Ülkemizin yıllardır en büyük sorunu, ulaşım olmuş. Kıyı
kesimleri, denizlerin taşıyıcı gücünden az da olsa yararlanmaktaydı. Ancak iç
kısımlarda böyle bir olanak yoktu. Ulaşım, tamamen insan ve hayvan gücüne dayanmaktaydı.
Bu da taşınan malları hem pahalı yapıyor hem de zamanında ulaşmayı olanaksız
kılıyordu. Bu nedenle yurttaşlarımız, farklı bölgelerde yetişen ürünleri
tanımıyordu. Hele kısa sürede çürüyüp bozulan ürünlerin taşınması tamamen
olanaksızdı.
Ulaşımın güçlüğü, yurttaşın kendi ülkesini tanımamasına yol
açmaktaydı. Ülkemizin değişik yörelerinin kültürel, ekonomik açıdan birbirinden
kopuk yaşaması, ulusal birliğin sağlanmasına da engel olmaktaydı. Ayrıca
sağlıklı, devinimli bir iç pazarın oluşması olanaksız olmaktaydı.
Peki, neden Anadolu kentleri ulaşım ağıyla birbirine
bağlanmamıştı. Özellikle Osmanlının son yüzyılında gelişen demiryolları, niye ülkemizde
yaygınlaşmamıştı.
“İslam davasının ilerlemesi için büyük önemi olan Hicaz
demiryolu inşaatında Padişah Hazretlerinin sağladığı harikulade başarı çok öne
çıkarılmaktadır. Oysa bu başarı Türkiye’de halkın gözünü kamaştırmıyor pek,
aksine karışıklık yaşanmayan yedi bölgenin ikisinde insanlar diğer taleplerinin
yanı sıra Anadolu demiryolunun kendi eyaletlerine kadar uzatılmasını
istiyorlar. Rusya’nın, 30 yıl önceye kadar Osmanlı toprağı olan sınır
bölgelerine demiryolu getirdiğini kendi vilayetlerinin başkentle veya Asya
Türkiye’sinin Batı vilayetleriyle kolay bir ulaşım hattının bulunmadığını
söylüyorlar. Bağdat hattı güneye doğru ilerleyecek, Anadolu demiryolu ise
Ankara’dan öteye gitmiyor. Rus-Japon Savaşı’ndan önce, Yakındoğu siyasetinde
Moskova etkisinin büyük önem taşıdığı dönemde Sultan, Asya Türkiye’sinin
Karadeniz kıyı şeridinde yabancı şirketlere demiryolu imtiyazı vermeme, bu
bölgede demiryolu inşaatına karar verirse bunun Ruslar veya kendi hükümeti tarafından
yapılması kararındaydı. Sultan, Rus saldırılarına bu kadar açık olan bu bölgede
şimdiye kadar demiryolu veya düzgün askeri karayolu yapmak için herhangi bir
adım atmamıştır. Sultan ile Rusya arasındaki bu zımni ihanet anlaşması, Yıldız
köşkü otokrasisine hizmet edenler dışında Türkiye’de herkes için sürekli bir
ıstırap nedenidir. (Asya Çağını Açan Devrimler 1905-1911, H. Zafer Kars-Emrah
Maraşo, Kaynak Yayınları, 1. Basım, Temmuz 2018, sf. 154)”
Yukarıdaki alıntıdan da anlıyoruz ki Sultan II. Abdülhamit, Ruslarla
zımni bir anlaşma nedeniyle Ankara’nın doğusuna demiryolu hatlarının
yapılmasını istememiştir. Bu da ardı ardına birçok felaketi yaşamımıza neden
olmuştur. Yol olmadığı için Sarıkamış Savaşı’na gerekli lojistik desteği
sağlayamadık. Bu nedenle güneyden gelen askerlerimiz, yazlık giysiyle savaşmak zorunda
kaldılar. Yazlık giysilerle kış günü yoğun tipi altında Allahuekber dağlarını
aşmaya çalışan askerlerimizin karşısında donmaktan başka seçenek yoktu. Oysa
Rusların o yıllarda Sarıkamış’a dek uzanan demiryolu vardı.
Osmanlı döneminde ülkemizin özellikle batı yanında yapılan
demiryolları yabancı şirketlerce yapıldı. Bunlar, yine yabancılarca işletildi.
Hicaz demiryolu ise Almanların isteği doğrultusunda yapıldı. Almanya, İngiltere
ile sömürgeleri arasındaki bağlantıyı kesmek amacıyla inşa edilmişti bu yol.
Sarıkamış’ta binlerce askerimizin donma, tifüs yüzünden şehit
olmasının asıl nedeni; buraya yol yapmayan Sultan’ın ihmalidir. Cumhuriyet,
Ankara’nın doğusunu demirağlarla örerek, ardından da karayolları yaparak bu
yurt köşesini ana merkezlere bağlamıştır.
Ülkemiz insanı, Cumhuriyet döneminde ulaşımın gelişmesiyle ülkesinin
farklı yörelerinde yetişen ürünleri tanımıştır. Ulaşım sayesinde sağlam bir
ekonomik iç pazar oluştu. Ulaşım sayesinde yurt savunmamız güçlendi.
Ulaşamadığın toprak ,senin değil. Ulaşırsan toprak vatan
olur.
Adil
Hacıömeroğlu
9 Kasım 2022
Bence uluslaşma sürecimizi aksatan en önemli unsurlardan birisine parmak basmışsınız. O da ulaşım! Ulaşım uluslaşımı da getirir, yoksa 50'lerden sonra İstanbul'a Türkiye'nin dört yanından gelen insanlarda gördüğümüz gibi memleketçilik ve elbette onun akrabası olan mezhepçilik, etnikçilik artar. Hakkarili Edirneliyi, Muğlalı da Ardahanlıyı kardeş bellemedikçe uluslaşma tamamlanmış sayılmaz.
YanıtlaSil