Doğu
Karadeniz’de kışlar iç kısımlara gidildikçe sertleşir. Hava sıcaklıkları
sıfırın altına çok az düşer. Kar yağışı, deniz kıyısından uzaklaştıkça artar.
Dağlar yükseldikçe yerdeki kar çoğalır.
Kar ne kadar
yağarsa yağsın karasal iklimin görüldüğü yerlerde olduğu gibi buz olup aylarca
yerde kalmaz. Sıkı bir lodos ya da kıble esince kar eriyiverir.
Çocukluğumda
kar çok yağardı. Yollar kesilirdi. Yol dediğim de patikalar. Yalnızca
insanların ve hayvanların yürümesi içindir bu yollar. Yollar elbirliğiyle
açılır. Komşular birlik olur, kışa karşı savaşıma girişir. Evleri aşağıda
olanlar yukarıya doğru güçlükle çıkarken tepede bulunanlar daha kolay aşağıya
inerlerdi. Her iki yönden gelenler, soğuğa aldırmadan karı yararak yol açarlar
kendilerine. Sonunda ortada buluşulur. Buna “yol vurmak” denir.
Yol açılınca
dinlenip soluklanmak zamanı gelmiştir artık. Yakın olan bir evde toplanarak çay
içilip ocak başında ısınılır. Bir süre dinlendikten sonra diğer komşulara
yardım için kollar sıvanır.
Yol vurma
işi bittikten sonra, yani ulaşım sağlanınca kar silme işine sıra gelir. Bazen
kar bir metreyi bulurdu. Yaşlı evlerin çatıları karın ağırlığına dayanamazdı
çoğu zaman. Çatılar, çökme tehlikesi ile karşı karşıya kalırdı. Kar silme işine
ivedi olarak girişilmesinin birinci nedeni buydu.
İkinci
nedense çatıdan sarkan buzların oluşmasını engellemek. Çok sert olan bu sarkıt
buzlardan çocuklar kılıç yaparak savaş oyunu oynarlardı kendi aralarında. Kimi
zaman da bu sarkıt buz parçaları çatılardan insanların başına düşerek
yaralanmalara neden olurdu. Bu nedenlerle ivedilikle çatıdaki karların
kürenmesi gerek. Bunun için gönüllü komşular küreklere yapışır. Genellikle
gençlerden oluşur bu özverili komşular. Tabi, iş bilir yaşlıların
kılavuzluğunda yapılır bu iş. Çünkü çatıda yürümek beceri, dikkat ve deneyim
ister. Acemi biri, çatıdan düşerek istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
Kar silme
işine, önce erkeksiz evlerden başlanır. Evin erkeği ölmüşse ve evde yetimler
varsa öncelik bu ailenindir. Ardından erkeği gurbette ya da askerde olan evlere
sıra gelir. Sonrasında diğer evlerin çatılarındaki kar kürenirdi.
Çatılardaki
karlar kürendikten sonra herkes gönül rahatlığıyla aşhananın (Şimdilerde şömine
diyorlar buna.) başındaki yerini alırdı. Eğer karınlar açsa yeni pişmiş mısır
ekmeğinin içine tereyağı ve peynir konarak çay eşliğinde yenir. Yemeğin
ardından çaylar, keyifle yudumlanırken pilekide patatesler pişerdi korlanmış
ateşte. Ev sahibi; fındık, ceviz, patlamış mısır ve kış meyveleriyle
konuklarına ziyafet çekerdi.
Önce
erkeksiz evlerin çatısındaki karları silen ruhumuz hangi kuytu köşeye saklandı?
Güçsüze sahip çıkan Karadeniz’in bıçkın delikanlıları nerelerde şimdi? Komşuya
yardım etmeyi ibadet sayan inancımıza ne oldu? İnancı ruhtan, yaşamsal
gereksinimlerden kopararak biçimsel zorunluluk durumuna getirenler, bu ulusa
nasıl bir kötülük yaptıklarının farkındalar mı?
Çocukluğumda
şimdikine göre daha korunaksız bir evde büyüdüm. Çoğu zaman soğuk rüzgârları
evin içinde hissederdik, ama üşümezdik, hem de hiç... Kızaran ellerimiz,
moraran burnumuz, buz kesen ayaklarımıza karşın soğuğu duyumsamazdık bile.
