Türkçe Kökler kitabı (Kaynak Yayınları), bir bahar
yeliyle düştü okuyucularının eline. Meraklı okuyucular da yaz sıcağında bir an
serinlemek için bu güzel kitapla Türkçe yolculuğuna çıktı. Tarihin derinliğine
daldık bu kitapla. Dilimizin değişik coğrafyalardaki gezisine katıldık bir
solukta.
Türkçe Kökler’in yazarı, Doğu Perinçek… Sayın
Perinçek’in Türkçeye ilgisi bilinmekte. Daha önce OG’DAN OGUR’A Devletin Oluşma
Sürecinin Türkçedeki İzleri kitabı okuyucuyla buluşmuştu. Bu kitap, Silivri
Tutukevinin zor koşullarında yazılmasına karşın dil meraklılarını beğenisini
kazanmıştı.
Sayın Perinçek, her iki kitabı da bir bilimadamının özeniyle
hazırladı. Onlarca kaynaktan yararlandı. Kaynaklardaki bilgileri, düşüncesinin
ve deneyimlerinin imbiğinden geçirdi. Böylece okuyucuya kolayca ve zevkle
okuyacağı iki önemli yapıt sundu. Her iki yapıt da Türkçenin kökenbilimiyle
ilgili. Özellikle Türkçe konusunda eğitim gören öğrencilerin, bu alanda ders
veren öğretmenlerin/öğretim üyelerinin yararlanması gereken iki kaynak kitap
meraklılarını beklemekte.
Türkçe Kökler’i dinlenceye giderken aldım. Başka
kitaplarla onu yükçeme koydum. Kalacağımız yere varıp yerleştirdiğimizde bu
kitabı, ilk sırada okumaya karar verdim. Havuz başındaki uzanağa uzandığımda
elimde Türkçe Kökler vardı.
Dinlençteki konukların ilgisini çekti kitap. Zaman zaman
onlarla kitap üzerine konuştuk. Birkaç yerde çekincelerim vardı. Bunları,
sıcağı sıcağına Sayın Perinçek’e telefon ederek söyledim. Eleştiri konusundaki
hoşgörüsü örnek sayılacak bir davranış.
Türkçe Kökler’in dili yalın… Anlatım biçimi ise bir
öykü tadında… Kitabın genelinde eğlenceli sayılabilecek bir anlatım var.
Verilen örnekler, günlük yaşamla bağlantılı... Böylece okuyucunun örnekleri
kavraması kolaylaşmış. Dille ilgili bilmediğimiz birçok şeyi öğrenme olanağı bulmaktayız
bu kitapta. Akıcı bir anlatım, okuyucuyu sürüklemekte. Bu nedenle her kesimden
insanın zevkle okuyup anlayabileceği bir kitap…
Beni en çok şaşırtan şey, -mek
(-mak) adeylem ekinin dilimize sonradan girdiğini öğrenmem. Bu ekin
nereden dilimize geldiği bilinmemekte. Bu ek, 8.yüzyıla dek dilimizde yoktu.
Birden dilimize giriyor ve eylemlerin sonuna yerleşiyor. Böylece adeylem
oluşturduğumuz -iş ekinin bir ayrılmaz arkadaşı oluyor -mek (-mak).
Türkçe köklerin yolculukları anlatılmakta
kitapta. Birçok Türkçe sözcük kökünün başka dillerde sıkça kullandığını
öğreniyoruz. Bu, Türkçenin gücü… Kitabı bitirdikten sonra yabancı dillerde
Türkçe kök arayışı başlamakta okuyucuda.
Kitapta yirmi dokuz başlıkta Türkçe kökler incelenmekte. Her
başlık, okuyucuya yeni bir dünya, yeni bir ufuk açmakta. Okudukça okuyucunu
kökenbilime ilgisi artmakta. Türkçe sevgisi doruklara çıkmakta. Yaşamla dil
arasında kopmaz bir ilişki kurulmakta belleklerde. Tarihin, coğrafyanın dili
nasıl biçimlendirdiği anlaşılmakta. Bir dilin kökenbilimine ilgi duymak, tarihi
öğrenmeyle eşdeğer bir iş.
Zamanla sözcüklerde oluşan ses değişiklikleri çok güzel
anlatılmış. Bazı sözcüklerin karşıt yönde anlamsal kazanmaları, bir tarihsel
süreç içinde anlatılmış.
Türkçe sözcük köklerinin oluşumunda bir mantık ve tutarlılık
var. Bunu sözcüklerin türetilmesinde ve bileşmesinde de görmekteyiz. Adlar ve
eylemler, matematiksel bir mantık çerçevesinde oluşturulmuş. Bu durum, Türkçeyi
diğer diller arasında başköşeye koymakta.
Dil, bir ulusun ulusal kimliği… Dil, olmadığında ulus da
olmuyor. Ulus olmayınca devlet de ortadan kalkıyor. Kültürün temeli, dil…
Kültürel gelişimi sağlamanın yolu, sağlam bir dilden geçmekte. İşte, Türkçe
bize bu olanakları yaratmakta.
Atatürk’ün en büyük devrimlerinden biri, dil devrimi…
Dilimizin yabancı dillerin boyunduruğundan kurtulması hepimizin bir yurttaşlık
görevi. Bu konuda başta aydınlar olmak üzere her yurttaş üzerine düşen
sorumluluğu yerine getirmeli.
Kitabın içeriğinden söz etmeyeceğim. Bırakalım okuyucu
merakla okusun Türkçe Kökler’i. Tarihin derinliklerindeki dil
yolculuğunu özgürce yapsın. Bu kitaptan bir harf değil, onlarca harf öğrendim. Bu nedenle Sayın Perinçek’e teşekkür
ediyorum kendi adıma.
“Dilimizde karşılığı varken yabancı sözcüklerin sokulması
aynı zamanda halka karşı bir eylem, halkla arayı açmak, halka sırt dönmek,
halktan kopmak, dahası halkı aşağılamak, düpedüz züppelik! (Türkçe Kökler, Doğu
Perinçek, Kaynak Yayınları, s.36)” demekte yazar. Züppelik yapmamak için Türkçe
konuşup yazmalı. Çünkü başka Türkiye yok! Türkçemiz giderse ülkemiz de gider.
Adil
Hacıömeroğlu
11
Ekim 2022
Çok değerli iki kitaptır ogdan ogura ve diğeri. Ancak sizin eleştirinin neydi bilmiyorum ama ben Hafifte olsa Türkçeyi küçümser bu tavır sezdim. Oysaki İsveççede bile Türkçe'nin etkileri olduğunu hatta Japon abecesinin etkilendiği hem Sayın Perinçek hem kimi dil uzmanlarınca savunulur. Teşekkür ederim Değerli Büyüğüm
YanıtlaSilTürkçemiz için kıymetli kaynak kitaplar sayın Doğu Perinçek hocamızın emeğine sağlık . Değerli Adil Öğretmenim duru ve yalın Türkçe ile bize anlatımınız için ellerinize , yüreğinize sağlık .Varolunuz👏🙏🏻📚🇹🇷Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil