17 Aralık’ta AKP yönetme yetkisini yitirmiştir.
Milletten aldığı yetkiyi anayasaya uygun olarak kullanamadığını bizzat RTE ve
diğer AKP sözcüleri dile getirmiştir. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu
çetelerin yaptığını söyleyerek devleti yönetemediklerini ilan etmişlerdir.
Eğer sen on iki yıldır hükümetsen ve devletin yargısını,
emniyetini çetelerin yönetmesine engel olamamışsan milletten aldığın yetkiyi
kullanamadın demektir. Kısacası, milli iradeyi çeteleri devlette egemen kılmak
için kullanmıştır AKP.
Milletin emanetine sahip çıkamayanların, hükümette
kalmaları her geçen gün devlete de millete de zarar verir. En kısa yoldan
milletin emaneti, millet lehine davranacak siyasal bir oluşuma, hükümete teslim
edilmeli.
Yolsuzluk ve rüşvet, devleti bir ahtapot gibi
sarmış. Ordu, küresel bir komployla etkisizleştirilmiş. Siyasal partiler
kasetlerle kontrol edilmiş. Yargı dinsel inançlara göre biçimlenince çağdaş
hukuk kuralları hiçe sayılmakta. Dinsel bir cemaat, devleti kontrol etmekte.
AKP’nin birçok yöneticisi yolsuzluk bataklığında.
Yargının tarafsız ve bağımsız olmadığı bir yerde yolsuzluklar ortaya
çıkarılamaz. Yetim hakkı yiyenlere, hak ettikleri cezalar verilemez bu yargı
düzeninde. Yargı ve emniyet, AKP ile Cemaat arasındaki kavgada intikam aracı
olarak kullanılmakta.
Dış politikadaki çöküş ise içler acısı. Türk devleti
saygınlığını hızla yitirmekte. Türkiye’nin çıkarları ve güvenliği hızla
tehlikeye girmekte. Bu nedenle bu konuda milli politikalara ivedi olarak gereksinim
var.
Siyasal gaflet ve olumsuzlukları fırsat bilen bölücü
örgüt ise durumdan yararlanarak Türkiye’yi parçalama sürecini hızlandırmakta.
Türkiye darboğazdadır. Buradan kurtulması gerek. Bu
kurtuluş AKP ile olmaz. Çünkü ülkeyi darboğaza sokan AKP. Bu nedenle geniş tabanlı milli bir hükümet
gerek.
Milli hükümete kimler yer almalı. Öncelikle CHP ve
MHP milli hükümetin omurgasını oluşturmalı. TBMM dışındaki partiler, yer almalı
milli hükümette. AKP tabanı da temsil edilmeli. Durum vahimdir, bu nedenle herkes
taşın altına elini koymalı.
Milli hükümet öncelikle yargı ve emniyeti
düzenlemeli. Yargıyı bağımsızlaştırmalı. Yürütmenin yasama ve yargı üzerindeki
baskısına son vermeli. Devlet içindeki çeteler temizlenmeli. Yolsuzluk ve
rüşvete bulaşmış kişiler, adil bir yargının önüne çıkarılmalı. Dış politikada
normalleşme adımları atılarak komşularla ilişkiler düzeltilmeli. Bölücü
tehlikeye karşı milli bir mücadele iradesi oluşturulmalı.
Milli hükümetin gecikmesi, devletteki çöküşü
hızlandıracaktır. AKP, intikam hırsıyla karşıtlarını ezmeye çalıştıkça hukuk
dışına çıkacaktır. Bu da diktatörlüğün gemi azıya alması demektir. Devlet
yöneticilerine duyguları değil, akılları egemen olmalıdır. Tüm yurtseverler,
aklı egemen kılmak için ellerinden gelen çabayı göstermelidirler.
Not: Yazılarımın tümüne, http://adiladalet.blogspot.com dan
uluşabilirsiniz.
Adil
Hacıömeroğlu
3
Ocak 2014
Evet dediğiniz olmalı, Geniş Tabanlı Milli Hükümet kurulmalı. Gelen ekonomik çöküntünün vebali bu hükümete aktarılmalı ve A.K. Partisi iktidarı ilk seçimde bir kez daha başa geçerek, karşı devrime kaldığı yerden devam etmeli. Öyle ya sağ düşüncenin sıkıştığında eknominin kötü gidişatını üstüne atacağı bir askeri darbe olamaz veya Ecevit' te rahmetli oldu.
YanıtlaSilÜlkemizdeki yolsuzluk , rüşvet skandalları ortaya çıkardı ki ; AKP artık devleti , ülkeyi yönetemez duruma gelmiştir. Yargının , yasamanın baskı altında olması ;anayasanın önemli kurrallarının ( laiklik , kişi hak ve özgürlükleri gibi ) geçersiz kılınması ; ülkede etnik bölücülük yanında bir de dinsel bölünmenin yürütülmesi içteki dar boğazı oluşturuyor. Dışta da Türkiye'nin saygınlığı hızla eriyor. Bütün bu olumsuz gidişi düzeltmek üzere , ülkede meclis içinde ve dışındaki siyasal partilerin temsil edileceği , geniş tabanlı bir ULUSAL KOALİSYON hükûmetine ivedilikle gereksinim var. Kurulacak hükûmeti de ağır görevler bekliyor. İşte bu ülke gerçeklerini bize sunan yazısı ile karşımızda Sayın A. Haciömeroğlu. Teşekkürler! ÖZGEN KARA
YanıtlaSil