Sıcak komşuların, aile bireylerinin dostluk sobasında ısınırdık. İnsanda üşüme,
yalnızlık ve dostların olmayışıyla başlar. Giderek de donar bir yerlerimiz,
çözülmemek üzere.
.
Adil
Hacıömeroğlu
24
Ağustos 2013
Adil Bey ellerinize sağlık... karda donarak ölüm uykuyla gelir...işte milletimize yapılan bu . önce yalnızlaştırılıp "ben" demeye başlatıldı nesiller. ardından yalnız kalana istediğini yapacak gücüyle geldiler. sen uyursan ölürsün! sen uyursan ölürüz! diyordu komutan nöbet tutan askere... uyursak öleceğiz...teşekkürler anlatınız için.
YanıtlaSilKar yağışlı kış geçiren bölgelerde , bizi yıllar öncesinin kış yaşamına götüren bir anı bu yazı. Damların karını küreme , erkek işidir daha çok. Erkeği bulunmayan evlerin damı ( çatısı ) daha önce kürenir. İMECE yardımlaşma biçimi burada etkendir. Geleneksel kışlık ikramlar , yeme içme de yer alıyor anıda. Teşekkürler Adil Haciömeroğlu ; emeğinize sağlık!. ÖZGEN KARA
YanıtlaSilharika bir yazı,geçmişe bir kez daha özlemle baktım, sağolun varolun
YanıtlaSilYüreginize saglık...Hasret kaldıgımız öz degerlerimizi okumak hem sevindirdi. hemde hüzün vardı,ama güzeldi dogrusu..
YanıtlaSilİnsanlara,Dostluktan başka ilaç olmadıgını,sıkıntıları tedavi edecek başka bir bag olmadıgını hissettirmişsiniz..unutanlara çagrı olsun.
Sevgiler..selamlar kardeşcim.
Sevgili Adil kardesim kalemine saglik bizleri cocukluk gunlerimize goturdun tesekkur ediyorum "O RUH " Cok sukur daha gelisti O Ruh Aafrikaya su kuyulari aciyor,yoksullara yardim goturuyor,zalim israilin ambargosunu delmek icin Gazzeye yardim goturuyor ulkemizde fakir,fukara nerde var diye muhtarliklardan ihtiyac sahiplerinin listesini aliyor ev ev dolasip sirtlarinda kumanya ve erzak tasiyor sizler O Ruhtan ayrilip devrimciligi secince yanlis yola girdiniz ve o guzellikleri kaybettiniz oysa o guzellikler organize sekilde dahada guzel bir sekilde dedvam ediyor sizler devrimcilikte inat ettiniz hem insanlarin huzurunu bozdunuz, hemde icinizdeki o guzelliklere hasret kaldiniz gelin hatanin neresinden donerseniz kardir birakin yollara barikatler kurup insanlarin onlerine engel cikarip evlerine, islerine gideceklere zorluklar cikarmayi, o barikatleri yakarak yerdeki canlilari yakmayi, otobusleri, is yerlerini yakarak insanlarin geleceklerini ve hayallerini yakmayi yikmayi dertlilere derman olmayi,aglayan goz yaslarini silmeyi gaye edinin goreceksiniz ki daha huzurlu ve mutlu olacaksiniz su gezi olaylarini tasvip etmeniz ve her firsatta devrimci oldugunuzu yazmaniz su guzel kaleminize golge dusuruyor gelin tarafsiz olmayi gercekler hangi taraftan gelirse kabullenmeyi,hatalar nerden gelirse reddetmeyi ogrenin inanin insanlara daha faydali olacaksiniz selam ve sevgilerimle Allaha emanet olun
YanıtlaSilAdil hocam ne güzel adetler , birlik beraberlik içinde küçük yerlerde dayanışma , paylaşma el birliğiyle sorunun giderilip çözüme ulaşılması karşı tarafı mutlu ettiği gibi yapan kişileride mutlu eder sonuçta duyulan erinçlik görülmeye değer,bir insanı ferahlatıp dua almak kadar güzel bişey yoktur.Anlatımınızdan geçmişte bizde orada yaşamış kadar oluyoruz .Karadeniz insanının doğasıyla,insanının zekası birleşince güzellikler ortaya çıkıyor.Adil hocam sağ olunuz .Kaleminşz hiç tükenmesin✍️👏🍀🧿🙏🏻🙎♀️Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil