ÖĞRENMEYİ SEVDİRMEYEN EĞİTİM, AMAÇSIZDIR


        Öğrenciliğimi anımsarım çoğu zaman. Okullar dinlenceye girdiğinde üzülürdük. Okula severek giderdik. İlkokul birinci sınıftan başlayarak sayısız arkadaşlar edindik. Her arkadaşlık, bir öğrenmeydi. Birlikte öğrendik onlarla. Birbirimizden öğrendik. Aslında oyun içinde bir eğitimin temellerini attık. Her arkadaşlık, bir eğitim ve öğrenme kaynağıydı bizim için.

        Öğretmenlerimizin birçoğunda tanrısal özellikler görürdük nedense. Verdikleri her bilginin, gösterdikleri her davranışın biz öğrencilere yeni bir ufuk açtığını düşünürdük. Verdikleri bilgileri belleğimizde tutar, davranışlarını benimserdik. Onlar, anlattıkça bizim ufkumuz genişlerdi. Ders aralarında yeni öğrendiğimiz bilgileri, heyecanla konuşup tartışırdık kendi aramızda. Önerdikleri kitapları olanaksızlıklar içinde bulmaya çalışırdık. Okuma sevisi, ilkokul sıralarında içimizde bir fidan gibi göverdi. Onlardan öğrendiğimiz en değerli şey, bilgiyle güç kazanacağımızdı.

        Bugünün çocuklarına bakıyorum. Okula severek giden öğrenci, neredeyse parmakla sayılacak kadar az. Okulda sıkılıyor çocuklar. Bir çocuk denizinde neden sıkılır çocuklar? Bunda bilgisayar, tablet ve telefonlarda oynanan oyunlara olan bağımlılıklar asıl etken. Ne yazık ki okullar ve öğretmenler, değişen toplumsal koşullara uyum sağlayamadı. Eğitimi, değişen toplumsal koşullara göre biçimlendiremiyorlar nedense. Bu konuda asıl sorumluluk, Millî Eğitim Bakanlığı’nda. Bakanlık yöneticilerinin çoğu değişen çağın, farklılaşan koşulların farkında değiller. Farkında olanlar da ya çözüm üretmede yetersizler ya da sorunları dile getirmede yüreksiz davranmaktalar koltuklarını yitirmemek için. Ülke, toplum sorumluluğunu kişisel çıkarlarını önüne koyacak yöneticilere ivedilikle gereksinimimiz var.

        Bakanlık ve okul yöneticileri ile birçok öğretmen, günü kurtarmanın peşinde. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” diyenler çok. Yöneticinin de öğretmenin de kendini geliştirmediği bir yerde sağlıklı eğitim olabilir mi? Doğaldır ki olamaz. Olmuyor zaten.

        Yöneticilerin ve öğretmenlerin kendilerini meslek içinde yetirmeleri olmazsa olmaz. Ne yazık ki ÖSS sistemiyle iyi öğretmen yetiştirilmiyor. Öğretmenlik, biraz da doğuştan gelen bir yetenek. İş edinme amacıyla yapılacak bir meslek değil. Nedense son zamanlarda durum bu. Çocuklar, öğretmenlerinin çoğunu ve okullarını sevmiyorlar. Coşkun bir ırmak gibi okullara akmıyorlar. Sevgi ve coşku olmayınca eğitim ve öğretim de zayıflamakta.

        Eğitim, sevgiyle olur. Eğitim kurumları ve eğitimciler, öğrenmeyi sevdirmeliler öğrencilerine. Öğrenme; sevilerek, isteyerek, coşkuyla yapılması gereken bir iş. Sevgi yoksa eğitim de yok! Öğrenmeyi sevdirmeyen eğitim amaçsızdır, yanlıştır.

                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       25 Kasım 2022

3 yorum:

  1. Milli eğitim sisteminde uzun vadeli güzel günün şartlarına uygun milli bir eğitim öğretim proğramı hazırlanmalı.
    Duygusal şair
    İSMAİL GÖKÇE

    YanıtlaSil
  2. Önemli bir konuya değinmişsiniz hocam. Bizim dönemimize göre bazı farklılıklar var. Bunun sosyolojik, bilimsel nedenleri bakanlık kurullarınca ortaya konmalı, belki de hepsinden önce bir rota belirlenmeli. Eğitimin hedefi nedir? Türkiye'de eğitim kişileri meslek erbabı yapmak üzerine kuruludur. Bu sistemle aydın ve bilimadamı yetiştiremiyoruz.

    YanıtlaSil
  3. Yeni eğitim - öğretim yılı başlıyor , hayırlı olsun. Öğrencilerimize , öğretmenlerimize ve tüm eğitim camiasına başarılar diliyorum.Milli Eğitim bir ulus için bağımsızlık kadar önemlidir nereden nereye geldik sıklıkla değişenMilli Eğitim bakanlığıyla beraber eğitim sistemimizde neredeyse silbaştan değiştiriliyor.
    Türkiye Cumhuriyeti ‘nin modernleşmesi, ilk toplumsal dönüşüm ile Atatürk ilkeleriyle,
    Aklı yüreği, emeği ile anlamlı kendi ifadeleri ile;
    “Atalarını, köklerini onurlandıran” ,
    Tarihe şerh düşen başta yüce gönüllü tüm öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır.
    Geçmişin meşaleleri ile Anadolu’muzu ışıklandıran, o yüce gönülleri ile öğrencilerine ilham olan tüm öğretmenlerimize çok teşekkür ediyor,
    uçmaya varan tüm öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.
    Yeni nesillere, öğretmenlerimize ilham olacak muhteşem Cumhuriyet tarihimizdeki, öğretmenlerimizinilham vermesini canı gönülden diliyorum
    Geçmişin ışığını yakalamak ve ilham almaları dileğiyle🙏🏻✍️👏Değerli, Adil Öğretmenim çok önemli bir konuyu dile getirmişsiniz bizlerin sessiz çığlığının sesi oluyorsunuz . Emeğinize, yüreğinize sağlık.Varolunuz👏👏🇹🇷🇹🇷📕Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil