılığı
görevini hızla yapıyor.
“2002 Yılı demokrasi tarihimizde önemli bir yıldır.
2002 Yılında bir seçim yapıldı, iki partili bir parlamento oluştu. Seçime giren
bir partinin, yani Adalet ve Kalkınma Partisinin genel başkanı seçime
giremiyordu. Yüzde 34 oy aldı; ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak
demokrasiyi savunan, özgürlüğü savunan, kadın erkek eşitliğini savunan, temiz
siyaseti savunan bir siyasal gelenekten geldiğimiz için halkın yüzde 34 oy
verdiği bir siyasal partinin genel başkanı parlamentoda olmalı, dedik. Önündeki
bütün engelleri kaldırdık. Anayasa değişikliği yaptık, yasa değişikliği yaptık,
her türlü desteği verdik ve Recep Tayyip Erdoğan’ın parlamentoya gelmesini ve
başbakan olmasını sağladık.” Grup toplantısında böyle demekte Kılıçdaroğlu.
Hayrını gördünüz mü Kemal Bey? Millet hayrını
görmedi. Cumhuriyetimiz yıkıldı. Halkımız bin parçaya bölündü. Suçsuz günahsız
insanlar zindanlara dolduruldu. Gösterilerde yurttaşa gaz, cop demokrasisi
uygulandı. Türk halkı asgari ücretle geçinmek zorunda kaldı. İş güvenliği yok
oldu. Memleketin dağı, taşı, deresi, madeni, suyu, toprağı, aklınıza ne
geliyorsa yağmalandı. Neredeyse tüm Ortadoğu kana bulandı. TSK tasfiye edildi.
Demokrasinin d’sinden söz edilememekte Türkiye’de.
Türkiye’nin bugünkü tablosuna bakıldığında RTE’nin
siyaset yasağının kaldırılmasının demokrasinin gelişmesine mi, yoksa
diktatörlüğün oluşmasına mı hizmet etti?
CHP yöneticileri, RTE’nin siyaset yasağının
kaldırılmasındaki katkıları nedeniyle özeleştiri yapmalılar. Bir diktatörü
başbakan yapmanın demokrasiyle ilişkisinin olmadığını geç de olsa anlamalılar.
Yanlışa sahip çıkma Kemal Bey! Sahip çıkıp savunman gereken Cumhuriyet’in
kurucularıyla kuruluş ilkeleridir.
Adil
Hacıömeroğlu
8
Ocak 2014
Tayyip 11yıılk saltanatını maalesef Chp ne borçludur... Bu na demokrasi denmez...Kesinlikle bu bir proje hem iktidarı teslim ettikleri Akp hemde inatla muhalefette kalma kararlılığında olan CHP... Bir danışıklı dövüş içinde oldukları anlamak için alim olmaya gerek yok sanırım... Türkiye Cumhuriyeti Bunları ve yaşattıklarını hak etmiyor... Lütfiye
YanıtlaSilBir millet yaşadığı dünyanın değerlerinin savurganlığını biat etmek suretiyle birilerine peş keş çekiyorsa pışmanlığının bedelini pardon demekle ödeyememeli.Baykal c.Başkanlığı seciminin meclis tarafından yapılmalı söylemi Geçmişin bahşedilen vaatlerinin gün yüzüne çıkacağının gerceğidir.
YanıtlaSilCHP eski genel başkanı Baykal'ın da katkılarıyla ; bölücülük ve inanç kışkırtıcılığı yapmaktan sanık RTE 'nin affı ve meclise sokulması ; ülkemiz ,cumhuriyetimiz için bir karabasan olmuştur. Demokrasi , ekonomi , yargı , ordumuz , ulusal birliğimiz çökertilmiş ; emperyalizmin dümen suyuna sokulmuştur ülkemiz. Bunlara yol açan RTE 'nin meclise sokulmasını , hem de katledilen demokrasi adına K. Kılıçdaroğlu'nun savunması parti ilkelerine de , demokrasiye de , hukuk devletine de ters bir söylemdir . İşte bu gerçekleri irdeleyen yazısı ile karşımızda sayın A. Haciömeroğlu. Teşekkürler!..
YanıtlaSilBir doğruyu daha dile getirmişsiniz. Yazılarınız da gerçekleri dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. Epey den beri Türk halkının siyasette, veya oy kullanma aşamasında aslında oy vermeye değer bir parti bulamadığı için denize düşen yılana sarılır misali şimdiki mevcut partilere oy verdiğini görüyorum. Doğrular siyasetten kaçtığı müddetçe de bizler yanlışlarla yetinmek zorunda kalacağız galiba. Kaleminize yüreğinize sağlık. Saygılar. Gülay Cihan
YanıtlaSil