Suriye
konusunda akıl almaz yalanlar ortaya atan ABD ve onun Ortadoğu’daki
işbirlikçileri, şimdi de Esat yönetiminin Kimyasal silah kullandığını ileri
sürdüler. Direnen Suriye’yi diz çöktürmek için akıl almaz iftira kampanyaları
yapmakta Emperyalizm ve onun yardakçıları.
Esat
yönetimi, muhalif kılıklı uluslararası teröristleri tam da temizlediği anda
kimyasal silah yalanı ortaya atılmakta. Esat, üstünlüğü ele geçirdiği sırada
kimyasal silah kullanmanın intihar olacağını bilmeyecek kadar ahmak mı?
ABD
emperyalizmi saldırganlığını ve bunun sonucunda da sömürüsünü sürdürmek için
yalanlara başvurur sık sık. Yalan, ABD’nin en büyük silahı. ABD’nin en büyük
yalanlarından biri Vietnam’la ilgili. Kuzey Vietnam devriye botlarının,
Tonkin Körfezi’nde seyretmekte olan ABD savaş gemisi Maddox'a saldırdığını öne
sürerek Vietnam’a savaş açtılar. Aradan kırk yılı aşkın süre geçtikten sonra ABD
resmi kaynakları, saldırı gerekçesinin aslının olmadığını açıkladı. Olan bu
kirli savaşta ölenlere oldu. Milyonlarca insan yaşamını yitirdi, sakat kaldı,
Güneydoğu Asya’nın bu güzel ülkesi harap oldu.
ABD,
Vietnam’da kimyasal ve biyolojik
bombalar dâhil, her türlü silahı kullanıp denedi; orada bir vahşetin suçlusu
oldu. Vietnam Savaşı’nda ABD insanlık suçu işledi. Kendi çıkarları uğruna
uydurulan bir yalan üzerine milyonların yaşamını tehlikeye atabilen bir
zihniyetin temsilcisidir Amerika.
Yalan
makinesi Irak’ta da işledi. Saddam’ın kitle imha silahları yaptığını ısrarla
söylediler. Hatta bunun için uyduruk fotoğraflar bile yayımladılar. Tüm
dünyanın kafasında insanlık düşmanı bir Saddam portresi yerleştirdiler. Dünya
kamuoyu Amerikan yalanlarına inandırıldıktan sonra düğmeye basıldı. 2003’te
Irak işgal edildi. Bir milyonu aşkın insan öldürüldü. Milyonlarcası sakat
kaldı. On binlerce kadına tecavüz edildi. Irak’ta taş üstünde taş kalmadı. Ülke
kalın çizgilerle üçe bölündü. Etnik ve mezhepsel ayrılıklar körüklendi. Her gün
bombalamalarla onlarca insan ölmekte. Daha sonra ABD’ce yapılan açıklamada
istihbarat raporlarının yanlış olduğu açıklandı. Milyonların kanını petrolden
kazanacağı yeşil dolar için içen vampirler, şimdi de Suriye konusunda yalanlar
üretmekte.
Kimyasal
silahın kullanıldığı yer, Şam... Bomba, askeri lojmanların yakınında patlıyor. Saldırıda
ölenlerin bir kısmını askerler oluşturmakta. Yani Esat, kendi askerlerini
öldürüyor, öyle mi? Buna kargalar güler. Şam, Esat güçlerinin en hâkim olduğu
bölge.
Suriye’deki
muhalif teröristler zor durumda ve savaşı yitirmek üzereler. Bu aşamada her
türlü çılgınlığı yapmaları olası. Suriye umurlarında değil. Zaten çoğu da
Suriyeli değil.
ABD,
İsrail, Katar, Suudi Arabistan ve AKP ittifakı Suriye direnişi karşısında ağır
bir yenilgi almak üzereler. Yenilgi; ittifakı çözer, bölgede geriletir. ABD’nin
petrol üzerinde egemenliği, İsrail’in güvenliği, AKP ve Körfez
işbirlikçilerinin koltukları tehlikeye girer. İşte, tam bu noktada komplo devreye giriyor.
Rusya,
uydu görüntülerini BM’de gösteriyor. Bu görüntülerde kimyasal silah
kullananların teröristler olduğu görülmekte. Buna karşın, yalan propaganda tam
gaz yol almakta. Suriye’ye müdahale için en istekli olan da AKP.
AKP
ve bazı Arap yönetimleri, emperyalizmin petrol kuyularını korumak için bir
haçlı seferinin kışkırtıcıları durumundalar. Suriye’ye müdahale, en çok
Türkiye’ye zarar verir. Bölünme süreci hızlanır, Ortadoğu’da birçok
devletçiklerin oluşmasına, sonu gelmez çatışmaların başlamasına neden olur. Bu
nedenle Türk halkı; bu konuda uyanık olmalı, savaş çığırtkanlarına pirim
vermemeli.
Adil
Hacıömeroğlu
27
Ağustos 2013
Muhalifler kendi adamlarının bulunduğu bölge yerine Esed'in bulunduğu bölgeye kimyasal silah kullansalardı Esed kalırmıydı. Yazdıklaınıza kendiniz inanıyormusunuz...
YanıtlaSilHer an görebildiğimiz ABD emperyalist entrikalarının bir yenisi Suriye'de '' KİMYASAL SİLAH KULLANIMI '' konusuyla gündemde. Esat ' ın emperyalizme ve teröre boyun eğmeyen direnişi ABD ' nin gardını kırmaktayken , olasılık , muhalif teröristler aracılığı ile uygulamaya konan KİMYASAL komplosu ile Suriye'ye saldırı bahanesi yaratılıyor. AKP'nin de bu entrika içinde olması , ülkemizin ATATÜRK çizgisindeki BAĞIMSIZLIK ilkesiyle çelişmektedir. Bu noktaları işleyen güzel yazısı için Teşekkürler Sayın Adil Haciömeoğlu'na.. ...Özgen Kara
YanıtlaSil