Kendini
Osmanlı padişahı sanan Erdoğan’la düşler dünyasında yaşayan Davutoğlu, Ortadoğu
ve Kuzey Afrika’ya sefere çıktılar akıllarınca. Bu seferle Osmanlıyı yeniden
kurmak isteğindeydiler.
Erdoğan
ve Davutoğlu, Osmanlının fetih politikalarını kendi öz gücüyle yaptığının farkında
değiller. Bu nedenle de ABD ve AB desteğiyle Osmanlıyı yeniden diriltmeye
çalışmaktalar. Atalarımız; “El eşeğine binen, tez iner.” diye boşuna dememiş.
RTE ve Davutoğlu, Osmanlı düşünden duvarlara çarpmaktalar sürekli olarak. Ne
yazık ki bu çarpmalar, onları uykudan uyandırmıyor. Tersine gittikçe gerçek
yaşamdan uzaklaşarak düş dünyalarını gerçek sanıyorlar.
AKP
hükümeti, ilk kez Batılı güçlerin askeri olarak Kaddafi’yi devirmek için kolları
sıvayarak cepheye koştu. Kaddafi devrildi. Batılı ülkeler, Libya’yı resmen
yağmaladı. Petrol ve uranyum yatakları emperyalist ülkelerin kontrolüne geçti. AB
ve ABD bombalarıyla yıkılan Libya’nın yeniden imarı işini de yıkanlar üslendi.
Türkiye bu paylaşımı yalnızca izledi.
Kaddafi
döneminde binlerce işçimiz Libya’da çalışıp, onlarca işadamımız orada iş
yapmaktaydı. Yıllarca süren bu ekonomik ilişki sayesinde Türkiye’ye milyar
dolarlar akmaktaydı. Türkiye’nin Libya ile ticareti, Türk ekonomisi için
yaşamsaldı. Türkiye Libya’da kaybetti, hem siyasal hem de ekonomik olarak.
Libya’yı
tarumar eden iki baş aktör Sarkozy ve Berlisconi, kendi ülkelerinde
koltuklarını yitirdiler. Erdoğan ve Davutoğlu ise yeni düşlerin peşindeler…
AKP’nin
ikinci büyük seferi Suriye’ye oldu. ABD’nin Esat’a karşı başlattığı yıkıcı
projenin en önüne AKP geçti. Kendisini Osmanlı akıncıları sanan Erdoğan ve
Davutoğlu, Şam’daki Emevi Camisinde cuma namazı kılmak için süre bile veriyordu
dünya kamuoyuna. AKP’li cengâverler, Emevi Camisinde namaz kılamadılar; ama
Esat, bu gidişle Türkiyeli yurtseverlerin konuğu olarak Sultanahmet’te namaz
kılacağa benzemekte.
ABD
ve AKP, Suriye’yi bölünmenin eşiğine getirip ülkeyi yıkıntı durumuna
getirdiler. Binlerce insanın ölümüne, on binlercesinin yaralanmasına, yüz binlerce
kişinin göçüne neden oldular. Tarihsel öneme sahip kentler harap oldu. Suriye
yakılıp yıkıldı ABD ve AKP destekli teröristlerce.
Suriye
ile Türkiye’nin ticareti sürekli gelişmekteydi. Gaziantep, Hatay ve Halep ikili ticaretin merkezleriydi. Halep
yakıldı, yıkıldı. Barbarların eliyle büyük bir uygarlık yok edildi.
Türkiye’nin
ekonomik, siyasal, toplumsal barış açısından en istikrarlı kentleri mahvoldu.
Hatay, Şanlıurfa, Kilis ve Gaziantep kirli bir savaşın kurbanı oldu AKP
sayesinde. Yurttaşlarımız öldü, yaralandı. Suriye ile ticari ilişkilerimiz
sıfırlanmakla kalmadı, üstüne para da harcamaktayız. Mülteci adı altında
binlerce teröristin beslenmesi, barınması Türkiye’ye yük oldu. Bir de
teröristlerin silahlandırılması için harcanan paralar var tabi. Türkiye,
Suriye’den ticari kazancını yitirdiği gibi yitirdiği gibi boşu boşuna para da
harcamakta.
AKP’nin
düşçülerinin üçüncü seferleri Mısır’a yapıldı. Ortadoğu’nun siyasal açıdan en
önemli ülkesinin iç işlerinde taraf olma gibi büyük bir hatanın içine girdiler.
İdeolojik saplantı ve çıkarlarını, ülke çıkarlarının önüne geçirdiler. Mısır’da
Münafık Kardeşler Örgütünü kışkırtarak iç çatışmayı körüklediler. Mısır bu
yıkıcı davranışa anında yanıt verdi ve Türkiye ile ticaret durma noktasına
geldi. İki ülke arasında siyasal ilişkiler tarihte görülmedik bir biçimde
gerginleşerek kesilme durumuyla karşı karşıya kaldı.
Erdoğan
ve Davutoğlu’nun emperyalist destekli hayal politikası, Türkiye’yi her bakımdan
zarara uğrattı. Ekonomik, siyasal açıdan kaybetmiş bir Türkiye var. Arap halkları
nezdinde itibarını yitirmiş bir AKP Türkiye’si. Bazı yandaş ve özgürlüğünü
teslim etmiş medya sözcüleri çıkıp AKP’nin dış politikasının başarısından söz
etmekteler. Sürekli kaybeden bir dış politikada başarıdan söz edilebilir mi?
Erdoğan
ve Davutoğlu Türkiye’nin çıkarlarına ve itibarına çok zarar verdiler, çok. Koca
bir ülkeyi, emperyalizmin çıkarlarına ve ideolojik saplantılara feda ettiler.
Adil
Hacıömeroğlu
15
Ağustos 2013
AKP nin Stratejik derinlikli dış politikası (!) dünyada yalnız bıraktı bizi...Koskoca devletin muhatapları, PYD li müslim, ÖSO lular ve Hamas...
YanıtlaSilKendilerini emperyalist destekçilerine ve çıkarcı yandaşlarına beğendirmek uğruna , ülke çıkarlarımıza ters düşecek dış politikalar izleyen AKP yöneticileri , ülkemizi maddi kayıplar yanında saygınlık kayıplarına da uğratmıştır. Bu alanda büyük bozgunlar yaşamıştır AKP. Ne var ki , bunun bedelini ülkemize ve halkımıza ödetmeleri işin trajik yönüdür. Dış sorunlar da , içtekiler gibi giderek büyümektedir. Bu görüşler doğrultusunda anlamlı bir yazısı ile karşımızda Adil Haciömeroğlu. Teşekkürler!
YanıtlaSilyanlış hesap bağdattan döner dediler şam dan dönene bile bakıp göremediler .Ş.O.U
YanıtlaSil