5
Ağustos önemli bir gün. Bir başka deyişle Türk’ün ateşle imtihanı. Ergenekon
Davası’nın karar duruşması yapılacak o gün. Belki de dünya tarihinin en uydurma
davası Ergenekon. Bir ülkenin yazgısını bu kadar çok ilgilendiren bir dava görülmemiştir
sanırım.
AKP
hukuksuzluğuna karşı durmak için Cumhuriyet’ten yana güçler günlerdir 5 Ağustos’ta
Silivri’ye gitmek için hazırlık yapmaktaydılar. Amaç, AKP adaletsizliği
karşısında Silivri tutsaklarının yanında olmak. Ben de dinlencemi yarıda kesip
İstanbul’a döndüm. Ne olur ne olmaz geç kalmayayım 5 Ağustos’a diye. Böylesi
tarihsel günlere tanıklık etmek, eylemin içinde olmak önemlidir. Yurtseverlerin
böyle günlerde alanlarda olması gerek. Tarih yazılırken orada olmamak olur mu?
5
Ağustos’un gelmesini, bayramı bekleyen çocuklar gibi heyecanla beklemekteyim. Çünkü
bir hukuksuzluğu yerinde protesto etmek gerek.
Sabahın
erken saatlerinde kalktım, her zamanki gibi. Sosyal medyadan aldık haberi.
Aydınlık, İşçi Partisi ve TGB yöneticilerinin evlerine polis baskını yapıldığı haberleri
paylaşılmaya başlandı. Ancak televizyon kanalları, fındık fıstık programları
yayımlamaktaydılar. İnsanlar, gösteri yapacak, diye evlerinden alınıyor; özgür (?)
basından çıt çıkmıyor. Muhalifler faşizan bir zihniyet tarafından linç edilmek
isteniyor. Basın suskun.
Tutuklamalara
yurtseverler olanakları ölçüsünde tepki göstermekte. Diktatör korktukça halk
cesaretleniyor.
İktidarın,
5 Ağustos’tan bu kadar korkması nedendir? Neden, gün geçtikçe AKP hükümeti
baskılarını artıyor? Bunun tek nedeni, AKP yıkılacağını gördü. Baskıyı artırarak
doğal süreci ertelemeye çalışıyor. Baskıyı artırdıkça da yıkılma süreci
hızlanmakta. AKP, halktan korkuyor. Halkın gücü, emperyalizme sırtını dayamış
iktidarın korkulu rüyası olmakta.
“Korkunun
ecele faydası yoktur.” demiş atalarımız. Kişinin, korktukça korkusu artar.
Korku, zamanla hastalıklı bir ruh durumuna dönüşür. Yanında olan, olmayan
herkese şüpheyle bakar korkak diktatör. En yakınında bulunanları bile ihanetle
suçlar. Yıllarca kendisine hizmet edenlere bile baskı uygular.
AKP
hükümetinin tüm yasaklamalarına, baskılarına karşın halkın direnişi sürecektir.
Dağlardan kopup gelen gürül gürül akan nehirleri hiçbir baraj durduramaz. Halkın
akan coşkun seli yatağını bulacaktır. Bundan sonra AKP’yi kimse iktidarda
tutamaz. Yıkılışın çatırtıları çok uzaklardan duyulmakta. Ey diktatör, bu kadar
korktuysan yıkılırsın. Korkun, yıkılacağının göstergesi.
Adil
Hacıömeroğlu
Zalimce uygulamaları , hukuk dışı anlayış ve boyun eğmeyenlere saldırılarıyla köşeye sıkışmış korkak yaratık özelliği taşıyan AKP ' nin 5 Ağustos Silivri zulmüne karşı kalkışan topluma yönelik saldırılarını çözümleme yazısı bu. Teşekkürler Ömer Hacioğulları ; emeğinize sağlık!
YanıtlaSilElbet bir gün halkın gücü , adaletin gücü kazanacaktır.
YanıtlaSilBundan sonra yapılacak secimlerde Türkiye Cumhurriyetinin en şaibeli seçimleri olacaktır, eğer her vadandaş kendi oyunu namusu gibi koruyamasa, bu ıkdıdarın ıkdıdarda kalmasının sadece seçim hileleriyle mümkün olacağı anlaşiliyor bunuda hiç çekinmeden yapacaklarından eminim
YanıtlaSil